Anne babanın aldığı boşanma kararı çocuğun hayatını nasıl etkiler
Uzm. Psk. Tuba Karacan
Duygusal bağların oluştuğu, geliştiği, ayrıştığı zamanlar en
yoğun duyguların yaşandığı dönemlerdir. Bir annenin bebeğini ilk kez kucağına
aldığında yaşadığı duygular, sevgiliden ilk ayrılış, ilk gurbete gidiş, terk
ediliş hayatımızdaki en derin izlerin oluştuğu dönemlerdir. Şairin dediği gibi
“bizi olgunlaştıran yaşadığımız sevinçler kadar acılarımızdır” da.
Biz yetişkinler hayatımıza dair kararlar alabilme, tercihler
yapabilme özgürlüğüne sahip olduğumuz halde, çocuklar için durum hiç de öyle
değildir. Mesela onlar için her şey yolunda giderken birdenbire anne
babalarının aldığı bir kararla tüm dünyaları değişebilir.
Boşanma, özellikle soyut düşünme becerisi henüz gelişmemiş
çocuklar için son derece sarsıcı ve travmatik bir olaydır. Bu dönem, çocukların
psikososyal gelişimleri açısından farklı özellikleri bir arada barındığı gibi
pek çok ilklerin yaşanıldığı bir süreçtir. Sağlıklı cinsiyet rolleri ile benlik
kavramının oluştuğu devrelerin hepsi bu yaş aralığında gerçekleşir. Yeni
davranışların edinilmesi ve sınırların konulmasında en etkili uygulamalar ve en
kalıcı etkiler bu dönemde kazanılır.
Çocuğun aile algısı okul öncesi dönemde oluşur. Bu yaş
dönemi çocuklarına uygulanan aile resmi çalışmalarında, çocukların genellikle
kendilerini aileleriyle birlikte en sevdikleri etkinlikleri yaparken çizdikleri
görülür. Bu hassas gelişim aşamasında, çocuğun kendisini en çok güvende
hissettiği aile ortamında yaşanan huzursuzluklar, çocuğun dünyasında incitici
etkilere yol açar. Fiziksel yaşam koşullarının değişmesi, anne ya da babayla
kurulan ilişkinin sekteye uğraması çocukta bir takım olumsuz duygu ve
davranışları tetikleyebilmektedir. Çocuğun iç dünyasında kaygı uyandıran bu
durum, dış dünyayla kurduğu ilişkiyi etkiler ve olumsuz tepkiler vermesine,
davranış ve uyum sorunları geliştirmesine sebep olur.
Çocuklar anne babalarının ayrılma kararı konusunda söz
hakkına sahip değillerdir. Ancak kendilerini dünyanın merkezine aldıkları ve
olumlu-olumsuz her durumdan kendilerini sorumlu tuttukları için, boşanma
çocuklarda suçluluk duygusuna yol açar. Eğer daha uslu olsalardı, okulda daha
iyi notlar alsalardı, gizlice babalarının gitmesini istemeselerdi, annelerine
geçen gece karşı gelmeselerdi ebeveynleri daha mutlu olabilirdi ve
ayrılmazlardı. Bu yüzden durumu düzeltmenin de kendilerine bağlı olduğuna
inanırlar. Sık sık onları bir araya getirme planları yaparlar. “Söz veriyorum
iyi çocuk olacağım, yeter ki babam eve geri gelsin” derler.
Ebeveynlerin durumu çocuğa nasıl açıklayacakları, ayrılma
sürecinin nasıl gerçekleşeceği, çocuğun yanında birbirleriyle nasıl iletişim
kuracakları daha sonra ortaya çıkabilecek muhtemel problemleri en aza
indirebilir.
Boşanma, ebeveynlerin mümkünse her ikisi tarafından, çocuğun
kendisini güvende hissedebileceği, dış uyaranların yoğun olmadığı bir ortamda
açıklanmalıdır. Bilişsel düzeyine uygun şekilde, ajite etmeden, her ikisinin de
çocukla ilişkisinin ve sevgisinin değişmeyeceği vurgulanarak, net bir dil
kullanılmalıdır.
Ebeveynin sorumluluğu, çocuğun boşanmaya uyum sağlamasına
yardım etmek için atılacak adımların ve yapılması gereken şeylerin bilincine
varmaktır. İşte bu konuda birkaç öneri:
Ailenizin kendine özgü koşulları içerisinde ayrı yaşama ve
boşanmanın ne anlama geldiğini çocuklarınızın anlamasını sağlamak.
Çocuklarınıza, yaşlarına uygun biçimde, boşanmanın onları
nasıl etkileyeceğini somut ifadelerle açıklamak, görüşme sürelerini vs.
vurgulamak.
Çocuklarınızı her zaman sevileceklerine ve en iyi şekilde
bakılacaklarına inandırmak ve bu yönde davranmak.
Çocuklarınızı diğer ebeveyni ile mutlu ve sıcak bir ilişki
sürdürmek için cesaretlendirmek ve bunun için elinizden geleni yapmak.
Eski eşinizle ilişkiyi mümkün olduğu kadar sorunsuz
sürdürmek. Bu mümkün değilse, sorunları çocuklara yansıtmamak.
Çocuklarla ilgili konularda eski eşinizle işbirliği yapmak.
Çocuklarınızın sizin için yeri doldurulamaz ve değerli
varlıklar olduğunu hissetmelerini sağlamak.
Unutulmamalıdır ki boşanma, sadece çocuklar için değil
ayrılan eşler için de zor ve karmaşık bir süreçtir. Kızgınlık, öfke, kırgınlık,
üzüntü, acı, yalnızlık, terk edilmişlik, değersizlik, suçluluk ve umutsuzluk
gibi depresif duyguları yoğun şekilde tetikler. Bu yüzden de; geleceğe yönelik
kaygı ve korkular doğaldır. Bu tür yoğun ve karmaşık duyguların iç içe
yaşanması bir süreliğine normal ve anlaşılabilir olmakla birlikte; gerektiğinde
profesyonel destek almak gerekebilir. Eski eşler kendilerini ve hayatlarını ne
kadar çabuk, ne kadar sağlıklı düzenlerlerse çocukları için de o kadar yararlı
ve destekleyici olabilirler. Çocukların sağlıksız bir aile ortamında, problemli
ilişkiler arasında, sürekli çatışmalara şahit olarak yaşamasındansa, bazen
boşanmak sürdürülemeyen bir ilişki için en doğru seçenek olabilir.
25 Mart 2016 15:04