Roza hastalığını hakkında ne biliyoruz

 

10 Nisan 2016 17:00
Roza hastalığını hakkında ne biliyoruz




Bir cilt hastalığı olan “Roza” hangi durumlarda ve kimlerde görülür


  Bahar mevsimlerinde sık görülen kendi kendini
sınırlayarak iyileşen, üzeri ince kepekli, kırmızı döküntülü bir hastalık olan
“gül hastalığı” en sık 10-45 yaşları arasında görülmekle birlikte, nadir de
olsa yeni doğanlarda ve yaşlılarda da görülebilir. Döküntü
birkaç hafta veya yıl sürebilir. Genellikle hastalık kalıcı bir iz bırakmaz,
fakat esmer kişilerde zaman içinde gerileyen kahve renkli lekeler kalabilir.
Hastalığın geçiş süresi bünyeden bünyeye değişiklik gösterir.

Roza kimi zaman rosa, gül hastalığı veya gülleme gibi
isimlerle de anılmaktadır. Roza stres, sıkıntı, menopoz, güneş gibi nedenlerle
ortaya çıkan mide rahatsızlıklarıyla da paralellik gösteren bir cilt
hastalığıdır. Başlangıcında öncelikle sivilceye benzeyen bir doku çıkar, sonra
bu doku döküntü haline dönüşür ve kırmızı bir halka halini alır. İltihaplı ve
iltihapsız kırmızı kabartılar ile yüzdeki yanma hissi en belirgin bulguları
olmakla birlikte roza hastalığı, reflü ve mide ülseri ile eş zamanlı olarak
ortaya çıkabilir. Roza; yüzde sıcaklık hissi, kızarıklık, damar genişlemesi ve
iltihabi sivilcelerle kendini belli eden kronik bir cilt hastalığıdır.
Kızarıklıklar başlangıçta çıkıp sonra kaybolma gösterir. Hastalık ilerlediğinde
ise kalıcı bir görüntüye neden olur. İlk görüldüğü bölge yanakların yan
kısımlarıdır. İlerlediğinde vücudun her yerinde görülebilir. Gül hastalığı orta
yaşlı ve açık tenli kişilerde sık görülür.

Belirtileri:

İltihaplı sivilceler veya iltihaplı olmayan kırmızı
kabartılar Yüzde yanma hissi Yüz bölgesinde, alında, yanak, burun ve göz
çevrelerinde kaşıntı, kızarıklık, yanma hissi ve döküntülerdir. Kaşıntıların
şiddeti bazen artabilir ve göz çevresinde de zamanzaman ağrılar hissedilir.

Nasıl tedavi edilir

Gül hastalığı herhangi bir kesin tedavisinin olmamasına
rağmen, kontrol altına alınabilir. Bir dermatolog tarafından düzenlenecek
tedavinin hedefleri durumunu kontrol altına almak ve hastanın cilt görünümünü
iyileştirmek olacaktır. Deride bir iyileşmenin görülebilmesi için birkaç hafta
veya ay süren tedavi gerekebilir.

Bazen doktorlar, doğrudan etkilenen cilde uygulanan
topikal antibiyotikleri reçete edebilir. Daha ciddi durumlardaki hastalar için,
doktorlar genellikle oral (ağız yoluyla alınan) antibiyotik reçete edebilirler.
Gül hastalığında semptomatik papüller ve püstüller tedaviye çabuk cevap
verebilir, ancak kızarıklık veya kızarma ataklarını iyileştirmek daha zordur.
Son zamanlarda hastalıktan kaynaklanan kızarıklıkları azaltabilecek ilk topikal
jel FDA tarafından onay almıştır.

 Doktorlar gül hastalığındaki göz problemlerini genellikle
reçeteli göz ilaçları ile tedavi ederler. Göz kapaklarında enfeksiyon
gelişimini önlemek için kapak hijyenine dikkat etmek gerekir. Doktor,
sulandırılmış bir bebek şampuanı veya göz kapağı yıkayıcıları ile nazikçe
yıkama ve günde birkaç kez ılık (sıcak olmayan) kompres önerebilir.

Alternatif Tıpta, Reishi mantarı, at kestanesi,
karahindiba, üzüm çekirdeği, sentella bitkisi roza hastalığında kullanılan
bitkilerdir. Bu bitkilerin içinde bulunduğu ürünler piyasada mevcuttur. Bu
bitkilerin doktor kontrolünde kullanılması tavsiye edilir.

Hastalık kronik özellik gösterdiğinden erken teşhis
edilmelidir. Siz ne yaparsanız yapın, ne kullanırsanız kullanın, hastalık çoğu
zaman 2-6 ay sürer Gül hastalığının nedeni bilinmiyor. Genetik faktörler stres
parazitler bakteriler hastalığın oluşmasında etken olabileceği düşünülen
şüpheli sebeplerdir. Sıcak olmayan ılık banyolar yapılması tavsiye edilir.
Döküntüyü arttıracak fiziksel aktivitelerden kaçınılması önerilir.

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.