Karşımızdaki insanları birçok konuda sınıflandırıyoruz. En basit
haliyle söylediği bir kelime, gittiği bir yer o insanın ne olduğu konusunda
bize kesin yargılar kazandırıyor. Oysaki bir insanın bu kadar dar kalıplarla
sınıflandırılması ne kadar doğru olabilir? Her insana Allah tarafından bir akıl
verilmiş ve herkesin koca bir düşünce dünyası vardır, her insan bir deryadır.
Peki, bu kadar kocaman dünyası olan bir insanı nasıl olur da birkaç özelliğine
bakarak bir daireye sıkıştırabiliriz...
Bir
örnekle düşünelim: Aynı anne babanın iki çocuğu dahi birçok konuda aynı
düşünürken başka bir konuda kesin bir şekilde zıt fikirlere sahip olabiliyor.
Bu iki çocuğun yetiştiği ortam aynı olsa bile kararını farklı kılan bir bakış
açısı vardır. Her ikisi de olaylara, sahip oldukları pencereden bakar ve bu
sayede birbirlerine ne kadar yakın olsalar dahi aynı olmadıklarını görebiliriz.
İnsanlar
birbirlerine benzeyebilir ama aynı değillerdir. İnsanların niteliğini belirten
düşünceleri vardır. Dünya siyah veya beyazdan ibaret değildir. Arada farklı
tonlar elbette ki olacaktır. Bizim üzerimize düşen bu farklı tondaki renkleri
fark etmektir, görmezden gelmek değil. Çünkü bu ufak ama değerli olan
farklılıklar bizi ayrı ve özel kılar. Yoksa elbette ki hepimiz aynıyız ve
birbirimize benziyoruz. Altını çizdiğim insanların bize çok az baktıktan sonra
düşüncelerimizin bir başkasıyla aynı olduğunu düşünmesidir, oysa her düşünce
ayrı bir bakış açısı taşır, insanlar bunu görerek karşısındaki insanı
değerlendirmelidir.
Allah
bizleri, karşımızdaki insanların fikirlerini bir daireye sıkıştırmadan her bir
insanın ayrı bir değer olduğunu düşünenlerden kılsın, Allah'a emanet
olunuz.
03 Ocak 2018 13:55