Canlıdan organ naklinde gelişme

 

29 Ekim 2014 14:16
Canlıdan organ naklinde gelişme




Türkiye canlıdan organ naklinde önemli bir yerde


  Organ bağışı ile tek bir insanın pek çok kişinin hayatını kurtarması mümkün olabiliyor. Ülkemizde yeteri kadar bağışın olmaması organ nakli konusunda en önemli sorun olarak gösteriliyor. Türkiye'nin canlıdan canlıya organ naklinde dünya sıralamasında Kore'den sonra yer aldığı belirtiliyor.Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Koray Acarlı, "3-9 Kasım Doku ve Organ Bağışı Haftası" öncesinde organ nakli ve organ bağışının önemi hakkında bilgiler verdi. Canlıdan nakiller yerine kadavradan bağışların artması gerektiğini anlatan Acarlı, "Gelişmiş ülkeler kadavradan organ naklinde ilk sıralarda yer alırken, Türkiye canlıdan canlıya organ naklinde dünyada 2. sırada bulunmaktadır. Ancak organ nakli konusunda başarılı olduğumuzu söylemek için kadavradan nakil sayımızın fazla olması gerekmektedir. İnsanlar yeteri kadar organ bağışına yönlendirilmediği için operasyonlar canlıdan nakillerle gerçekleştirilmektedir." dedi.Her insanın bir gün organa ihtiyacı olabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Acarlı, "Organ bağışı sayısının az olması ülkemiz insanını rahatsız etmiyor gibi görünüyor ancak herkesin bir gün organa ihtiyacı olabileceğini düşünmesi gerekir. İnsanların bir yakınını kaybetmeleri durumunda organ bağışı konusunda ne düşündüklerini önce kendi kendilerine sormaları çok önemlidir. Bu konuda kişinin sadece organlarını bağışladığını beyan eden bağış kartı taşıması yeterli olmamaktadır. Organlarını bağışlamayı düşünen bireyler aynı zamanda ailelerine de bu konuda vasiyette bulunmalıdır." açıklamasında bulundu.Akraba bağlarının kuvvetli olması canlıdan canlıya nakil oranlarını artırdığını vurgulayan Acarlı, şunları dedi: Batılı ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'deki akraba bağlarının çok daha kuvvetli olduğu görülmektedir. Canlıdan organ naklinin ülkemizde daha fazla olmasının nedenleri arasında akraba ilişkilerindeki bu bağlılıktan söz etmek mümkündür. Bunun yanında Batılı ülkelerde kadavra sayısı fazla olduğu için canlıdan organ nakline ihtiyaç ülkemizdeki kadar fazla olmamaktadır."90'lı yıllarda Türkiye'de yılda 3-4 tane karaciğer nakli yapıldığı bilgisini veren Acarlı, "Günümüze bakıldığında sayısal anlamda gelişmiş ülkeler seviyesine geldiğimizi görmekteyiz. Çok başarılı nakiller gerçekleştirilmesine rağmen bu durum bizi tatmin etmemekte, her yıl binlerce insan hayatını kaybetmektedir. Türkiye'de organ bağışı oranında artıştan bahsedilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde sadece 10 tane organ nakli merkezi bulunurken, günümüzde bu merkezlerin sayısı 38'e çıkmıştır. Ancak gerçekçi bir artıştan söz edebilmek için organ nakli yapan merkezlere düşen kadavra sayısının her geçen sene artması gerekir. Bir organ nakli merkezine düşen kadavra sayısı, 20'den 5'e geriliyorsa burada artıştan bahsedilmesi mümkün değildir." diye konuştu.Acarlı "İstanbul'un potansiyeline bakıldığında kadavra sayısının yıllık 200 olması gerekiyor. Organ nakli konusunda belli değerler kullanılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde organ bağışı milyon kişi bazında 20-30 olarak belirlenmektedir. Bu açıdan bakıldığında İstanbul 10 milyon nüfus kabul edilse bile yılda 200 kadavra olması gerekmektedir. Bu neredeyse Türkiye genelinin sayısına yakın bir rakam olarak gözükmektedir." şeklinde konuştu.Organ nakli haftası Türkiye'deki algının da değişmesinin başlangıcı olmalıdır diyen Acarlı son olarak şunları söyledi: "Yaşlılıkta rahat etmek için gençken para biriktirmek örneğinde olduğu gibi hasta olunca organ bulunacak bir ortamı şimdiden hazırlamamız gerekmektedir. Bu birkaç doktorun ve ilgili birimlerin tek başına altından kalkabileceği bir durum değildir. Sokaktaki insandan, medyaya kadar tüm toplumun destek vermesiyle oluşturulacak ortak bir duyarlılıktır."  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.