(Müsrifleri helak ettik.) [Enbiya 9
İsraf kelime manası olarak; gereksiz harcama, gereksiz tüketim,
savurganlık gibi manalara gelir. Bizim aklımıza ilk gelen şey ise genelde çöpe
atılan yemekler, fazladan alınan eşyalar vs. olur.
Peki,
israfı sadece bu yönüyle hatırlamak ne kadar doğru?
Gelişen
dünya ve artan ihtiyaçlarımız karşısında, bizlerin en çok yokluğunu çektiğimiz
sürekli azlığından şikayet ettiğimiz şey “zaman” dır. Çok değil elli yıl öncesi
ile günümüzü kıyasladığımız zaman nasıl bir israf içinde olduğumuzu
kavrayabiliriz.
Baktığımızda
elli yıl önce günlerce süren mesafeler artık günümüzde bir, iki saati aşmıyor.
O zamanlar yapılan işler teknolojinin gelişmesi ile artık saniyeler sürüyor.
Konu eskiler olunca ne kadar kültürlü ve ilim sahibi olduklarını es geçmemek
gerek. Peki, biraz düşünelim her şeyin ağırdan gittiği dönemlerde zaman
yetiyorsa, yaptığımız işlerin saniyeleri bulduğu bu devirde neden zaman kıtlığı
yaşıyoruz?
Bu
sorunun cevabına israf kavramını tekrar gözden geçirerek ulaşabiliriz. Zaman
eskiden de aynıydı şimdide. Artması veya eksilmesi söz konusu olamaz. Ancak 24
saatimizi nasıl geçirdiğimize bakmalıyız. Eğer bize verilen zamanı savurganlık
içinde geçirip israf ediyorsak kıtlık yaşamamız kaçınılmaz olacaktır. Hayatımız
da üç şey değiştirip sonuçları kendimiz gözlemleyebiliriz. Bunlar; az uyumak,
az konuşmak, az yemek…
Son
olarak İnşirah suresinin 7 ve 8. ayetlerine bakacak olursak Rabbimiz bize “bir
işi bitirince hemen başka bir işe giriş, onunla uğraş. Hep Rabbine yönel”
buyurmakta ve böylelikle boş zaman kavramını hayatımızdan çıkarmaktadır.
İsraf
edip kıtlıklar yaşamamak temennisi
ile…
28 Aralık 2017 11:31