Omurganın düşmanı hareketsizlik!

 

06 Ocak 2018 11:40
Omurganın düşmanı hareketsizlik!




Kasların kuvvetinin azalması omurga sağlığı açısından en büyük handikaptır. İnsan hareket üzerine kurgulu bir varlıktır. Hareketsizlik, kas güçsüzlüğü omurga sağlığını tehlikeye sokmaktadır. Özellikle bel ve sırt ameliyatlarında bir tek doğru bulunmuyor o yüzden kişiye özel tedavi çok önemlidir.


  Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Prof.Dr. Kaya Aksoy,
“Lumbopelvik Ritim Patolojilerine Yaklaşım” başlıklı sempozyumunda omurga
sağlığı, bel ve kalça problemlerine değinerek tedavide bireye özgün tedavi
yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Omurganın,
boyun, sırt, bel, kalça kemikleri ile bir bütün olduğunu, bu bütün içinde kürek
kemiklerimizin de bulunduğunu kaydeden Aksoy, “En küçük bir fonksiyonel en
küçük ünitesi adele dokusu olmadan iki omur, onların arasındaki disk dokusu ve
omurları birbirine eklemleyen faset dediğimiz yapılar ve omur kemik çıkıntıları
arasındaki bağlardır (Ligaman). Omurun üç eksende, altı hareket serbestisi
vardır. Öne, arkaya, yanlara eğilme şeklinde ve dönme tarzındaki bu hareketleri
sırasında omurgaya bir yük binmektedir” dedi.

Omurgaya gelen yükün % 80'i
disk dokusundan geçiyor

Omurgaya
gelen yükün % 80'inin omurlar arasındaki yastıktan(disk dokusundan) geçmekte
olduğunu ifade eden Aksoy, “Disk dokusunu saran kılıf (anulus) gerilmeye
uğramaktadır. Kaldırılamayacak yük, yanlış pozisyon hem disk içinde hem de
anulusta yırtılmaya neden olmaktadır. Böylelikle iki omur arasındaki disk
yastığı dışarı fırlayabilmektedir. Dejenere olan iki omur arası yastık sonrası,
kemikte de dejeneratif değişimler başlamaktadır. Bunun yanı sıra omurları
birbirine bağlayan eklemlerdeki sıvı içinde reaksiyon, kartılaj hasarı,
kapsülde gevşeme, eklem kaymaları, eklemlerde kireçlenmeler de
oluşabilmektedir” diye konuştu.

Omurgadaki
bütünlüğü sağlayan ve elastikiyetten sorumlu olan ana yapının omurga
çıkıntıları arasında seyreden boyundan kuyruk sokumuna kadar gerek önden, gerek
omur içinden ve gerekse omur çıkıntıları arasında bağlantıları sağlayan
“ligaman” adı verilen kalın bağlar olduğunu kaydeden Aksoy: “Buradaki
elastikiyette azalma deformasyonların nedenleri arasındadır. Kaslar sistemi
tutan en önemli ögelerdir. Kasların kuvvetinin azalması omurga sağlığı
açısından en büyük handikaptır. İnsan hareket üzerine kurgulu bir varlıktır
hareketsizlik, kas güçsüzlüğü omurga sağlığını tehlikeye sokmaktadır” diye
konuştu.

Yaşlılıkta “dar kanal” ortaya
çıkıyor

Yaşlılıkta
giderek iki omur arasındaki yastığın yukarıdan gelen yükü absorbe etmesinin
yani yükü emmesinin azaldığına da dikkat çeken Aksoy, “İki omur arası yastık
yüksekliğinin (disk mesafesi) azalması omurun uç kısımlarında kireçlenmelerin
olması, ligamanların elastikiyetini kaybedip hacimlerinin artması dar kanal
hastalığını oluşturup kişilerin yürüme zorluğunu ortaya çıkartmaktadır. Bir
kişi (damar problemi yoksa) 50 metre – 100 metre yürüyüp duruyor dinleniyor,
sonra tekrar yürümeye başlıyorsa dar kanal var demektir. Kanalın darlığı yanı
sıra omurlarda kayma var mı, sağa sola eğim oluşmuş mu, diye mutlak bütün
omurları değerlendirmek lazımdır. Belde bir sorun bile olsa kişinin tüm
omurlarının değerlendirilmesi gerekir” uyarısında bulundu.

Doğum sonrası kamburlaşmaya
dikkat!

Doğum
sonrası sırtta ve belde ters ( C ) şeklinde bir postur olduğunu ifade eden
Aksoy, “Sonradan giderek bel içe doğru eğilir, sırt dışarı doğru hafif
kamburlanır, boyunda da ha keza bel gibi içe doğru eğim vardır. Bu eğimler
ayakta yerçekimine karşı omurganın kalçanın dik durmasında çok önemlidir” dedi.

Beldeki problem için kişiye
özel tedavi gerekiyor

“Boyundan
aşağıya uzatılan şakülün kuyruk sokumunun önüne veya arkasına gelmesi balans
bozukluğudur” diyen Aksoy, şunları söyledi: “Özellikle kalça ve bel arasındaki
ayakta durmayı sağlayan balans açılarında farklılıklar bel sırt kalça
problemleri doğurmakta ve bunları telafi edebilmek için öne eğilerek yürüme
kalçanın geriye hareketi ve bacaklarda dizlerdeki bükülme ile (iki büklüm
yürüme) yeni pozisyonlar oluşmaktadır. Beldeki problem için herkese aynı
ameliyat yapılmıyor. Bireysel çözümler gerekiyor.”

Tek tedavi şeması yoktur

Özellikle
bel ameliyatlarında, sırt ameliyatlarında, omurganın normal pozisyondan değişik
nedenlerle anormal durumlara girdiğinde bir tek doğru bulunmadığının altını
çizen Aksoy: “Bir tek tedavi şeması yoktur. Herkes için bireysel açıları
kontrol edip ameliyatta doğru pozisyonu vermek ve hastanın balansını tekrar
tesis etmek gerekir. Yukarıdan aşağı hastanın dik ve dengeli duruşunu sağlayan
şakül doğrultusunun kalça ve bel eklemindeki açıların hesap edilerek, bireysel
olarak değerlendirilmesi ile yapılacak cerrahi ve ayarlanacak açı ve
doğrultular vida rod konulacaksa çok önem arz etmektedir” diye konuştu.

Omurganın tümü
değerlendirilmeli

Olaya
sadece görüldüğü yerdeki patoloji olarak bakmayıp omurganın tümünün
değerlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan Aksoy: “Basit bir bel fıtığı
ameliyatında bile boyun-sırt değerlendirilmelidir. Bel, sırt, kalça, bacak,
kuyruk sokumu ağrılarında kalça içi yer alan idrar kesesi, kadın ve erkek
genital organları, kalın bağırsak gibi organların yansıyan ağrıları, karın içi
yer alan organların hastalıklarına bağlı yansıyan ağrılar ayırt edilmelidir.
Gerek nörolojik gerek sistemik hastalıklar yanı sıra tümörler, kemik erimeleri,
kemik patolojileri mutlak aranmalı ve ekarte edilmelidir” diye konuştu.

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.