Zeytin ağacı dünyadaki en dayanıklı ağaçlardandır.
ZEYTİN AĞACI
Zeytin ağacı dünyadaki en dayanıklı ağaçlardandır. Yapılan araştırmalarda
dünya üzerinde yaşı 2.000 yılın üzerinde olan birçok zeytin ağacı bulunmuştur.
Bu ağaçlar bilimsel çalışmalarda uzun ömürlülüğe işaret olarak kabul
edilmiştir. Uzun süreli yaşamlarını büyük ölçüde kendilerine hastalık ve
zararlılara karşı direnç kazandıran "oleuropein" adlı
bir madde üretmelerine borçludurlar. Bu nedenle daima yeşil olan bir bitkidir.
Cennetteki iki ağaçtan biridir. Meyvesinden çıkan “altın suyu” zeytinyağı, anne
sütüne en yakın özelliğe sahiptir. İçeriğindeki antioksidan maddeler nedeniyle
çocukluktan yaşlılığa kadar her dönemde sağlık açısından eşsiz nimetler sunar.
ZEYTİN YAPRAĞI
Zeytin ağacının tamamında bulunan ve acı-buruk bir tadı olan oleuropein,
zeytinin işlenmesi sırasında uzaklaştırılır. Oysa zeytin ağacının hastalık ve
zararlılara karşı direncini sağlayan en önemli savaşçının oleuropein olduğu
düşünülmektedir. Oleuropein' in içeriğinde bulunan "elenolik
asit" ve oleuropein türevi olan "kalsiyum
elenolat" çok çeşitli mikroorganizma gruplarını uzak tutma
özelliğine sahiptir. Zeytin yaprağındaki şifa ise Oleuropeinden dolayı
zeytinyağına göre 30-100 kat daha fazladır.
Bugün, zeytin yaprağının faydalı kullanımını ve kolay tıbbi bir bitki
olduğunu çok az insan bilir. Zeytin yaprağı kullanımı daha çok Akdeniz ülkeleri
insanı tarafından kullanılmakla beraber son yıllarda birçok ülke tarafından da
bitkisel ilaç olarak kullanılması bu konudaki araştırmalara hız vermiştir.
Zeytin yaprakları binlerce yıl önce insanlar tarafından hastalıkların
tedavisinde çare olarak kullanılmıştır. Son yıllarda dünyada, doğal organik
bitkiler üzerindeki araştırmalar gittikçe önem kazanmaktadır. Bu konuda 69
kitap, 1800'den fazla makale, dergi ve çeşitli yayınlar yapılmıştır.
40 yılı aşkın bir süredir kullandığımız antibiyotiklere karşı artık çoğu
mikroorganizma direnç kazanmıştır. Geçmiş zamanlarda antibiyotiklerle tedavi
edilebilen birçok hastalık, artık tedavi edilemez hale gelmiştir. Bakterilerin
ve virüslerin bu ilaçlara daha dirençli hala gelmeleri antibiyotiklerin aşırı
doz alımı ya da yanlış kullanılmasının bir sonucudur. İşte zeytin yapraklarında
bulunan "oleuropein" maddesi ve hidrolizleri,
antibiyotiklere direnç kazanmış mikroorganizmalar üzerinde etkili ve çok
değerli bir bileşendir.
Bugüne kadar zeytin yaprağında 100'e yakın madde elde edilmiştir. Yaprakta
bulunan bu maddeler zeytin çeşidine uygulanan kültürel tedbirlere, yetiştiği
bölgeye ve hasat zamanına göre farklılıklar gösterir. Yaprakta bulunan fenolik
ve flavonait bileşikler vücudun bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıklara
karşı dirençli olmasını sağlar. Yaprakta 60-90mg/gr oranında oleuropein
bileşiği bulunmaktadır.
ZEYTİN YAPRAĞI FAYDALARI
• Zeytin yapraklarında bulunan Kalsiyum Elenolate, genel zararlı olan
virüs, bakteri ve mantarları yok etme özelliğine sahiptir.
• Zeytin yaprağı, doğal bitkisel antibiyotik ve antioksidan olması nedeniyle
hastalıklardan korunma ve hastalıkların tedavisinde etkin rol oynar.
• Zeytin yaprağında bulunan "oleuropein" ve "eleonik" asit
aktif bileşiklerinin antimikrobiyal ajan olarak görev yaptığı bilimsel
araştırmalarca kaydedilmiştir. Bu maddelere bağlı olarak zeytin yaprağı çayı ile
vücuda giren mikropları, vücudun doğal bağışıklık sistemi tepki gösterinceye
dek yavaşlatır.
• Zeytin yaprağı, etkileri sarımsak ve soğana da benzeyen doğal bir antibiyotik
ve antioksidandır. Düzenli olarak hastalıklardan korunma amaçlı tüketilebileceği
gibi doğrudan hastalıkların tedavisinde de kullanılabilir.
• Kalp rahatsızlıklarında zeytin yaprağı çayı ile iyi sonuçlar elde
edilmektedir. Laboratuar ve klinik çalışmaların sonucu olarak, zeytin yaprağı
çayı kalp yetmezlikleri, damar tıkanıklıkları üzerinde de etkili bulunmuştur.
• Canlılar üzerinde yapılan diğer çalışmalarda ise, zeytin yaprağının etken
maddesi oleuropein, hipoglisemik etki göstermiş ve yüksek kan şekeri
seviyesinde düşme gözlenmiştir.
• 1800'lü yıllara gelindiğinde ise zeytin yaprağı şurup haline getirilerek ateş
düşürücü olarak kullanılmıştır. İlerleyen yıllarda ise yeşil zeytin yaprakları
sıtma tedavisinde etkin olarak kullanılmaya başlanmıştır.
• Zeytin yaprağı kremden şampuana kozmetik sektöründe, sütten bebe bisküvisine
gıda ara katkısı olarak, anti bakteriyel özelliği ile ilgili ilaç sanayinde,
hayvan yeminde katkı maddesi olarak kullanılabiliyor. Bu sonuçlar zeytin
yaprağının birden çok hastalık için umut verici eşsiz bir bitki olduğunu ortaya
çıkarmıştır.
ZEYTİN YAPRAĞININ ETKİLİ OLDUĞU DİĞER RAHATSIZLIKLAR VE MİKROORGANİZMALAR
• Kan şekeri seviyesinin düzenlenmesinde
• LDL Kolesterolün düzenlenmesinde
• Antioksidan Etki
• Bronşit, Kulak İltihabı, Sinüzit tedavisinde
• Kalbe kan dolaşımının sağlanmasında faydalıdır
• Kalp krizinin önlenmesinde etkindir
• İshale, yaşlanmaya karşı etkindir.
• Sıtma tedavisinde kullanılmaktadır.
• Hepatit A, B, C ye karşı etkilidir.
• Soğuk algınlığında ve zatürree tedavisinde
• Fungal (Mantar) enfeksiyonları
• Hemoroit tedavisinde
• Cilt rahatsızlıklarında
• Romatizmal hastalıklarda etkilidir.
• Üst solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidir.
ZEYTİN YAPRAĞI KULLANMA ŞEKLİ
50 gram zeytin yaprağı 1 litre suda 5 dakika kaynatılır. Dâhilen kullanımlarda
günde 2-3 bardak aç ya da tok karna içilir.
1 tatlı kaşığı zeytin yaprağı tozu, kaynamış 1 su bardağında 5 dakika demlenir.
Günde 2-3 bardak aç ya da tok karna içilir.
10 gram ufalanmış zeytin yaprağı veya toz haline getirilmiş gövde kabuğu1
bardak kaynar suya konur, 10 dakika demlemeye bırakılır, günde 2-3 bardak aç ya
da tok karnına içilir.
Zeytin yaprağı veya toz haline getirilmiş gövde kabuğu uzun zaman
kullanılabilir. Hiçbir yan etkisi yoktur.
ZEYTİNYAĞI
Zeytinyağı olgun meyveleri sıkılarak elde edilen günlük hayatımızda en sık
kullandığımız, lezzetli yemekler yaptığımız bir yağdır. Haricen ve dâhilen
tıbbi amaçlarla da kullanılır. Şifalı bitki yağlarının ana maddesini teşkil
eder.
Tirmizi’nin Ebu Hureyre (r.a.)'den merfu olarak rivayet ettiği bir hadis-i
şeriflerinde Peygamber Efendimiz(s.a.v.); “Zeytinyağını yiyiniz ve
zeytinyağıyla yağlanınız.” diye buyurmuşlardır. Bu hadis zeytinyağının
gerçekten çok değerli olduğunu gösteren apaçık bir delildir. Bugün yapılan
bilimsel çalışmalar da bunu kanıtlar niteliktedir. Zeytinyağının, içerdiği E
vitamininin insan hücrelerinin yenilenmesine katkıda bulunarak yaşlanmayı
geciktirdiği, beyin fonksiyonları üzerindeki yıpratıcı etkisini azalttığı,
cildi güzelleştirdiği ve haricen kullanıldığında saçlara parlak bir görünüm
kazandırdığı, kanıtlanmıştır.
Dünya sağlık teşkilatı (WHO), kalp krizi ve kalp hastalıklarına en az, eski
çağlardan günümüze zeytinyağı merkezi olan Girit Adasında rastlandığını ve
burada yaşayan insanlarda kalp krizi riskinin en alt düzeyde bulunduğunu rapor
etmiştir.
İçeriğindeki oleuropein ve elenolik asit bileşenlerinin birer doğal bitkisel
antibiyotik ve antioksidan olduğu ve antimikrobiyal ajanlar olarak görev
yaptıkları bilimsel araştırmalarca kaydedilmiştir.
ZEYTİNYAĞININ FAYDALARI
*Zeytinyağı kolesterolsüzdür. İçeriğinde kolesterol içermediğinden kandaki
kolesterolü düşürür. Kötü huylu kolesterol seviyesini düşürürken, iyi huylu
kolesterole etki etmez. Diğer yağların tümü kolesterol seviyesini düşürürken
iyi huylu kolesterolü de düşürür.
* Zeytinyağı kalp ve damar hastalıklarında temel risk faktörü olan kötü
huylu kolesterolü azaltarak damar tıkanıklıklarını önler
* Mide asidini azaltarak gastrit ve ülser rahatsızlılarına karşı koruyucu
bir rol oynar.
* Bağırsakları düzenleyici özelliği vardır. Zeytinyağı bağırsaklar
tarafından en iyi emilen yağ çeşididir.
* Safra kesesinde taş oluşumunu azalttığı gibi taşların erimesini de
sağlar.
* Diş ve kemik gelişimi açısından çok faydalı olup doku ve hücre
yenilenmesinde etkin rol oynar.
* Hamile ve emziren kadınların beslenmesinde çok faydalıdır.
* İçeriğindeki zengin antioksidan içeriği sayesinde yaşlı ve bebeklerin
beyin ve sinir sisteminin gelişim ve yenilenmesinde çok önemlidir.
* Zeytinyağı, hazmı en kolay yağdır. Ayrıca müshil tesiri vardır. Sabahları
aç karna iki çorba kaşığı alınması tavsiye edilir.
* İçeriğindeki antioksidan maddelerin etkisiyle bitkisel ve hayvansal
yağlara göre çok daha yüksek sıcaklıklara dayanıklıdır. Bu özelliği ile
kızartmalar için en ideal yağdır.
* Zeytinyağı, içeriğindeki antioksidan maddeler nedeniyle derin yağda
kızartmalarda bitkisel yağlardan çok daha fazla ve daha uzun süre bozulmadan
kullanılabilir
* Zeytinyağı hamuru işlerine, (pasta, ekmek, bisküvi, kek, vb) ayrı bir
lezzet katar. Hamur işlerinin kurumasını önler
* Yaşlanmayı geciktirici özelliği vardır. İçeriğindeki A, D, E ve K
vitaminleri antioksidan etkisi göstererek hücre yenilenmesini hızlandırır.
Hızlanmanın etkisiyle dokular daha hızlı bir şekilde kendisini yeniler.
* Adalelere masaj yapılırsa ağrısını alır, besleyip kuvvetlendirir.
* Gargarası diş etlerini güçlendirir, kanamasını alır.
* Zeytinyağını saf şeffaf bir kaba koyup bakmak gözleri kuvvetlendirir.
Allahu Teala zeytine değer vererek Kur’an-ı Kerim'de ismini andı. Bizler de
zeytine gereken değeri vermeli ve onu bize bahşettiği için Allah(cc)’a sonsuz
derecede şükretmeliyiz.
Kalın sağlıcakla, Allah’a emanet olunuz…
FAYDALANILAN ESERLER:
1- Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi: Arif PAMUK, Pamuk Yayıncılık
2- Tıbb-ı Nebevi: İbn-i Kayyım El Cevziyye, Hikmet Neşriyat
3- Halit ÖZGÜLEN / İksir-i şifa / 42–46. Sahife)
4- Şifalı Bitkiler: Dr. Adil ASIMGİL, Timaş Yayınları
5- gemlikzeytin.com
14 Nisan 2018 14:48