Gelin kaynana ilişkilerinin olumlu seyretmesi için taraflar neler yapabilir


  Evliliklerin sağlıklı ilerleyebilmesi  için ailelerin desteği büyük önem taşıyor.
Özellikle  kayınvalidelere bu konuda çok
iş düşüyor. Peki evliliklerde kayınvalidelerin rolü ne olmalı? Eşlerin her kararında
ve yaşamlarında etkili olmalı mı yoksa ihtiyaç hissedildiğinde yardıma koşarak
sadece destek mi vermeli?

Kayınvalideler anaç
tutumlarıyla destek vermeye ve yardım etmeye hazır olduklarını her zaman
hissettirmeli ama ancak kendisine ihtiyaç duyulduğu açık ve net ifade
edildiğinde, yani yardım istendiğinde 
yardıma koşmalı. Unutulmamalı ki, istenmeden edilen yardım, destek
değil, müdahale olarak algılanır. Ailelerle ilişkilerin sevgi ve saygı
çerçevesinde yürümesi için kayınvalidelerin müdahaleci olmaması, çocuğundan
yana değil de evliliğin mutluluğundan yana olması, gelin ve damatların da kendi
ailelerine gösterdikleri saygı ve toleransı eşlerinin ailelerine de
göstermeleri  çok önemli.

Kayınvalide ile birlikte
oturulan evlerde hangi sıkıntılar yaşanabilir? 


Günümüz koşullarında
birlikte oturmak, eskisi kadar kolay kabul gören bir durum değildir. Eskilerin
bir lafı vardır; “Ev üstüne ev kurulmaz” derler.  Çok doğrudur. 
Her çiftin kendi evinde yaşaması, kendi düzenlerini kurmaları, özellikle
birbirlerini daha iyi tanıyacakları evliliğin ilk yıllarında, baş başa olmaları
çok daha sağlıklı. Birlikte yaşanan evlerde, gelin kendi düzenini kurmakta
zorlanıyor ve bu evliliği benimseyememesine sebep olabiliyor. Erkekse, evin
oğlu kimliğinden, koca kimliğine geçmekte zorlanıyor. Ayrıca çiftin yalnız
olmamaları, çıkabilecek sorunları hızlı bir şekilde çözmelerine veya
aralarındaki sevgiyi yaşamalarına engel olabiliyor. İster istemez göz hapsinde
hissettikleri bir hayatın içinde çift zorlanıyor. Kayınvalideler ise bu
birlikte yaşama durumunda çıkabilecek sorunlarda, ister istemez taraf
olabiliyor.

Kayınvalidelerin çocuğa
bakması doğru mudur?

Annenin çalıştığı ya da
desteğe  ihtiyaç duyduğu durumlarda
kayınvalidelerin çocuğa bakması her zaman daha güvenli ve daha sağlıklı bir
seçenektir.  Sonuçta çocuğunuzu birinci
dereceden yakını ve çocuğun hem fiziksel ihtiyaçlarını en iyi şekilde
giderebilecek hem de sevgi vereceğinden emin olduğunuz bir büyüğünüze
bırakıyorsunuz. Bu, anneler için en huzur veren yöntem olacağı kadar çocuk için
de çok sağlıklı. Eğer anne çalışmak zorundaysa, kreşe başlayacağı yaşa kadar
babaanne veya anneanne tarafından bakılması, en ideal çözüm.

Ancak torununa bakan
büyükanne, çocuğun annesi değil büyük annesi olduğunu, çocuğun bakımında
annenin kurallarının esas olduğunu asla göz ardı etmemeli.

Kuşak farkı gelin
kaynana ilişkilerine nasıl yansıyor?

Aslında kuşak farkı
kayınvalidelerin son derece farkında olduğu ve tolerans gösterebildikleri bir
konu. Netice itibariyle kendi çocuklarıyla da aralarında kuşak farkı var. Daha
ziyade göz ardı edilen, gelinlerinin başka bir aile yapısından ve kültüründen
geldiği.  Aile yapılarındaki
farklılıklar, kuşak farkının da etkisiyle kimi zaman olumsuz ya da saygısızlık
diye nitelendirilen davranışlar olarak algılanabiliyor. Ya da aynı şekilde
gelin, kendi annesinde alışık olmadığı bir davranış biçimini kayınvalidesinde
gördüğünde, kendisine karşı art niyetli olarak algılayabiliyor. Oysa farklı
aile yapılarımız olduğunu, kendi ailemizdeki davranışların benzerlerini   beklemememiz gerektiğini unutmamalıyız.
Davranışları şahsımıza yönelik olarak etiketlemeden önce, karşımızdaki insanın
farklılıklarını iyi analiz etmeliyiz.

Eşler, kayınvalide gelin
anlaşmazlığında nasıl bir tavır sergilemeli?

Gelin kayınvalide
anlaşmazlıklarında erkekler çoğu zaman iki kadının arasında kalıyor ve nasıl
bir tutum sergilemeleri gerektiğini 
bilemedikleri için de çok fazla hata yapmaya müsait oluyorlar. Örneğin
ortamı sakinleştirmek isteyen erkek, eşine annesini, annesine eşini müdafaa
etmeye  ve arayı yumuşatmaya çalışıyor.
Bu defa her iki kadın da erkeğin taraf tuttuğunu ve etki altında kaldığını
zannediyor ve erkek güvenilirliğini kaybediyor. Bunun yerine erkek öncelikle
eşinin ve annesinin aralarındaki problemi , iki yetişkin olarak kendi
aralarında çözmelerine mahal vermeli. Müdahale etmesi gereken durumlarda ise
objektifliğini korumalı. “Annem öyle demek istememiştir” yerine “evet annem
yanlış bir cümle kurmuş ama biz onu incitmeden rahatsız olduğumuzu
hissettirebiliriz” gibi bir çözüm cümlesi eşine yalnız olmadığını, sıkıntısını
dikkate aldığını hissettirecektir.

Kayınvalideler çocuk
bakımı konusunda baskı yaptıklarında gelinlerin tutumu ne olmalı?

Öncelikle çocuğa bakan
büyüğün o çocuğun annesi değil büyük annesi olduğunu unutmaması gerek. Sonuçta
o zamanında  görevini yaptı, çocuklarını
büyüttü. Şimdi annelik yapma sırası gelinin. Büyük anne de torunun keyfini
yaşayarak destek verecek. 
Kayınvalidelerin bilgi ve tecrübeleri elbette çok kıymetli ve duymaya
çok ihtiyacımız var. Ancak, her konuda olduğu gibi çocuk bakımında da doğrular çok
değişti. Örneğin, eskiden mümkün olduğu kadar erken tuvalet eğitimi verilirmiş
çünkü annelerin günlük koşuşturmalarının içinde bir de bez yıkamak çok
zahmetliymiş. Oysa şimdi, çocukların tuvalet eğitimi için kas gelişimlerinin
hazır olduğu 2 yaş dönemimin beklenmesi gerektiğini biliyoruz. Dolayısıyla
gelinler kayınvalidelerin tecrübesine saygı gösterirken, kayınvalideler de
gelinlerin değerlerine ve araştırmaları sonucunda öğrendiklerine saygı
göstermeliler. Ve en önemlisi annelik sırasının gelinlerde olduğunu
unutmamalılar.

Çocuk üzerinde farklı
otoritelerin olması hangi sorunlara yol açabilir?

Çocukla ilgilenen bütün
yetişkinlerin aynı kuralları ve aynı disiplin tarzını uygulaması çocuk için en
sağlıklısıdır. Çocuğun net mesajlar almasını, aklının karışmamasını ve
kendisinden beklenen davranışları daha çabuk kavramasını sağlar. Ancak bu her
zaman mümkün olmuyor. Büyük anneler kendi kurallarını devam ettirme konusunda
ısrarcı olabiliyorlar. Bu durumda bile, çocuk için en önemli nokta  anne ve babanın aynı tutum ve kararlılıkta
olması. Çocuk evde farklı, büyük annenin yanında farklı kuralların olduğunu
anlayacak ve o şekilde kabullenecektir.