Mükemmeliyetçilik karakter mi yoksa hastalık mı?

 

03 Ekim 2017 11:29
Mükemmeliyetçilik karakter mi yoksa hastalık mı?





  ‘Kusursuza ulaşma çabası’ olarak tanımlanan
mükemmeliyetçilik, bir hastalık mı? Sınırı var mı? Kadınlar mı, erkekler mi
daha mükemmeliyetçi?  ‘Mükemmeliyetçi
Kişilik' kitabının yazarı Uzman Psikolog Zehra Erol, karar.com’un sorularını
yanıtladı.

 “Mükemmeliyetçilik” kavramı tam olarak nedir?

Mükemmeliyetçilik; kusursuza ulaşma, en iyisini yapma
çabasıdır. Kişi bir hedef belirler ve o hedef, onun için en iyisi olur, ona
ulaşmak için çalışır. Mükemmeliyetçiliğin üç farklı boyutu vardır. Birincisi;
kişi kendisi için bir hedef belirler. Örneğin; ‘50 kilo olmayalı’ ya da ‘3
saatte 100 soru çözmeliyim’ gibi. İkincisi; karşısındaki kişilerden
beklentileriyle ilgilidir. Üçüncüsü ise toplumsal mükemmeliyetçilik... Ama daha
çok karşılaştığımız ilk iki boyutlu mükemmeliyetçilik. “Kendi merkezli” ve
“öteki merkezli” mükemmeliyetçilik olarak adlandırıyoruz.

 Aşırı mükemmeliyetçilik hasta ediyor

“Mükemmeliyetçilik”
bir hastalık mı?

“Mükemmeliyetçi” kişilik bir hastalık değildir.
Mükemmeliyetçi kişiler ve mükemmeliyetçi tutumlar vardır. Bir kişinin
“mükemmeliyetçi tutumları var” diye “mükemmeliyetçi bir kişiliğe sahiptir”
diyemeyiz. Mükemmeliyetçi kişilerin bir takım baskın özellikleri olmalı ama
bu  özellikleri aşırıya kaçmış kişilerde
birtakım rahatsızlıklar da meydana geliyor. Örneğin, bir kişi kendi koyduğu
hedeflere ulaşamazsa depresyona girer. Bu kişiler hayal kırıklığı yaşıyor,
mutsuz oluyor ya da kaygı bozuklukları yaşıyorlar. Beklentiler yüksek olduğunda
öfke problemleri ortaya çıkıyor. Aşırı mükemmeliyetçi kişilerde en fazla
görülen hastalıklar depresyon, sosyal fobi/ kaygılar ve öfke problemleri.

Bir kişi
mükemmeliyetçi olup olmadığını nasıl anlar?

Mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip kişi yapmak
istediği işi en iyi şekilde yapmak ister. En ufak problemde çok yoğun sıkıntı
yaşar. Ve bir şeyi düzeltmek için aşırı uğraşır. Kontrol duyguları ya da
kontrol etme davranışları çok yüksek olabilir. Zihin sürekli meşguldür.
Genellikle çatışmadan uzak duran kişilerdir. Mükemmeliyetçi kişiler, sorunları
büyütmeden en uygun şekilde çözmeye çalışır. Her zaman kusursuz çözümü bulmak
için uğraşırlar. Mükemmeliyetçi kişilerde çalışan bir kadın ya da bir erkek
işini eksiksiz yapmak için çok fazla çalışır ve o zaman da sosyal ilişkilerinde
ve aile hayatlarında sorun yaşayamaya başlarlar.

 Mükemmeliyetçilik” modern çağla alakalı bir
problem mi?

Eskiden beri mükemmeliyetçi kişiliklere sahip insanlar var.
Ama bunların farkındalığı psikoloji biliminin gelişimi ile alakalı bir şey. Bu
bilim geliştikçe çalışmalar arttı. 20-30 yıl öncesinde mükemmeliyetçi kişiliğe
sahip insanlar vardı. Aslında bizim birçok ebeveynimiz bu kişiliklere sahiptir.
Psikoloji geliştikçe var olan şeyleri aslında görmeye başlamış olduk.

Aile
bireylerinin tutumu önemli

Sebepleri
neler?

Mükemmeliyetçi kişilerde genetik faktörler etkili ama daha
çok aile bireylerinin tutumları önemli. Örneğin ebeveynlerden biri
mükemmeliyetçiyse zaten çocuk onu öğreniyor. Çocuklar zaten daha çok
gördüklerini öğrenir. Anne ve baba ne tekrarlıyorsa çocuklar da onu yapar. Ya
da ailede çok fazla eleştiren bir ebeveyn varsa, bazı çocuklar o eleştirilerden
kaçınmak için sürekli en iyisini yapma, en iyisine odaklanma gibi bir davranış
geliştirebiliyor. Genetik olarak mükemmeliyetçi kişiliğe yatkınlık olsa sonuçta
ailenin tutumu daha çok önemli. Bu konuda mesela yapılan ikiz deneyleri var.
Farklı ortamlarda yetişen ikizler farklı davranışlar sergiledikleri ortaya
çıkmıştır. Anne ve babanın tutumu çocuk için çok önemli. Çünkü dünyayı onun
merkezinden algılıyor. Zamanla arkadaş kavramını ya da başka kavramlar
gelişiyor ve onları gördükçe çocuk bu eğilimle yetişmişse zaten bir müddet
sonra anne babasının da mükemmel olmadığını fark ediyor. O yüzden aile ve çocuk
çatışmaları başlıyor.

Cinsiyet
ve eğitim seviyesi açısından farklılıklar var mı?

Çok fazla ayrım var diyemeyiz ama bizim toplumumuzda
kadınlar daha ön plana çıkıyor. Yetiştirme tarzından dolayı kadınlara fazla
sorumluluk verilmesi, çok fazla eleştirilmesi kadınları daha çok mükemmeliyetçi
yapıyor. Son yıllarda erkek danışanlarımda da görüyorum bu durumu… Eğitim
seviyelerine baktığımızda ise çok büyük farklılık yok ama konular farklı
olabiliyor. Hedefler ve limitler arasında farklılıklar oluyor. Örneğin daha
düşük ekonomik seviyeye sahip ailelerde yaşamları ev ve iş arasında olduğu için
çocuğun odasını toplamak, camların silinmesi gibi konular mükemmeliyetçilik ile
ilgili olabiliyorken, daha üst ekonomik seviyedeki ailelerde ise çocuğun en iyi
okula gitmesi gibi konular öne çıkıyor.

Bir
uzmana başvurmakta zorlanırlar

Ne zaman
sorun olmaya başlar?

Mükemmeliyetçilik bir yandan olumlu bir şeydir. Eğer aşırıya
kaçmazsanız... Siz kendi sınırınızı bilirseniz... Burada sınırı bilmemek
problem. Mükemmele ulaşmak için çabalarsanız ben elimden geleni yapabildiğim
kadarıyla yaptım derseniz burada bir sıkıntı yok. Ama kişi bunun farkında
olmayıp, bunu hayatını zorlaştıran bir şey haline getirirse problemler ortaya
çıkıyor. Davranış haline getirdiğiniz zaman ise olağan bir hal oluyor, sizi
rahatsız etmiyor. Ancak kişi ciddi üzücü bir deneyim yaşadığında
“mükemmeliyetçi” olduğunun farkına varıyor. Bir şeyi eksiksiz yapmak ile
sınırsız yapmak arasında bir fark var. Kendi bireysel sınırlarınız için en
iyisi yapmak ile sınırsız yapmak arasında fark söz konusu…

 “Mükemmeliyetçi kişilik” nasıl bir boyuta
geldiğinde yardım almalı?

Aşırı mükemmeliyetçi kişilikler tabii ki yardım almalı.
Mükemmeliyetçi kişiler, hedefine ulaşamadığında ‘yetersizlik’ duygusuna
kapılır. Psikoterapide bu yetersizlik duygusu ile yüzleşecekleri için zor ikna
oluyorlar. Daha çok insanlarla ilişkilerde arka arkaya tekrarlayan bir şeylerle
hayal kırıklıkları yaşayabiliyor, kendi iç dünyasında mutsuzluklar
yaşayabiliyorlar. Farkındalık kazanmadıkça sürekli sıkıntı yaşarlar.

 Çözüm yolları nelerdir?

Mükemmeliyetçi kişilik özellikleri aşırıya kaçmadıysa bir
sıkıntı yok. Eğer kendi sınırlarınızı bilirseniz hırpalamasınız kendinizi...
İkinci olarak bizim yapabileceklerimiz var, bir de hayatımızı etkileyen
insanlar ve koşullar var. Başkalarının sorumluluklarını üstlenmeyin. Olayları
bütün olarak görmek önemli... Ya da bir şeyleri iyi şeyler yapmak için değil de
mutlu olmak için yapmak. Mutlu olmak hedeflenmeli.

 

 

 

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.