Ne sorunu ya da
ne sorusu
Hiç şüphesiz
televizyon tüketici bir araç. Başta zamanımız olmak üzere her unsuru kullanarak
“tüketici” özelliğini kullanıyor.
Karşısına geçerek
izlemeye başladığımız andan itibaren zamanımızı alıyor.
Elbette
zamanımızı alsa da bize kattıkları da var. Onu daha sonra ele alalım.
Değerlerimizi
öğrenmeden ve değerlerimize ait bilinçaltı oluşmadan, bizi kontrol etmeye
çalışan ekran denilen aracın karşısına geçtiğimizde farkında bile olmadan
“kazanımdan çok, kaybedenler” sınıfına giriyoruz.
7’den 70’e diye
tabir edilen ifadeyle, herkes seyrediyor. Programcı açısından bakıldığında,
seyircinin kontrolünü de sen sağlamıyorsun. Ekranda yayına başla düğmesine
bastığın an, kontrol senden çıkıyor, seyircinin kim ve nasıl bir karakter
olduğu, ekranda yayınlanan programın verdiği mesajın senin vermek istediğin
gibi anlaşılıp anlaşılmadığından tutun da, nerede nasıl izlenmiş gibi sorulara
yanıt da bulamıyorsun.
Seyirciyle
doğrudan temasınız yok. Büyük kitlelere ulaşma imkânınız var elbette. Ama
ulaştığınız kitlelerin sizi ne kadar anladığı veya ne kadar gördüğü önem arz ediyor.
Allah Resulünün
“Siz ne kadar anlatırsanız anlatın, karşı tarafın anladığı kadar anlatmışsınız”
sözü çok şey ifade ediyor burada.
Zira sıcak temas
denilen yüz yüzü görüşmelerde, tarafların yüzündeki ifadeyi görebiliyor ve bir
anlam yüklenebiliyor. Cam ekran ise tek taraflı, tek tarafı izleyip, tek
tarafın verdiği kararlarla hareket ettiriyor.
Danışman olarak
ekran karşısına geçen şahıs önce programa katılan kişiyi dinliyor ve telefonunu
kapattırıyor. Ardından tavsiyeler, nasihatler ya da cevap hakkı doğacak
konuşmalara başlıyor. Yeniden bağlanması da çok zor ya da mümkün değil.
Tek tarafı
dinleyerek genel konuşmalar yapılıyor. Güzel tavsiyelerde bulunuyorlar.
Haklarını yemeyelim. İşte burada yeterlilik ya da yetersizlik devreye giriyor.
Hatta bazen
sıkıntı başlıyor. Çünkü Programa katılan kişi kendine özel bir soruyu veya
sorunu dillendiriyor. Özel soru ya da sorundan bütün izleyiciye genel cevap
verme yoluna gidilirken, eksik kalan açıklama karşısında yeni sorular ve
sorunlar çıktığını dikkate almıyor uzmanımız.
Soru ve
sorunların ekranda yansıdığı gibi olmadığını, soru ve sorunların sıcak temasla
daha rahat çözüm bulacağını idrak etmek durumundayız.
Ekranın soru ve
sorunları çözerken, tek taraflı bir araç durumunda olduğu bilincini kuşanarak
ekran karşısına oturmalıyız
Pakize Aygün
05 Şubat 2017 12:55