Günümüzün çağdaş cahiliyesi duyun bizi, tüm bunlar kıyametin
alameti!
Müslüman
uyku ile uyanıklık arasında ince bir çizginin üzerindedir. Uçarı düşünce
akımları, Allah'a başkaldıran bütün izm'ler, türlü tuzaklar, gençlik üzerine
oynanan oyunlar… tehlike öylesine büyük ki, yaşananlar kıyametin habercisi.
Yaşananlar kıyametin büyük alametleri. Ve biz adım attığımız köprünün karşıya
varıp varmayacağından bile habersiziz…
Dalalet,
sözlüğe göre yanlış yolda yürüme, doğru yoldan ayrılma gibi anlamlara geliyor
ve biz delaletle dalalet arasında kaybolmak üzereyiz. Yaşamımızın,
zamanımızın birçoğunu çalan çeşitli araçlar veya ahiret yurdunda hiçbir ederi
olmayan boş şeyler dalaletin ve açık bir gafletin büyük bir delaletidir.
Delaletler azımsanmayacak miktarda fazlayken, bunu fark eden inanan ve iman
eden sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar cüzi miktarda.
Eğitim
kurumlarında bile sırf bir amaçla orada bulunan ve o amaca hizmet sunabilmek
için dört gözle ufacık bir fırsat kollayan insanlar birbirleriyle yarış
içindeler adeta! Günümüzün çağdaş cahiliyesi duyun bizi, tüm bunlar kıyamet
alametleri! Evet, onlar iyiyle kötünün savaşında kötü olan tarafta safını
aldılar. Ümmet olarak bu savaşın neresindeyiz? Savaşın hangi kısmındayız,
yiğitçe çarpışanlardan mıyız yoksa basit bir izleyici mi? Yarına çıkıp
çıkmayacağımız meçhulken bizi asıl saadet yurdunda mutluluğa ve huzura
kavuşturacak olan islam dini için ne kadar mücadele ediyoruz?
Dönüp
bakalım yaşamımıza, layığıyla hizmet edebiliyor muyuz davamıza. Siyaset
veya yeni bir yönetim şekli için kapı kapı gezerken, biz de bu dava için kapı
kapı gezseydik şu an islam dininin hak din olduğunu idrak eden insan sayısı kaç
katına çıkardı? Yusufiler hala zindanlardayken, başımızı yastığa nasıl rahat
koyabiliyoruz? Bu soruların sorgulayan ve uyanan bir ümmet için ardı arkası
kesilmiyor. Aslında tek bir soru tüm soruları özetliyor, iman edenler olarak
hakkıyla iman edebildik mi?
Kur'an
kokan evler yıllar yılı uzaklardaydı… tüm bunları yapan da düzeltecek olan da
insandı…
03 Ocak 2018 13:40