Uzmanlar omuz sıkışma sendromuna karşı uyardı

 

23 Ocak 2018 20:22
Uzmanlar omuz sıkışma sendromuna karşı uyardı




Şiddetli omuz ağrıları, omuz üzerine yatamamak, kolu hareket ettirememek gibi belirtilerin omuz sıkışma sendromuna işaret edebileceğine dikkat çeken uzmanlar, erken dönemde tedavi sağlanmazsa yırtıkların meydana gelebileceğini belirtti.


  Şiddetli omuz ağrıları, omuz üzerine yatamamak, kolu hareket
ettirememek... Tüm bu belirtiler, omuz sıkışma sendromuna işaret edebiliyor.
Toplumun neredeyse yüzde 30'unu etkileyen omuz sıkışmaları, manuel terapi
uygulamaları ile tedavi edilebiliyor. Memorial Wellness Manuel Tıp Uzmanı Dr.
Metin Mutlu, omuz sıkışma sendromu hakkında bilgi verdi.

Mutlu,
"Impingement; yani omuz sıkışma sendromuna genellikle bursitler, donuk
omuz, fibromiyalji, kireçlenme, travmatik ve atletik zedelenmeler, sinir
yaralanmaları, enfeksiyonlar, tümörler, boyundan yayılan ağrılar, romatoid
artrit gibi iltihabi romatizmal hastalıklar, gut, diyabet, çeşitli metabolik ve
hormonal hastalıklar, omzu etkileyen torasik çıkış sendromları, miyopati adı
verilen kas hastalığı, kalp hastalıkları ve akciğer tepe tümörleri gibi iç
organ hastalıkları sebep olabilmektedir. Kolunu kuvvet gerektirecek şekilde
uzun süre baş üstünde kullanan kişilerde de bu probleme sık
rastlanmaktadır." dedi.

Omuzun
sıkışma sendromunun, sık görülen omuz rahatsızlıklarından biri olduğunu
belirten Mutlu, "Omuz sıkışma sendromu, genellikle omuz üzerine yatarken
ağrı hissetme hatta ağrıdan omuz üzerine yatamama, kolu baş üstüne kaldıramama
ve bu tür hareketlerde kısıtlılık yaratarak belirtiler verir. Bu sendromda ağrı
kimi zaman kişiyi uykusundan uyandıracak derecede ağırlaşabilmektedir."
uyarısında bulundu.

"Omzun hareket açısı
önemli"

Mutlu,
şunları söyledi: "Muayene sırasında omzun hareket açıklığına bakılır ve
sıkışmayı gösteren bazı testler yapılmaktadır. Bazı durumlarda enjeksiyon
uygulaması yapılır. Bu enjeksiyon sonrası ağrının geçmesi ve hareketlerin ve
testlerin düzelmesi tanı açısından anlamlıdır. Röntgen çekilerek kireçlenme ve
kemiklerdeki değişiklikler görülmelidir. Tendonların ve diğer yumuşak dokuların
durumunu görmek için ultrason, MR tetkikleri yapılmalıdır. Tendonun durumu, yırtılıp
yırtılmadığı görülerek tedavi planlanmaktadır."

İlk aşama 25 yaş altı kişilerde
görülüyor

Omuz
sıkışma sendromunun ilk aşamasının genellikle 25 yaş ve altı kişilerde
görüldüğünü belirten Mutlu, "Bu aşamada tendonda ödem, şişlik, kanama
meydana gelir. İlaç, manuel terapi ve egzersizle tedavi planlanabilir. Bu
aşamada kol üzerine yüklenilmemesi gerekir. Tetikleyici hareketlerden de uzak
durulursa ağrılar hafiflemektedir. Omuz sıkışma sendromu yaşayan bu gruptaki
hastalar için cerrahi uygulanmasına gerek duyulmamaktadır. İkinci aşamada ise
sıkışan tendonda tendinit; yani yangı meydana gelir. Bu aşama daha çok 25-40
yaş arası kişilerde görülmektedir. Tedavi için ilaç, egzersiz ve fizik tedavi
ve manuel terapi uygulanır. Bu dönemde lokal enjeksiyon, nöralterapi de
uygulanabilir." ifadelerini kullandı.

"Erken dönemde tedavi
sağlanmazsa yırtıklar meydana gelebilir"

Mutlu,
sözlerine şöyle son verdi: "Birinci ve ikinci aşamada hastalığı teşhis
edilen kişiler uygun tedavi uygulamaları, egzersiz ve korunma yöntemleri
sayesinde üçüncü aşamaya geçmeyebilir. Bu aşamada ise hastalar genellikle 40
yaşın üzerindedir ve bu dönemde tendonda yırtıklar meydana gelebilir. Bu
aşamada tanısı konulan hastalar 6 ayı aşmamak şartıyla fizik tedavi, egzersiz
tedavisi, manuel terapi, lokal enjeksiyonlarla konservatif tedaviye
alınmaktadır. Bu konservatif tedaviye rağmen şikayeti devam eden ya da tendonda
tam bir yırtık olan hastalarda cerrahi yöntemlerin uygulanması gerekebilir. İyi
bir sonuç için ameliyat sonrası fizik tedavi ve egzersiz mutlaka
önerilmektedir. Hangi dönem olursa olsun tedavi ile amaç; koruyucu önlemlerle
hastalığın ilerlemesini önlemek, egzersiz ve fizik tedaviyle omuz fonksiyonları
geri kazandırmak olmalıdır."

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.