Halk arasında pastırma sıcakları olarak adlandırılan bu havalar, başta baş ağrısı olmak üzere pek çok hastalığa da davetiye çıkarıyor.
Kış mevsiminin etkisini yavaş yavaş artırdığı düşünülürken,
hava sıcaklıkları yeniden değişkenlik göstermeye başladı. Halk arasında
pastırma sıcakları olarak adlandırılan bu havalar, başta baş ağrısı olmak üzere
pek çok hastalığa da davetiye çıkarıyor.
Uz. Dr. Abdullah Özkardeş, hava değişimlerinin baş ağrısı
üzerindeki etkilerini anlattı.
Havadaki basınç değişikliği baş ağrısını tetikliyor
Hava şartları, baş ağrısını ve migreni tetikleyen çevresel
faktörden en önemlisi olarak öne çıkmaktadır. Basınç, ısı, nem ve rüzgar gibi
tek bir hava özelliğinin ani değişimi veya bu özelliklerinden birkaçının
birlikte ani değişimi ağrıyı başlatabilir. Hava basıncında ani düşme,
bulutların kalınlaşması, nem artışı, ısıdaki değişimler ve rüzgarın
şiddetlenmesi, diğer hava özelliklerinden daha çok migren ataklarını
tetiklemekte ve var olan ağrıyı kötüleştirmektedir. Aksine yüksek hava basıncı
ile birlikte olan kuru bir hava ve parlak güneş ışığı baş ağrısını
yatıştırabilmektedir. Halk arasında ağrıyan eklemlerin, yağmurun gelişine
işaret ettiğine inanılır. Aile büyüklerini dizlerini ovuşturup bir yandan da
'Dizlerim ağrıyor kesin yağmur yağacak' derken gözlemlemek mümkündür ki bu
durum aslında tıbbi bir gerçeği işaret etmektedir. Hava durumu, pek çok tıbbi
sorunu tetikleyebilir, yakınmaları kötüleştirebilir hatta bazı hastalarda ölüm
riskini bile artırabilir. Hava değişiklikleri astım, diyabet, kalp, artrit ve migren
hastalarını etkileyebilmektedir.
Hayat temponuzu biraz yavaşlatın
Havadaki ani değişimlerin yanı sıra baş ağrısını tetikleyen
başka önemli faktörler de bulunmaktadır. Modern hayatın temel bileşenleri
haline gelen agresif kariyer planları, aşırı hırs, telaş ve günlük koşturmaca
bunun bir boyutunu; alkol, nikotin ve kafein gibi maddelerin aşırı tüketimi de
bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. En yaygın sağlık problemlerinden biri olan
baş ağrısı, kişilerin sosyal hayatlarını ve işlerini de ciddi anlamda
etkilemektedir.
Baş ağrıları şu şekilde gruplandırılır:
Gerilim tipi baş ağrısı: En yaygın tiptir ve esas olarak
stres, yorgunluk, depresyon ve sıkıntılar nedeniyle oluşur.
Sinüs baş ağrısı: Sinüs enfeksiyonları neden olur.
Göze bağlı baş ağrısı: Uzun bir süre bir şeye odaklanma
sonucu oluşur.
Sekonder baş ağrısı: Başka bir hastalığa bağlı meydana gelir
( Örneğin tümörler)
Nevralji: Sinirlerin irritasyonu ile olan baş ağrısı.
Aşırı madde kullanımına bağlı baş ağrısı: Alkol, nikotin ve
kahve sıklıkla ağrıya yol açar.
Ağrı kesicileri doktor kontrolünde kullanın
Baş ağrısından yakınan hastaların çoğu reçetesiz satılan
ağrı kesicilere kolayca ulaşmakta ve doktora danışmaksızın kendi kendini tedavi
etmektedir. Baş ağrıları önemsiz bir durum olarak algılanmamalıdır. Doktor
kontrolünde alınmayan ilaçlar bir süre sonra etkisini tamamen kaybedecektir.
Üstelik alınan ilaçlarla sürekli bastırılan baş ağrısının çok ciddi bir
hastalığın ikaz bulgusu olabileceği de unutulmamalıdır.
Rüzgara ve havasız ortamlara dikkat
Sıcak, ılık, çok kuru dağ ve çöl rüzgarları, ağız ve burun
boşluğundaki ıslak yüzeyleri kurutup, hava yollarını uyardığı için baş ağrısına
neden olabilmektedir. Atmosfere eklenen ozon, karbonmonoksit ve diğer kimyasal
maddelerle de baş ağrısı daha şiddetli bir hal alır. Ilık ve sakin günlerde,
kirlilikler havada toplanır ve hareketsiz bulutlarda asılı kalır. Kimyasal
maddeler baş ağrısını direkt olarak tetikleyebilir veya karbonmonoksitin
yaptığı gibi, kandaki oksijeni azaltarak dolaylı olarak baş ağrısına yol
açabilir. Beynin düşük oksijen seviyesini hissetmesi ile kan desteğini devam
ettirebilmek için kan damarlarında genişleme başlar. Bu genişleme ile beyinde
basınç artar ve baş ağrısı oluşur.
07 Kasım 2014 20:21