Yararlı diye sık tükettiğiniz bu 7 besine DİKKAT!

 

24 Ocak 2018 11:54
Yararlı diye sık tükettiğiniz bu 7 besine DİKKAT!




Bal hastalıktan korur, fındık güç verir, diyerek hiçbir yiyecek ve içecekte aşırıya kaçmayın çünkü bu besinler kilo ve hastalık olarak bize geri dönebiliyor.


  Sağlıklı olduğunu düşündüğümüz yiyecekleri tüketirken bazen
aşırıya kaçabiliyoruz. Ancak porsiyon sınırı ve kalori hesabı yapmadan
yediğimiz bu besinler kilo ve hastalık olarak bize geri dönebiliyor. Özellikle
kış aylarında hastalıklardan korunmak için veya can sıkıntısından yenilen
atıştırmalıklar, gizli düşmanlar haline gelebiliyor.

Diyetisyen
Emine Yüzbaşıoğlu, tüketim sıklığı ve miktarına dikkat edilmesi gereken
besinler ile ilgili uyarıda bulundu.

Kuru bakliyatlar: Fasulye,
mercimek, nohut, en çok tüketilen bakliyatlardır. Posa değeri yüksek ve sağlığa
oldukça faydalı bir aile olan bakliyatlar, en önemli bitkisel protein kaynağı
sınıfında yer alırlar ve hayvansal proteinlerin içerdiği kolesterolü
içermezler. 100 gram kuru baklagil yaklaşık olarak; 25 gram protein, 5 gram
lif, 1,5 gram yağ içerir. Kalsiyum, demir, B12 vitamini dışındaki B grubu
vitaminleri, E vitamini ve bakır içerikleri de yüksek olan baklagiller haftada
en az 2 kez tüketilmelidir. Tüketilirken dikkat edilecek husus ise
porsiyonudur. Ayrıca pilavsız bakliyat yenmez düşüncesiyle kalori alımı artarak
kilo artışına neden olmaktadır. Bu sebeple özelikle kış aylarında daha sık
tüketilen bakliyatın sağlıklı ama kalori açısından çok da masum olmadığı
unutulmamalıdır.

Meyve: Vitamin
ve mineral deposu olan, vücudun posa ihtiyacını karşılayan meyveler, ayrıca çok
iyi antioksidanlardır. Değişen oranlarda A ve C vitamini içerirler. C vitamini,
vücudun kendini hastalıklara karşı koruması ve başka vitamin, minerallerin
emiliminde etkindir. Günlük C vitamini ihtiyacı erişkinler için 60, gebelikte
80-90, sigara içen bireyler için ise 100-200 miligramdır. Özellikle kış
aylarında hastalıklardan korunmak için tüketilen fazla meyve ve meyve suyu
tüketiminin hastalıklardan korunmaya etkisi olmayacaktır. Çünkü vücuda alınan
daha fazla C vitamini depolanmadan, idrarla atılmaktadır.

Yeterli tereyağının göz
sağlığını olumlu yönde etkilediğini ve cildi erken yaşlarda yaşlanma etkilerini
ortadan kaldırdığı aktaran Yüzbaşıoğlu şunları söyledi; “Tereyağı:
Kahvaltıda ve lezzet verici olarak yemeklerde sıklıkla kullanılan tereyağının
insan sağlığı üzerine önemli faydaları bulunmaktadır. İçerisinde antioksidan
barındıran tereyağı, vücutta bulunan serbest radikallerin olumsuz etkilerini
azaltır. Bağırsak, mide gibi iç organların sağlığını olumlu yönde etkileyen
tereyağı, kardiovaskuler rahatsızlık riskini azaltır. Kas ve eklem ağrılarının
azalmasına yardımcı olan tereyağı, kemik gelişimini sağlar. Artrit oluşma
olasılığını da en aza indirir. Tereyağı, içerisinde yer alan A vitamini
sayesinde de göz sağlığını olumlu yönde etkiler ve cildi erken yaşlarda
yaşlanma etkilerini ortadan kaldırır. Fakat aşırı alımı sonucu tereyağı
faydadan çok zarar getirecektir. Ülkemizde çokça tüketilen bir yağdır.
Özellikle kalp ve damar hastalığı olanların doymuş yağ içeriğinden dolayı
mutlaka kaçınması gerekmektedir. Aşırı yağ alımı insülin direncini
arttıracağından diyabetli hastalarında aşırı tüketmemeye özen göstermeleri
gerekmektedir. Yaklaşık %80 i yağ olan bu besinin aşırı alımı kilo almaya sebep
olabilmekte ve uzun vadede birçok kronik hastalığın oluşmasında etkili
olabileceği bilinmektedir. Bu yüzden tereyağı tüketimini günlük bir tatlı
kaşığı ile sınırlandırmalı, hamur işlerinde pilav ve makarnada fazla
kullanımından kaçınılmalıdır.”

SÜT, YOĞURT SEVMİYORUM ONLARIN
YERİNE PEYNİR YİYİYORUM DÜŞÜNCESİ YANLIŞ

Süt,
yoğurt sevmiyorum onların yerine peynir yiyorum düşüncesinin yanlış bir düşünce
olduğunu aktaran Yüzbaşıoğlu: Peynir: Enerji
ve besin değeri oldukça yüksektir. Peynir kalsiyum, B12 vitamini ve protein den
oldukça zengindir. İçerdiği protein ve yağ sebebiyle süt grubunda değil et
grubunda değerlendirilir. 30 gr yani 1 kibrit kutusu peynir, 1 köfte
büyüklüğünde etle eşdeğer besin içeriğine sahiptir. Bu sebeple süt, yoğurt
sevmiyorum onların yerine peynir yiyorum düşüncesi yanlış bir düşüncedir. Son
zamanlarda kilo almanın tek sebebi ekmek olarak kabul edilmektedir. Diğer
yiyeceklerin masum olduğu düşünülerek kahvaltıda, aralarda ekmek yerine çerez
yer gibi bol miktarda tüketilen yağlı peynirler kilo artışına neden olmaktadır.
İçerdiği yüksek kalori sebebiyle, diyet planlanırken peynir miktarı sınırlı
tutulmalıdır.” İfadelerini kullandı.

Bal:  Doğal
olarak üretilen saf nitelikli ballar, kabızlık, öksürük, nezle gibi
rahatsızlıkların tedavisinde doğal ilaçlar olarak görev yaparlar. İçerdikleri
vitamin, aminoasit ve mineraller sayesinde büyüme çağındaki çocukların bedensel
gelişimlerine olumlu katkılar sağlayan bal, bağışıklık sisteminin gelişmesinde
önemli rol oynar. Bu faydaları görmek için balınızın doğal olduğundan emiz
olmalısınız. Eğer ki bal buzdolabında şekerleniyorsa, kaşıkladığınızda
kesintisiz ve akışkan biçimde kaşıktan akıyorsa, biraz fazla yendiğinde geniz
ve boğazda yanma yapıyorsa o bal gerçek baldır. Ancak doğal bal istediğim kadar
yiyebilirim düşüncesi çok da sağlıklı bir düşünce değildir. Özellikle şeker
hastalarının sakınması gereken balın kalori içeriği 100 gramında, 300 kalori
olduğu unutulmamalıdır.

Kuruyemiş: Kuruyemişler
içeriğinde barındırdıkları kaliteli yağlar ve özellikle Omega 3 kaynağı ile
beyin gelişiminde ve iyi kolesterolün yükselmesinde büyük faydalar
sağlamaktadır. Bitkisel kaynaklı besinler olup, enerji içerikleri yüksektir.
Diyette çeşitlilik sağlamaları açısından günlük önerilen miktarlarda
tüketilmelidir. Uzun süre tok tutuyor, hem de sağlıklı düşüncesiyle ana öğünler
yerine tüketilen fazla miktarda kuruyemiş kilo artışına neden oluyor. Günlük
tüketilmesi gereken kuruyemiş miktarı yarım avuç fındık, 3-4 adet tam ceviz ya
da 10 adet badem olarak sınırlandırılmalıdır.

Kestane: Kış
akşamlarının olmazsa olmazı kestane, diğer yemişlerin aksine düşük kalorili ve
mineralleriyle, vitaminleriyle oldukça zengin bir yemiştir. Yüksek oranda lif
içerir. Güçlü bir antioksidan olan kestane folik asit ve C vitamini açısından da
çok zengindir. Kötü kolesterolle savaşırken, iyi kolesterolü yükseltir. Kalp
sağlığını korur. İçeriğindeki potasyum kan basıncını düzenler. Aynı zamanda bir
B vitamini deposudur. Ancak her şeyin azı karar, çoğu zarar sözü kestane içinde
geçerlidir. Karbonhidrat içeriği yüksek olan kestanenin 3-4 adedi 1 dilim
ekmeğe eşdeğerdir. Bunu bilerek tüketilmesi, sağlık açısından oldukça
önemlidir.

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.