Uzmanlara göre yaşlılarda sık düşme ve düşme riskinde artış, el sıkma gücünde kayıp, yürüme hızında belirgin azalma, istemsiz kas kaybı hastalığı olan 'sarkopeni'nin habercisi olabiliyor.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Geriatrik
Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi (GEBAM) Müdürü Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, yaşlı nüfusun artmasıyla yaşlanmaya bağlı ortaya
çıkan ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli sağlık sorunlarıyla karşılaşıldığını
söyledi.
Bu sorunlardan birinin de artan yaşla birlikte oluşan ve istemsiz kas
kaybı olarak tanımlanan "sarkopeni" olduğunu dile getiren Kutsal,
hastalığın son yıllarda yaşlı sağlığı alanındaki pek çok araştırmaya konu
olduğunu belirtti. Sarkopeninin, 65 yaş üstündeki kişilerin yüzde 30, 80 yaş
üstündekilerin ise yüzde 50'sinde görüldüğüne dikkati çeken Kutsal, hastalığın
gelişimiyle kişinin kaslarında hem kalite ve hem de kuvvet kaybı meydana
geldiğini anlattı. Kutsal, bu kişilerde kas proteinlerinin sentezinin
azaldığını vurgulayarak, kas liflerinde de kaybın söz konusu olduğunu bildirdi.
İleri yaşın yanı sıra başka faktörlerin de hastalık gelişiminde etkili olduğunu
aktaran Kutsal, "Özellikle ileri yaştaki kadınlar, yetersiz beslenenler,
kalp, böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi kronik hastalıkları olanlar, diyabet
ve akciğer hastalığı bulununlar, alkol ve sigara tüketenler, yetersiz fiziksel
aktivite yapanlar ve kronik ağrı sorunu yaşayan kişiler istemsiz kas kaybı olan
sarkopeni açısından risk taşımaktadır." uyarısında bulundu.
El sıkma gücü azalmış yaşlılara dikkat
Kutsal, yaşlılarda sarkopeni ile ortaya çıkan ciddi vücut kütle kaybı,
el sıkma gücü, yürüme hızı ve dayanıklılıkta azalma, bitkinlik ve düşük
fiziksel aktivite görüldüğünü vurguladı. Düşme riskinde artışın, hastalık
gelişimi açısından önemli bir bulgu olduğuna işaret eden Kutsal, "Sık sık
düşme sorunu yaşayan, hareketlilikte azalma, günlük yaşam faaliyetlerinde ve
kendine bakım aktivitelerinde beceri ve yeti kaybı olan, özellikle kalça kemiği
başta olmak üzere kırık riskinde artış olan yaşlılar sarkopeni riski ile karşı
karşıyadır." dedi. Kutsal, bu kişilerde, normalde kırık oluşturmayacak
derecede düşük enerjili travma ve düşmelerle ortaya çıkan kırıklar görüleceği
gibi yaşam kalitesinin azalacağı, sağlık giderlerinin artacağı, ölüm ve
sakatlanma oranlarının yükseleceğinin altını çizdi.
Tedavide D vitamini takviyesi Prof. Dr. Kutsal, tedavide, moleküler
fizyoloji alanındaki gelişmelerle birlikte iskelet kasında artış oluşturabilecek
potansiyel ilaçların tanımlanmaya başlandığını ancak çalışmaların, gerek yan
etkileri gerekse kanıt eksiklikleri nedeniyle henüz beklentileri karşılayacak
nitelikte olmadığını bildirdi. Egzersiz ve beslenme desteğinin, hastalığı
önleme ve tedavi açısından faydalı olduğunu belirten Kutsal, tedaviyle ilgili
şu bilgileri verdi: "Fiziksel aktivite açısından, özellikle düzenli
yürüyüş, bisiklet, yüzme, bağ ve bahçede çalışma gibi aerobik aktiviteler ve
yaşlıların tolere edebileceği dirençli egzersizler arasında yar alır. Beslenme
kapsamında, bol proteinli diyet ile peynir türleri, dana, hindi ve tavuk eti,
ton balığı, süt, yumurta, brokoli, Brüksel lahanası, mercimek gibi besinlerin
tüketilmesi yararlıdır. Ayrıca antioksidan özellikli besinler örneğin fasulye,
patates, böğürtlen, armut, elma, kiraz tüketilmesi de önerilmektedir."
Kutsal, D vitamininin, sadece kemik değil, adale sağlığı açısından da önemli
olduğunu vurgulayarak, "Kanda yapılan testlerde D vitamini eksikliği varsa
kullanılmalıdır. Hormonal tedaviler ise tartışmalı olduğundan kullanımları
konusunda kesin bir öneri söz konusu değildir. Bazı ilaçların da kullanımı
konusunda araştırmalar olmakla birlikte, kesin veriler bulunmamaktadır."
ifadesini kullandı.
19 Mart 2018 11:31