Hepimiz çobanız!

 

02 Mart 2018 00:11
Hepimiz çobanız!





  Hepimiz çobanız ve güttüklerimizden sorumluyuz. Bir çoban
düşünelim ki sürüsüne sahip çıkmıyor. Koyunlarından kimisini kurda, kimisini
hırsıza yediriyor. Sürüsünü aç ve susuz bırakıyor. Ama genelde bunun aksi olur.
Çobanlar sürüsüne iyi sahip çıkar. Hiçbirini aç ve susuz bırakmaz. Hepsini en
iyi şekilde korur ve muhafaza eder. Tek bir tanesini kurda veya hırsıza
yedirmez. Sürüsü ne kadar çok olursa olsun, hepsini tek tek tanır. Birisi
kaybolsa veya başka sürüye karışsa, o koyun veya kuzunun karıştığı sürü ne
kadar çok olursa olsun, onu tanır. Yüzlerce kuzudan hangisi annesini kaybetse,
boynundan tutup süt emmesi için o kuzuyu annesinin altına atar.

Peygamberlerin
çoğunun ve peygamberimizin çobanlık yapmasında nice hikmetler vardır. Sanki,
Allah (c.c.) peygamberine sürünü nasıl idare ediyorsan, nasıl tek tek
tanıyorsan ve nasıl koruyup kollayıp yedirip içiriyorsan, sana tabi olan
insanları da öyle yönet diye emrediyor ve çobanlık yaptırarak insan idaresini
öğretiyor. Bu yüzden peygamberimiz (s.a.v.):

“Hepiniz çobansınız; hepiniz
güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden
sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının
evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malının çobanıdır;
o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle her biriniz bir çobandır ve
güttüğü sürüden sorumludur.” buyuruyor.

Hakikatte
hepimiz birer çobanız ve güttüklerimizden sorumluyuz. Ama biz bunun farkında
mıyız?

Bir
devlet reisi olarak idaremiz altındaki halkı, Allah'ın emrettiği şekilde
adilane idare edebiliyor muyuz? Onlara maddi refah yollarını ararken, düşmandan
korumaya çalışırken, Allah'a ibadet eden, dindar ve ahlaklı birer kul olmaları
için çabalıyor muyuz?

Bir
vali olarak, bir kaymakam olarak veya bir muhtar olarak idaremiz altındakileri
hakkıyla idare edebiliyor muyuz?

Bir
öğretmen olarak sınıfımızdaki öğrencileri en iyi şekilde idare edebiliyor
muyuz? Onları rabbimizin istediği şekilde eğitebiliyor muyuz? Onları hakkı hak
olarak öğretip hakka yönlendiriyor muyuz? Veya onlara batılı batıl olarak
öğretip batıldan uzaklaştırmaya çabalıyor muyuz?

Bir
imam olarak, cemaatimizi ne kadar idare edebiliyoruz? Onlara hakkı ne kadar
anlatıyoruz? Örnek yaşantımızla onlara ne kadar rehberlik ediyoruz? Yoksa, İslami
hayatımızda onlardan geride miyiz?

Bir
anne, bir baba olarak, çocuklarımıza gerekli dini eğitimi veriyor muyuz? Güzel
bir isim verip kulağına ezan ve kameti okuduktan sonra, kendisine ilk kelimede
Allah demeyi öğretiyor muyuz? En güzel hediye olarak güzel bir ahlak
kazandırıyor muyuz? Allah ve resulünü öğretip salih bir evlat olması için söz
ve davranışımızla örnek oluyor muyuz? Yürüyecek çağa geldiğinde elinden tutup
beraberimizde camiye götürüyor muyuz?

Sahi,
çobanlığımızı en iyi şekilde yapsaydık; toplum şu anki içinde bulunduğu ahlaki
çöküntüyü yaşar mıydı? Eminim ki bu soruyu hep beraber hayır diye
cevaplandıracağız.

Sorumluluk
ve görevinin bilincinde olan, iyi birer çoban olma temennisiyle Allah'a emanet
olun.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.