Koruyucu ailenin Sevgisi çocuklara hayat veriyor
"Koruyucu aile" olmak kolay değil. Hele de, toplumda iyi görülmeyen özürlü ve engelli gibi duran, kimsesiz ve bakıma muhtaçlara "koruyucu aile" olmak. Zoru başaran çok ender insanlar var. İnsanlık dersi veren bu ender insanların varlığı bizi "biz" yapıyor. Değerlerimizin kutsallığını hatırlatıyor. İnsan olduğumuzu gösteriyor. Koruyucu aile örneklerinden yola çıkan ve bu konuda yüzümüzün akı olan ailelerin varlığını gösteren güzel bir haber yazısı. Güzel insanların var olduğunu görmek, güzel hareketler ve güzel davranışlara örnek olması yeni ışıkları yakması demektir...Çocuk Esirgeme Kurumu’nda yetişen çocukların en büyük eksiği sevgi. Maddî tüm imkânlar sağlansa da çocuklar manevi yönden boşluk yaşıyor ve sevgisiz büyüyor. Sevgiye ve ilgiye muhtaç bu çocuklara el uzatmanın yollarından biri de koruyucu ailelik. Bu sayede çocukların aile ortamında büyümesi ve yetişmesi sağlanıyor.Yalnız yaşayan Semahat Karlı, 25 yıl çalıştıktan sonra emekli olur. Emekliliğiyle bir anda boşluğa düşen Semahat Hanım, bir gün televizyonda çocuk yuvasında dayak yiyen çocukları görür ve evini şenlendirecek bir çocuk edinmeye karar verir. Semahat Hanım, kızıyla tanışma hikayesini şöyle anlatıyor: “Kızımla karşılaştık. Karşımda şaşkın, beni inceleyen 5 buçuk yaşında bir minik. Biraz vakit geçirdik en son ayrılırken, ‘Sen anne misin?’ diye sordu, olmadığımı söylediğimde, ‘Benim annem olur musun?’ dedi. O andan itibaren kararımı vermiştim, ‘Benim kaderim bu çocukla beraber.’ Eve geldikten sonra süreç o kadar da kolay olmadı. Uzun ve zor bir dönem geçirdik. Çok yıpranmış, travmaları olan, yuvada çok az bir süre kalmış bir çocuk. Bir buçuk sene ‘Ben bu hareketi yapsam beni terk eder mi, beni bırakır mı?’ diye beni sınadı. Zor ve sabır gerektiren bir dönemdi ve bu arada destek aldık. Ama çocukların ancak sevgi ile tedavi edilebileceğini de anladık.”İhsan (41) ve Döne Gül (42) çiftinin hikayesi ise bir başka güzel. Türkiye’de engelli bir çocuğa koruyucu ailelik yapan ilk çift onlar. 7 yıldır down sendromlu kızlarına bakıyorlar. Hayatlarını 8 aylıkken yuvadan aldıkları engelli kızlarına göre ayarladıklarını söyleyen anne Döne Gül, “Evet birçok zorluğu var. Üç senedir özel hayatımız yok. Onun sevdiği yerlere gidiyoruz. Hayatımızı ona göre şekillendiriyoruz. Çok sevdiğim için beni mutlu ediyor. Bir kere öpmesi bütün zorlukları alıp götürüyor. Allah ona göre sevgi veriyor.” diyor.Koruyucu aileliğin hayatlarını değiştirdiğini belirten Gül, çocuklara karşı büyük sevgilerinin olduğunu vurgulayarak, “Onlar sayesinde sevginin aşamadığı hiçbir şey olmadığını öğrendik. Hayatta su, ekmek, oksijen nasıl lazımsa sevginin de büyük bir ihtiyaç olduğunu gördük.” diye konuşuyor. Anne Gül şöyle devam ediyor: “Down sendromlu kızımızı verirken ‘10 gün bakın.’ dediler. Bizden önce iki, üç aile almış denemişler yapamamışlar. 3 gün içinde kabul ettim. Bu çocukların normalde 4 yaşından önce yürüyüp konuşamadıklarını söylediler. Özel okula götürdüm. Fizik tedavi uygulayıp kaslarını geliştirdik. 18 aylıkken yürüdü. Bunda sevginin de yararı oldu. Kızımızın kalkıp oturduğunu gördük. Yürüdüğünü görmek hiçbir şeyle ölçülmez. Onun ilk baba, anne demesi büyük mutluluktu.”SEVGİ HER TÜRLÜ ZORLUĞU AŞTIİstanbul Koruyucu Aile Derneği Başkanı Neşe Gökalp’in de 18 yaşında bir oğlu var. Koruyucu ailelik yapmaya başlamadan önce yuvada gönüllü olarak çalıştığını anlatan Gökalp, böyle bir sistemin olduğunu öğrenir öğrenmez 9 yaşındaki oğullarına koruyucu ailelik yapmaya başlar. İlk zamanlar çocuk için tanımadığı bir ortamda yaşamanın zorlukları olduğunu söyleyen Gökalp, “Ancak sevgi ile her türlü zorlukları aştık ve tıpkı biyolojik ailede bir çocuk için neler yaşanıyorsa biz de beraber yaşadık, gördük ve öğrendik.” diyor. Gökalp oğlunun ilk defa kendisine ‘anne’ dediği zamanı ise unutamıyor: “İlk zamanlar bana da hemen ‘anne’ diye hitap edemedi doğal olarak. Yaklaşık 7-8 ay sonra bir gün kapıyı su satıcısı için açıp, içeriye seslendiğinde ilk defa bana ‘anne’ demişti. Güzel bir hatıradır benim için.”Koruyucu ailelikte en önemli vazife sevmekTürkiye genelinde toplam 3 bin 621 kimsesiz çocuk, koruyucu aile yanında kalıyor. Bu sistem sayesinde çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımı sağlanamayan çocuklar, aile ortamında kalma imkânı elde ediyor. Uzun ve kısa süreli koruyucu ailelik yapılabiliyor. Bu süre çocuğun bakım ve ihtiyaçlarına göre değişiyor. Ayrıca uzmanlaşmış koruyucu aile modelinde ise özel zorlukları ve ihtiyaçları olan çocuklara bakılıyor.Çocuk Hizmetleri Müdürlüğü’ne başvurular genelde evlat edinme üzerine olsa da evlat edinilecek kriterde çocuk sayısı az olduğundan, aileler evlat edinmek için sıra bekliyor. Yuvada kalan çocukların birçoğu evlat edinilemiyor. Çünkü evlat edinilebilecek çocukların biyolojik aile ile bağlarının kopmuş olması gerekiyor. Koruyucu ailelikte ise böyle bir sıkıntı yaşanmıyor. Zira koruyucu ailelik yapacak aile velayeti üzerine almıyor. Biyolojik aile istediği takdirde sosyal hizmetler kurumu yetkilisinin gözetimi altında çocuğu görme hakkına sahip oluyor.25-65 yaş arasında, en az ilkokul mezunu, düzenli gelire sahip, evli-bekar fark etmeksizin sabırlı ve şefkatli herkes koruyucu aile olabilmek için başvurabiliyor. Ancak evli kişilerin eşleriyle birlikte başvurmaları gerekiyor.
02 Mayıs 2015 14:02