Okula yeni başlayan çocuğumuza nasıl destek olalım
Çocuk için okula başlamak yeni
bilgiler edineceği yepyeni bir dünyanın başlangıcıdır. Öğrenme ve sosyal
yönünün yanı sıra duygusal açıdan da çocuk için büyük bir değişikliktir. İçine
doğduğu ilk sosyal çevresi olan ailesinden ayrılarak yeni ilişkiler kuracağı
bir gruba girmektedir.
Çocukların kişiliklerinin ve
bireyselliklerinin biçimlenmesinde, ev ve okul çevresindeki kişilerle
etkileşimlerinin büyük rol oynadığı bu dönem oldukça önemlidir. Bu süreçte
çocuklar kadar ebeveynlerde çok heyecanlanır. Günler öncesinden okul
hazırlıkları başlar. Çantalar, kıyafetler alınır. Okul hayatıyla yeni tanışacak
çocuk ve ebeveynler için yaşanan bu tatlı heyecanın yanı sıra birçok
belirsizlik de vardır; ‘Çocuğum ilk gün ağlayacak mı?’ Arkadaşları ile uyum
sağlayacak mı? ‘Sorumluluklarını yerine getirebilecek mi?’ gibi pek çok soru
ailelerin kafasını meşgul eder.
Aslında bunların yaşanıyor olması çok
doğaldır. Yeni bir ortama alışmak için zaman gereklidir. Belli saatlerde
sınıfta bulunmak, koşma, oynama ihtiyacını teneffüse sığdırmak, eve gidince
oyun saatlerinden fedakârlık yaparak ev çalışmalarına zaman ayırmak hiç de
kolay değildir. Ancak unutulmaması gereken en önemli konu çocuğun hızlı bir
gelişme ve büyüme içinde olduğudur. Bu süreç kendiliğinden olmaktadır, her çocuk
zamanı gelince konuşmayı, sayı saymayı öğrenmekte, yeni davranışlar
geliştirmektedir.
Çocuğun okula başlarken gösterdiği tepkiler,
ailesi ve çevresi ile 0-5 yaş döneminde geliştirdiği ilişki biçimine göre
şekillenir. Duygusal anlamda sağlıklı bir aile ortamında büyüyen, bağımlı
kişilik yapısına sahip olmayan, kendine güvenen, girdiği ortamlarda kendini
ifade edebilen ve yeni ilişkiler kurabilen çocukların okula uyum süreçleri
hızlı olmaktadır. Ancak anne babaya bağımlı, kendi başına hareket etmek için
cesaretlendirilmemiş, koruyucu ve kollayıcı tutumla büyüyen çocuklar okula
başlama sürecinde güçlük yaşayabilmektedir. Oysa çocuğun ailesi ve yakın
çevresi dışında kendine uygun arkadaşlar edinebilmesi, farklı sosyal çevrelere
girmesi, yaşamsal deneyimler elde etmesi, akademik, sosyal duygusal olarak her
yönden gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bu becerilerinin gelişmesindeki en
önemli etken ise aile eğitiminin yanı sıra nitelikli bir okul öncesi eğitim
yaşantısıdır.
OKUL ÇAĞI ÇOCUĞUNUN GENEL ÖZELLİKLERİ
Okul çağı çocuğu meraklı, ilgili, çevresindeki
nesneleri tanıyabilen, akıcı konuşabilen ve öğrenmeye hazırdır. Okul dönemi ile
birlikte çocuk kim olduğunu keşfeder ve bireysel kimliğini oluşturarak olayları
sebep sonuç ilişkisi içinde şekillendirmeye başlar. Bu yaş grubundaki
çocukların özelliklerinin başlıcaları şunlardır:
• Okula yeni başlayan
çocuk, ev ve aile hayatından farklı yeni bir çevreye uyum sorunuyla karşılaşır.
Çocuk, yaşıtlarından meydana gelmiş bu topluluk içine katılmak, bu değişik
ortamda öğretmen ve arkadaşlarına kendisini kabul ettirmek durumundadır.
• Bedensel gelişimi
halen devam etmekte olan çocuğun okuldaki başarısı geniş ölçüde bedensel
sağlığına ve enerjisine bağlıdır. Bu yaş çocuğu devamlı bir hareketlilik
içerisindedir. Her an bir şey yapmak ister.
• Çocuğun küçük kasları,
parmak ve bilek hareketleri, gözün el hareketlerine uyması, konuşmasında rol
oynayan boğaz ve dil kasları henüz gelişmekte olduğu için ince kas becerilerine
dayalı hareketleri yeterince yapılandıramayabilir.
• Çocukların yazmaya
hazırlanması, el ve kaslarının yazmaya hazır duruma gelmesi, gerekli kuvvete
sahip olması demektir.
• Duygu yönünden gelişme
halindedir.
• Korku ve yalnızlık
duyguları yaşayabilir.
• Yaparak ve yaşayarak
öğrenir. Somut düşünür.
• Nesneleri bütünsel,
toptan ve kendine göre algılar.
• Zaman kavramının
gelişimi çok sınırlıdır.
ÇOCUĞUNUZ OKULA NE KADAR
HAZIR? Hadi gelin bu soruları düşünelim…
• Çocuğunuz sizinle kısa
süreli ayrılıklar yaşayabiliyor mu?
• Kendi yaşantısı ile
ilgili kararlar alabiliyor mu?
• Yaşına uygun
sorumlulukları yerine getirebiliyor mu?
• Çeşitli sosyal
ortamlarda kolaylıkla arkadaşlıklar kurabiliyor mu?
• Başladığı bir işi
bitirebiliyor mu?
• Öz bakım ihtiyaçlarını
tek başına karşılayabiliyor mu?
• Sosyal kuralları
benimsiyor ve bu kurallara uyum sağlayabiliyor mu?
• Algılama, dikkat
yönergelerini izleyebilme ve konsantrasyon becerilerinde normal gelişim süreci
gösteriyor mu?
• Nitelikli bir okul
öncesi döneme sahip mi?
OKULA UYUMU
KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN ANNE BABALARA ÖNERİLER
Uyumlu bir okul hayatı
için sizlere bazı görevler düşmektedir. Bunlar:
• Çocuk okula başlamadan
önce bilgilendirilmeli ve psikolojik olarak hazırlanmalıdır. Hangi okula
gideceği, okulda arkadaşları ve öğretmenleriyle neler yapacağı gibi konularda
çocuğa bilgi verilmelidir. Başlayacağı okula ve sınıfa önceden gidip birlikte
gezilmelidir.
• Anne babalar çocuğa
okulu abartarak, sadece çok eğlenceli bir yer olarak tanıtmamalı, daha sonra
çocuğun hayal kırıklığına uğramaması için gerçekçi yorumlar yapılmalıdır.
• Okul alışverişi
beraber yapılmalı, kırtasiye malzemeleri çocukla birlikte alınmalıdır.
• Bazı çocukların okula
başlama dönemi kardeşinin yeni doğduğu veya küçük olduğu döneme denk gelebilir.
Bu konuda anne babalar dikkatli olmalıdır. Çocuk, anne babanın evde kardeşiyle
daha çok ilgilenmeyi istedikleri için kendisinin okula gönderildiği hissine
kapılabilir. Anne ve baba bu durumu göz önünde bulundurarak çocuğa verdiği
mesaja dikkat etmelidir.
• Anne babalar çocuğa
kendi okul yaşantılarıyla ilgili güzel anılarını anlatarak okulu
sevdirebilirler.
• Evde yaşına uygun olan
kurallara uyabilen çocuk okulda da uyması gereken kuralları çabuk
benimseyecektir. Evdeki ve okuldaki kuralları benimseyen çocuğun sorumluluk
duygusu gelişir.
• Çocuğun okula
alışabilmesi için tüm aile üyeleri kararlı davranmalıdır. Özellikle okulun ilk
günlerinde çocuğun sızlanmaları nedeniyle ‘,Bugün gitmesen de olur.’ gibi
yanlış yönlendirmelerde bulunulmamalıdır. Bu durum çocuğun okuldan
uzaklaşmasına neden olur ve okula uyum sürecini geciktirebilir.
• Neden insanlar okula
gider? Öğrenmek neden önemlidir? gibi konularda çocuğa bilgi verilmelidir.
Çocuğun dinleme becerisi geliştirilmelidir. Bunun en etkili yolu onu
dinlemektir.
• Çocuğun düşünme
becerisinde destek olunmalıdır. Birlikte geçirilen zamanlarda (örneğin beraber
bir hikâye okurken) hikâye ile ilgili düşünme amaçlı açık uçlu sorular
sorulabilir.
• Çocuğun sorduğu
sorulara hemen cevap vererek onun düşünmesi engellenmemelidir. Aynı soruyu ona
yönelterek çocuğun düşünmesine fırsat verilmelidir.
• Hayal gücü ve yaratıcı
düşüncenin geliştirilmesi ve bu gelişimin devamlılığı için çocuğa düzenli
olarak kitap okunmalıdır.
• Öğretmeniyle iletişim
içinde olunmalıdır. Çocuğun genel özellikleri ve özellikle dikkat edilmesi
gereken durumlar hakkında öğretmenleri bilgilendirilmelidir.
• Çocuğun hatalı
davranışları, okulu ve öğretmeni caydırıcı bir unsur olarak kullanılmamalıdır.
‘Böyle yaparsan öğretmenin sana kızar, seni sevmez’, ‘Seni okula almazlar.’
gibi cümlelerden kaçmak gerekir.
• Ailenin ‘Berk çok
akıllı, okulda çok başarılı.’, ‘Zeynep çok kötü çocuk.’ diyerek diğer
çocuklarla kıyaslanması, sevdiği arkadaşına cephe almasına ve derslerine olan
ilgisinin azalmasına sebep olabilir. Sürekli çevresindeki arkadaşlarının
başarıları örnek gösterilen çocuklarda; kendini değersizleştirme, kızgınlık,
öfke ve motivasyonda düşme gözlemlenmektedir.
• Anne babanın çocuğun
yanında öğretmenleri ve okulu eleştirmesi ya da tartışması; ailesine,
öğretmenine ya da okuluna karşı güveninin sarsılmasına neden olur. Onlardan
kendisine zarar gelebileceği düşüncesini sabit fikir haline getirerek öğretmen,
okul, arkadaş uyumunu yitirip özellikle ilkokulda çok sık karşılaşılan
problemli öğrenci tipini kendi kişiliğinde yaratabilir.
• Çocuğu iyi tanımamak,
anlamaya çalışmamak ve başarı için zorlamak da problemleri arttırabilir.
• Okula başlamadan önce
çocuğun göz- kulak muayeneleri mutlaka yapılmalıdır. İmkânınız varsa iyi bir
check-up, sağlıklı ve huzurlu bir döneme başlama öncesi çok faydalı olacaktır.
Unutulmamalıdır ki okulda yaşanılan öğrenme sorunları bedensel fiziksel
rahatsızlıklardan dolayı oluşmaktadır.
• Yardım alınabilecek
kişilerle iş birliğine girmemek, problemi yok saymak, sadece çözüm için gerekli
süreyi uzatır. Aile yolunda gitmeyen bir şeyleri fark ettiğinde önce okulda
psikolojik danışmanlık ve rehberlik servisinden destek almalı, okul-aile-çocuk
iletişimini iyi kurmalı ve ardından profesyonel bir yardım alınıp
alınmayacağına süreç içinde karar verilmelidir.
OKULLAR AÇILMADAN BİR
HAFTA ÖNCE MUTLAKA….
• Çocuğunuzun uyku
saatlerini düzenleyiniz. Okul saatlerine uygun bir şekilde yatmak ve erken
kalkmak okul başladığında çocuğun daha kolay adapte olmasını sağlayacaktır.
Uygulamanız sırasında bunu yapmanız gerektiğini ve herkesin yeni bir düzene
alışana kadar zaman ihtiyacı olduğunu anlatın.
• Çocuğunuzla okulu ile
ilgili sohbetler yapın. Okula ne zaman gideceğini, neler yapacağını, ne zaman
ve nasıl döneceğini açık bir diller anlatın.
• Zamanla okuluna
alışacağını, bu konuda ona yardım edecek öğretmenleri olduğunu, her konuda
öğretmenlerinden destek alabileceğini belirtin.4
• Anne baba olarak
çocuğunuzdan ayrılmakla ilgili sizin de endişeleriniz olabilir. Endişelerinizi
çocuğunuza hissettirir ve yanında konuşursanız çocuğunuzun güvensizliğini
pekiştirmiş, kaygı düzeyinin artmasına sebebiyet vermiş olursunuz.
VE… OKULUN İLK GÜNÜ!..
• Okul sabahı birlikte
güzel bir kahvaltı yapın.
• Çocuğunuza her şeyin
yolunda gideceğini ifade edin.2
• Vedalaşmalarınızı kısa
tutun ve okuldan ayrılın.
• Eve geldiğinizde
çocuğunuzla okulda yaşadıkları ile ilgili konuşun. Eğer anlatmak istemiyorsa
sabırlı olun.
• Okul çıkışı tam
zamanında geleceğinizi söyleyin ve tam söz verdiğiniz saatte orada olun.
• Akşamları erken
yatmasına özen gösterin.
• Çocuğunuzun bu mutlu
başlangıcının ilk gününü akşam minik bir partiyle kutlayabilirsiniz.
• Bir sonraki gün için
çocuğunuzun giysilerini ve çantasını birlikte hazırlayın.
ÇOCUK YAŞADIĞINI ÖĞRENİR
Eğer bir çocuk sürekli
eleştirilmişse
Kınama ve ayıplamayı
öğrenir.
Eğer bir çocuk kin
ortamında büyümüşse
Kavga etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk alay
edilip aşağılanmışsa
Sıkılıp utanmayı
öğrenir.
Eğer bir çocuk sürekli
utanç duygusuyla eğitilmişse
Kendini suçlamayı
öğrenir.
Eğer bir çocuk
hoşgörüyle yetişmişse
Sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk
desteklenip yüreklendirilmişse
Kendine güven duymayı
öğrenir.
Eğer bir çocuk övülmüş
ve beğenilmişse
Takdir etmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk hakkına
saygı gösterilerek büyütülmüşse
Adil olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk güven
ortamı içinde yetişmişse
İnançlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk kabul ve
onay görmüşse
Kendini sevmeyi öğrenir.
Eğer bir çocuk aile
içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse
Bu dünyada mutlu olmayı
öğrenir.
19 Eylul 2016 20:24