Sahib olduğumuz imkanların farkına varmak
Bazen yolda
giderken gördüğümüz bir manzara . yaşanan bir olay yada okuduğumuz bir yazı,
izlediğimiz bir haber,film, belgesel hayatımıza yön veren kapılar açar. Bazen,
farkında olmadığımız her gün gördüğümüz insanlar, rutin hayatına anlık bir
olayla yeni renkler katar. Bu hayatımızın her yönü için geçerli.
Özellikle,
modernizmin hayatımızı kuşattığı bir dönemde, şehir hayatının her yönüyle bizi
etkisi altına aldığı şartlarda, ekonomik gelir elde etmenin yanı sıra
insanların etrafında var olan bazı fırsatları değerlendirmesi için de güzel
örnekler var. Etrafında var olan imkanları görüp, bunu fırsata çeviren kişiler
topluma da güzel örnek oluşturmakta. aljazeera.com.tr sitesinde yer alan bir
haber de imkanları fırsata çeviren kadınların çalışmalarına bir önrek sunuyor. Sitede
yer alan haber şöyle;
İzlediği belgeselde köyde bir kadının dokuduğu çaput
kilimleri gördü, yollara düştü, aklına gelen fikir yok olmaya yüz tutan kültürü
bir markaya dönüştürdü. Boğaziçi Üniversiteli 22 yaşındaki Yasin Sert ve
Balıkesir'in Sarıbeyler köyünden 71 yaşındaki Faize Yoldaş'la tanışın.
''Hayâlim öyle bir tesis kurmak ki, insanlar kullanmadıkları
kıyafetleri göndersinler. Teyzeler bu kıyafetleri alsın, şerit şerit kessin,
tezgâhlarında dokusunlar. Kesilip dokunan eski kıyafetler bize gelsin, biz de
onları tasarım ürünleri haline getirelim, kıyafet sahiplerine geri gönderelim.
Böylelikle hem geri dönüşüm olmuş olsun, hem de çaput kilim dokumacılığı tekrar
değer bulan bir kültür haline gelsin.''
Bu sözler, Boğaziçi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve
Uluslararası İlişkiler öğrencisi olan 22 yaşındaki Yasin Sert'e ait. Yasin, yok
olmaya yüz tutan meslekleri konu edinen bir belgeselde Faize Yoldaş'ı görene
kadar çaput kilim dokumacılığının ne olduğunu bilmiyordu. ''Üniversiteye
başladığım günden beri geri dönüşüm ile ilgili bir şeyler yapmak istiyordum''
diyen Yasin, Yoldaş ile tanışmak için İstanbul'dan kalktı, Balıkesir'in
Sarıbeyler köyüne gitti. Artık kullanılmayan kıyafetlerin geri dönüşümünün
nasıl sağlanabileceğini bulmuştu.
71 yaşındaki Faize Yoldaş, 18 yaşından beri evindeki el
tezgahında çaput kilim dokuyor.
Fotoğraf: Güray Ervin
"Eskiden olanı beğenir mi herkes?"
Faize Yoldaş 71 yaşında. 18 yaşından beri Balıkesir'in
Sarıbeyler köyündeki evinin bir odasına kurduğu el tezgahında eski, artık
kullanılmayan kıyafetleri şerit şerit kesip, dokuyarak kilim yapıyor. Yoldaş,
eskiden köyün bütün genç kızlarının evlerindeki kilimlerini kendilerinin
dokuduğunu anlatıyor. Bugün ise kendisi ile birlikte köydeki sadece üç dört
kişi çaput kilim dokumacılığına devam ediyor. Çaput kilim dokumacılığı
kültürünün neden yok olmaya yüz tuttuğunu şu sözlerle anlatıyor Yoldaş:
"Pazarda halı var, kilim var, sırtlarının kıyafeti
tamam, evine yazacak kilim tamam, eskiden olanı beğenir mi herkes, gençler
beğenir mi?''
Yasin Sert, Balat'taki atölyesinde çaput kilimleri modern
tasarımlarla buluşturuyor
Fotoğraf: Güray Ervin
"Çevreyi kirletirken çok iştahlıyız"
Yasin Sert, Faize Yoldaş'ın deyimiyle artık gençlerin
beğenmediği kilimleri satın aldı. Arkadaşlarının da desteğiyle İstanbul
Balat'ta küçük bir atölye kurup, dikiş makinesinin başına geçti. Kilimleri
modern tasarımlarla buluşturdu. Faize Yoldaş'ın kilimlerinden modern
tasarımlarla tablet kılıfı, çanta, yastık üretti. Ortaya 'Chapputz' çıktı.
Yasin, çaput kilim dokumacılığı kültürünü yeniden canlandırma fikrinin nasıl
doğduğunu şöyle anlatıyor:
''Üniversiteye başladıktan sonra hep 'faydalı ama farklı ne
yapabilirim' diye soruyordum kendime. Geri dönüşümü önemsediğim için çevre
alanında bir şeyler yapmalıyım diye düşündüm. Çünkü insanoğlu olarak çevreyi
kirletirken maşallah çok iştahlıyız, fakat iş onu onarmaya geldiğinde maalesef
aynı kararlılığı gösteremiyoruz. Faize Teyze'den çaput kilim dokumacılığının
sorunlarını dinledim. Artık insanların ihtiyaç duymadığı çaput kilimleri
farklı, modern tasarımlarla kullanılabilir, pazarlanabilir bir hale
getirebileceğimi düşündüm. Sadece köyde kalan kilimleri, İstanbul başta olmak
üzere büyük şehirlerde tanıtabilmek için kolları sıvadım ve başta Tuğrul
Ağırbaş, Banu Uğural, ve terzi Zeynep Hanım olmak üzere birçok arkadaşımın,
ablamın, ağabeyimin desteğiyle Chapputz isminde bir marka oluştu.''
"Kadınlar yine tezgah başına geçti"
Faize Yoldaş'ın Sarıbeyler köyünde dokuduğu, Yasin Sert'in
Balat'taki atölyesinde modern tasarımlarla buluşturduğu ürünler, İstanbul'un
Nişantaşı, Cihangir, Karaköy gibi lüks semtlerinde satılıyor. Ürünlere sosyal
medyadan ve direkt satış sitesinden de ilgi büyük. Öyle ki, kilimleri değer
kazanan Sarıbeyler'deki kadınlar yeniden tezgâhlarının başına geçti. Faize
Yoldaş; artık kendi dokuduğu kilimlerin yetmediğini, komşularını, hatta civar
köyleri gezip kadınların dokuduğu kilimleri topladığını anlatıyor:
''Yasin gelip benden kilimleri alınca komşular, kilimi çok
olanlar bana gelmeye başladı. 'O Yasin'le bizi de tanıştır, biz de kilim
satalım'' diyorlar. Yasin'in ikinci gelişinde benim kilimler azalmıştı,
komşuları, civar köyleri gezip onların kilimleri de Yasin'e sattım. Onları da
para sahibi yaptım.''
"Şimdi amaç bu kültürü yurt dışına taşımak"
Yasin Sert'in şimdiki amacı, çaput kilim dokumacılığını yurt
dışında da tanıtmak. Yasin, ''Kendimizi geri dönüşüm konusunda eksik görüyoruz.
Halbuki bu bizim kendi kültürümüzden gelen bir değer. Bu değerin, geri
dönüşümün Türk kültüründe önemli bir yeri olduğunu ispatlamak için Chapputz'u
yurt dışına taşımak istiyorum'' diyor.
31 Mart 2016 15:12