Uzman psikolog Suna Polat'tan özgüven gelişimi ile önemli ipuçları
Dünyaya yeni gelen bir bebeğin hiçbir
geçmişi, kendisi ile ilgili algısı, özdeğeri ile ilgili herhangi bir fikri
yoktur. Bebek çevresindeki diğer insanların kendisine davranışları ve
hareketleri ile verdikleri mesaja göre, özdeğer duygusunu edinmeye başlar.
Özgüven duygusunun ilk temelleri
anne-bebek arasındaki iletişim sırasında atılmaya başlar. Özellikle annenin
bebeğini beslediği süreç, bu anlamda önemlidir. Bebekler, annelerinin kendileri
ile birlikte iken yansıttıkları temel duyguları (şevkat, sevgi, kaygı, telaş,
öfke, üzüntü gibi) algılarlar. Bebeğin dış dünya ile ilgili ilk izlenimleri
annenin yansıttığı duygular kanalı ile oluşur. Anne bebek için dış dünyaya
açılan bir penceredir, bebek dış dünyayı bu pencereden annenin yansıttığı
biçimde izler. Bebeğin dış dünyayı güvenilir, tutarlı, sıcak veya güvenilmez,
tutarsız, soğuk bir yer olarak algılaması, annesi ile olan ilk duygu
alışverişine bağlıdır.
Daha sonraki 5-6 yıl içerisinde ; aile
ortamı, özgüvenin şekillendiği yerdir. Aile içinde kullanılan her kelime,
mesaj, yüz ifadesi ,mimik çocuğa özdeğeri hakkında bir ileti gönderir.
Çocuk okula başladıktan sonra ise, diğer
etkiler ortaya çıkar ama aile de önemli kalmaya dcvam eder. Dış dünya çocuğun
ailede edindiği değer yada değersizlik duygusunu destekler. Örneğin aile
ortamında değersizlik duygusu edinmiş bir çocuk, okulda herhangi bir konuda
başarısızlıkla karşılaştığında bu başarısızlığını gözünde büyütür ve kendisi
ile ilgili değersizlik duygusu pekişir. Buna karşılık aile içinde kendini
değerli hisseden bir çocuk, karşılaştığı başarısızlıkları görmezlikten gelir,
kendi özdeğeri hakkında karar verirken başarılı olduğu durumları değerlendirir.
Aile ortamında yapılacak bazı temel
değişiklikler, çocukların kendilerini değerli bir birey olarak hissetmelerine
katkıda bulunur. İletişimin net ve açık olduğu, duyguların dürüstçe ve
korkmadan ifade edilebildiği , sorumluluğun gelişim düzeyi ve kişisel özelliklere
göre dağıtıldığı aile ortamlarında çocuklar çok daha kolaylıkla özgüven duygusu
geliştirirler. Böyle sağlıklı bir ortam yaratabilmek için, bazı somut öneriler
işe yarayabilir. İşte bu önerilerden bazıları...
ANNE-BABALARA ÖNERİLER:
*Öncelikle;
çocuklar arasında bireysel farklılıklar olduğunu unutmayın. Hiçbir çocuk
özellikleri açısından bir diğer çocuğa benzemez. Her çocuk kendine özgüdür, bu
özellikleri ile eşsiz ve değerlidir. Eğer siz çocuğunuzun bireysel
özelliklerini takdir eder ve değer verirseniz o da kendi varlığına ve
özelliklerine değer verir. Bunun en somut göstergesi çocuğunuzu bir başka
çocukla asla kıyaslamamaktır. Eğer çocuğunuzu teşvik etmek istiyorsanız başka
bir çocuğu örnek göstermek yerine, kendisinin daha önce yapmış olduğu birşeyi
örnek gösterin, yani kendi kendisi ile kıyaslayın. Örneğin; Piyano konseri
öncesi çok kaygılı olan kızınıza " Bak Ayşe ne güzel hiç heyecanlanmadan
çaldı sen ne diye heyecanlanıyorsun " demek yerine " Zeynep'ciğim,
kaygılandığını görüyorum. Hatırlıyormusun geçen sene bütün sınıfın önünde şiir
okuman gerekiyordu, o zaman da tıpkı şimdiki gibi kaygılı idin ama çok güzel
şiir okumuştun ve seni çok alkışlamışlardı. Sen de kendini çok beğenmiştin..
Şimdi de bu işin üstesinden gelebilirsin,sana inanıyorum. " diyebilirsiniz.
Çocuğunuzu iyi tanıyın. Onun hangi
alanlarda iyi olduğunu, hangi alanlarda desteğe ihtiyacı olduğunu gerçekçi bir
biçimde değerlendirin. Zayıf oldukları alanlarda onları desteklemek için, iyi
oldukları alanları örnek olarak kullanın. İyi oldukları alanlarda kendilerini
gösterebilmeleri, zayıf oldukları alanlarda ise kendilerini denemeleri için
güvenli ortamlar yaratın. Eleştirmek, yüzüne vurmak yerine, yapabildiğini
değerlendirin ve onunda görmesini sağlayın. Unutmayın eğer siz yapabildiği
kadarını görmez ve ona inanmazsanız o da yapabildiklerini görmez ve kendi
gücüne inanmaz.
Çocuğunuzun iyi yapabildiği şeyler, ya da
ilgi duyduğu alanlar mutlaka vardır. Bunların neler olduğunu tesbit edin ve bu
alanlarda daha iyi olabilmesi için gerekli koşulları sağlamaya çalışın.
Çocuklar genellikle ilgi duydukları alanlarda daha iyi performans sergilerler.
Bu nedenle, ilgilerinin ne olduğunu belirlemek çok önemlidir.
*Çocuğunuzun
geliştirilmesi gereken alanları için birlikte bir plan yapın. Planınızda küçük
hedefler belirleyin. Bu hedeflere ulaşmasında ona destek verin. Örneğin
herhangi bir derste başarısız ise ve bu durum onu etkiliyorsa, bu konuda neler
yapabileceğinize birlikte karar verin ve küçük adımlar belirleyin. (önce
öğretmenle görüşme, çalışılacak konuları saptama, çalışma programı düzenleme,
ekstra destek ihtiyacının olup olmadığını belirleme vb.) Sizin problemlerin
üzerine giderken çözüm odaklı yaklaşımınız, hedef belirlemeniz ve bu konuda ona
destek vermeniz, onda problemin çözülemez olduğu inancını yıkacak ve çaba
harcama isteği doğuracaktır.
Çocuğunuza mutlaka çeşitli alanlarda
sorumluluklar verin. Bu sorumlulukların onun yaşına ve gelişimine uygun
olmasına dikkat edin. Sorumluluklarını yerine getirirken onu izleyin, takdir
edin, gerekli yerlerde destekleyin. Sorumluluk duygusunun gelişimi, çocuğun
kendisini yeterli hissetmesi ve özdeğer duygusunun gelişimi ile yakından
ilgilidir.
Çocuğunuzun; ev ve okulun dışında farklı
sosyal aktiviteler, sosyal gruplar gibi değişik ortamlara girmesi ve bu
ortamlarda kendini gösterebilmesi için fırsatlar yaratın. Böylece, çocuğunuzun
alışkın olmadığı yeni ortamlara uyum sağlama becerisini geliştirmesine katkıda
bulunmuş olursunuz. Yeni, farklı ortamlarda başarılı olma duygusu, çocuklarda
kendilerine güven duygusunu arttırır. . Örneğin; çocuğunuzun bir yaz kampına
katılması ya da daha önce hiç denemediği bir sosyal aktiviteye başlaması ona
çok şey kazandırabilir.
26 Nisan 2015 16:52