Disiplini; döverek, bağırarak, rencide ederek değil; hoşgörülü ve sabırlı davranarak sağlamalıyız
Disiplin genellikle, katı kurallar koymak,
cezalandırmak, otoriter davranarak çocuklarımızın istediğimiz davranışları
yapmalarını sağlamak olarak anlaşılır. Ebeveynler olarak hayattaki en büyük
gayelerimizden biri de çocuklarımızı toplum içinde uyumlu, ahlaklı, sağlıklı
birer birey olarak yetiştirmektir. Bunu yaparken de disiplini nasıl
sağlayacağımızı, en doğru ve en etkili yöntemlerin neler olduğunu, anne baba
olarak, bilmek durumundayızÇocuklarımızın bizden en büyük beklentileri
"sevgi" dir. Yaşları kaç olursa olsun ister okulöncesi, ister okul
çağı, isterse ergen olsunlar, her zaman anne babanın sevgisine ihtiyaç
duyarlar. Disiplini sağlarken, çocukların anne babaları tarafından sevildiklerini
bilmeleri, olumlu davranışlar sergilemelerini kolaylaştıracaktır. Güzel bir
davranışından dolayı güzel sözler söylemek, "Aferin benim güzel
kızım" ya da "Teşekkür ederim oğlum" gibi ifadeler onların
hoşuna gidecek ve böylece olumlu davranışların devam etmesini sağlayacaktır.
Disiplinle
ilgili en büyük sorunlardan biri, anne baba arasındaki tutarsız davranışlardır.
Örneğin; çocuğun yapmak istediği bir şeye anne "evet" derken, baba
"hayır olmaz" derse, anne ve baba arasındaki bu tutarsız davranış
çocuğu olumsuz yönde etkileyecek; bu durumda çocuk anneye yakınlaşacak, babaya
ise izin vermediği için öfke duymaya başlayacaktır. Bu tarz durumlarda anne
babanın ortak kararlar vermesi, yani tutarlılık göstermesi çok önemlidir. Aksi
takdirde, çocuk olumsuz davranışlar göstermeye başlayacak, yani disiplin sorunu
ortaya çıkacaktır. Çocuk hangi taraf isteklerine evet diyorsa, o tarafa
yakınlaşarak, bu durumu kendi lehine kullanmaya çalışacaktır.
Disiplin sorunları aşılmaya çalışılırken,
ebeveynlerin en sık başvurduğu yöntem cezadır. Bazen çocuğa çok sık ceza
verseniz bile, aynı davranışları yapmaya devam ettiğini görürsünüz. Şiddete
başvurmak, dayak atmak, bağırmak gibi sert tepkiler, hiçbir zaman sorunu
çözmeyecek, tam aksine; çocuk inatlaşarak aynı davranışı yapmaya devam
edecektir. Bu durumda çocuk, ileriki yaşlarda da sorunlarını aynı anne
babasından gördüğü gibi bağırarak, şiddet uygulayarak çözecektir. Her anne ve
her baba çocuğu için birer modeldir. Çocuklar ebeveynlerinin veya kendilerine
yakın buldukları bir aile büyüğünün davranışlarını örnek alırlar.
Çocuğunuzun ileride şiddet kullanmasını
istemiyorsanız, ona şiddet uygulamamalısınız, küfür etmesini istemiyorsanız
küfürlü konuşmamalısınız. Örneğin; bir futbol maçı izlerken babasının küfür
ettiğini gören bir çocuk babasını taklit ederek, o da küfürlü konuşmaya
başlayacaktır. Bağırmak, emretmek, şiddet kullanmak yerine hoşgörülü olmalı,
çocuğumuzu dinlemeli, ona, değer verdiğinizi hissettirmelisiniz. Yapılmasını
istemediğiniz davranışları, açık ve net bir şekilde ona anlatmalısınız.
Gerekiyorsa belli kurallar koyarak, bu kurallara uymadığında; sevdiği şeylerden
mahrum bırakabilir veya onu kısa süreli ortamdan uzaklaştırarak, düşünmesini
sağlayacak zamanlar oluşturabilirsiniz. Ama asla aşırı tepki vermemelisiniz.
Burada önemli olan bu yola neden başvurduğunuzu ona açıklamak ve hatasını
anlamasını sağlamaya çalışmaktır. Bütün bunlara rağmen, çocuk hala aynı olumsuz
davranışını sürdürüyorsa, anne babanın dikkatini çekmeye çalışıyor olabilir.
Bazı durumlarda olayı görmemezlikten gelip sabırlı olmak da etkili bir yöntem
olabilmektedir. Çocuk yaptığı kötü davranışın ona istediğini vermediğini
görecek ve bu davranışı sürdürmeyi bırakacaktır.
Onlar için en etkili yöntemin ne olacağına
karar vermek için, öncelikle çocuklarımızı çok iyi tanımalıyız. Hangi yöntemin
işe yarayacağına onları tanımadan karar veremeyiz.
Olumsuz davranışların yanı sıra,
çocuklarımızın gösterdiği olumlu davranışları da mutlaka pekiştirmek
zorundayız. Bunun için en etkili yöntem "ödüllendirme"dir. Ödüllendirme,
mutlaka olumlu davranışın hemen akabinde yapılmalıdır. Bazen güzel bir söz,
sevecen bir yaklaşım, sevdiği aktivitelere katılmasına izin verme ya da
ihtiyacı olan, sevdiği bir hediye alma gibi ödüller olabilir. Çocuk,
ödüllendirilen davranışı mutlaka tekrar etmeye çalışacak, büyükleri tarafından
takdir edilmek hoşuna gidecektir.
Çocuklarımız bizim en değerli
varlıklarımız. Onları en doğru şekilde yetiştirme görevi öncelikle anne
babalara ve daha sonra da biz öğretmenlere düşmektedir. Bunu yaparken de onların
ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalı ve onlar için en doğru eğitimi vermek
durumundayız. Disiplini; döverek, bağırarak, onları rencide ederek değil;
hoşgörülü, sabırlı ve kendimizin de bir zamanlar çocuk olduğumuzu unutmadan
sağlamalıyız.
20 Mayıs 2017 12:00