Prof. Dr . Kadriye Öneş “Bel ağrılarının sadece yüzde 2’si bel fıtığından”
Sağlık
Bilimleri Üniversitesi İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Sağlık Uygulama ve
Araştırma Merkezi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof.
Dr. Kadriye Öneş, bel ağrısının toplumda oldukça sık görüldüğünü, ciddi iş
gücüyle zaman kaybına neden olan sorunun, hayat kalitesini de önemli ölçüde
azalttığını söyledi.
“Ayrıca
bel ağrısı, hala tedavide yanlış uygulamalarla ciddi sağlık sorunu olan önemli
bir konudur” diyen Öneş, toplumda insanların yüzde 80’inin hayatlarının bir
döneminde bel ağrısından yakındığını aktardı. Prof. Dr. Öneş, “Bel ağrısının en
sık görülen nedenleri kas spazmı, kireçlenme, bel kayması, kanal daralması, bel
fıtığı gibi durumlardır. Ancak bu konuda daha az karşılaştığımız tümör,
enfeksiyon ve kırıkları da göz ardı etmemek gerekir. Toplumda en sık konuşulan
bel ağrısı nedeni bel fıtığı olarak bilinmektedir ancak bel fıtığı bu ağrıların
yaklaşık yüzde 2 gibi küçük bir kısmını oluşturur” diye konuştu.
SADECE MR
SONUCUNA GÖRE AMELİYAT YAPILMAMALI
Prof.
Dr. Öneş, bel fıtığı teşhisinde hekimin iyi ve detaylı muayenesinin
gerekliliğine işaret ederek, asıl teşhis ve tedavi için muayene sonucunun çok
önemli olduğunu vurguladı. Manyetik Rezonans (MR) gibi görüntüleme
yöntemlerinin de teşhiste önemli katkılar sunduğunu ancak bazen de gereksiz
yapılarak geri ödeme kurumlarının yükünü arttırdığını aktaran Öneş, sözlerini
şöyle sürdürdü: “MR’da görülen her fıtığın, ağrının asıl nedeni olmadığı,
detaylı muayene ve değerlendirmeyle tespit edilmelidir. Belli bir yaştan sonra genellikle,
MR’da fıtık görülmesi olağandır. Ancak bu fıtıklar ağrının asıl nedeni
olmayabilir. Tedavi, muayene sonuçlarına göre yapılmalıdır. Özellikle cerrahi
kararında, hastanın kliniği ve muayene bulguları dikkate alınmalıdır. Tek
başına MR sonuçlarına bakılarak bel fıtığı ameliyatları yapılmamalıdır.”
CERRAHİ TEDAVİ
GEREKLİLİĞİ ÇOK AZ
Öneş,
egzersizin her hastaya aynı tarzda uygulanmadığını, bunların da hasta
muayenesi, bel fıtığının şekli, hastalığın süresi, birlikte olan başka
hastalıklar, kişinin yaşı, kilosu ve daha birçok faktörün dikkate alınmasıyla
belirlendiğini anlatarak, “Aksi takdirde hastaya, yarardan çok zarar
verilebilir. Yani hastanın, hekimin kontrolü dışında bilinçli olmadan herkese
uygulanan egzersizleri alması risklidir” dedi.
Prof. Dr. Öneş, bel fıtığı için kesin cerrahi tedavi gerekliliğinin çok
az olduğuna işaret ederek, “Ancak idrar tutamama durumunda ya da bacakta veya
ayakta ilerleyici güç kaybı olan hastalarda cerrahi, gerekli ve önemli bir
tedavi yöntemidir. Ameliyat sonrası hastanın yine egzersiz ve hayat tarzı gibi
koruyucu tedavi konusunda eğitilmesi çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
27 Mayıs 2017 11:55