İbn-i Sina'da Ahlat-ı Erbaa ve Tıbbi Bitkiler

 

07 Ekim 2018 12:00
İbn-i Sina'da Ahlat-ı Erbaa ve Tıbbi Bitkiler





  

1665 yılında Robert Hook tarafından hücrenin keşfinden sonra Hippokrat,
Galen ve İbn-i Sina gibi tıbbın kurucularının uyguladıkları hümoral patoloji
teorisi ortadan kalktı. Hümoral patoloji, farklı kültür ve coğrafyalarda farklı
isimlerle anılmış ama ana felsefesi aynı kalmış ve küçük farklarla uygulanarak
varlığını günümüze kadar sürdürmüştür.

Hümoral patoloji, antik Yunan filozoflarından Aristo’nun ‘’Evrene dörtlü
ritm hâkimdir. Canlı cansız herşeyin yapısı dört ana elementten oluşmuştur.
Bunlar ateş, hava, toprak, su’ dur‘’ fikriyle başlamıştır. Hippokrat bu dört
elementi insan vücuduna uyarlamış ve bir teori geliştirmiştir.

Bu elementler şu anda anladığımızdan öte bir anlam taşımaktadır. Örneğin
‘su’ sadece içtiğimiz su değildir. Su doğada ve insan vücudunda hem maddesel
fonksiyon ve görüntüsü ile, hem de enerjetik anlamda, buharlaşan, toprağı
yumuşatan, sıcaklığı dengeleyen, duruma göre durgun, sakin veya sel
oluşturabilecek kadar hırçın, kabın şeklini alabilen, sıcak ve soğuk olabilen,
temizleyen özellikleriyle ele alınmıştır.

Bu teori daha sonra ünlü hekim ve filozoflar tarafından geliştirilmiş,
İbn-i Sina’nın El-Kanun Fi’t-Tıb adlı eseriyle zirveye taşınmıştır. Bu eser
Batı tıp okullarında 16.yüzyıl sonlarına kadar 600 yıl boyunca ders kitabı
olarak okutulmuştur.

Humoral patoloji olarak isimlendirilen bu teori, İslam coğrafyasında
ahlat-ı erbaa (dört ahlat - dört latif sıvı - dört sıvı - dört usare) adını
almış Osmanlı tıbbının temellerini oluşturmuş, teşhis ve tedaviler bu teorinin
usullerine göre yapılmıştır.

Ahlat-ı erbaa

Ateş, hava, toprak, suya anasır-ı erbaa (dört unsur), bu dört elementin
insan bedenindeki karşılığı olarak kabul edilen dört sıvıya da ahlat-ı erbaa
(dört hılt) denir.

Ateş - sarı safra -kuru ve sıcak

Hava – kan - nemli ve sıcak

Toprak - sevda (kara safra) - kuru ve soğuk

Su – balgam - nemli ve soğuk

İbn-i Sina bu dört hılt’ın (sarı safra, kan, sevda, balgam) her insanda
özel ve benzersiz bir şekilde karıştığını, kişiye özel  bir denge oluşturduğunu söylemiştir. İşte
kişiye özel ortaya çıkan ruhsal, bedensel, zihinsel özelliklerin bütününe mizaç
denir. Ahlat-ı erbaa’da dört temel mizaçtan bahsedilir: Safravi, demevi,
sevdavi, balgami.

Bir kişiye ‘’safravi mizaçlı’’ dendiği zaman, vücudunda safra salgısının
nitelik ve nicelik olarak diğer üç sıvıya baskın geldiği anlamını çıkarırız. Bu
kişi fizyolojik ve psikolojik olarak safra hıltının özelliklerini
gösterecektir. Çabuk öfkelenen, bir anda patlayan, aktif, hareketli, uyku
süresi 5-6 saat civarında, zihin performansı yüksek, çok konuşan, minyon tipli,
dili genellikle kuru, su içme isteği fazla, genellikle kilo almayan, hazmı iyi,
bağırsakları hızlı çalışan, bedeni sıcak tip safravi mizaç tipidir.

Mizacı aynı olan insanların majör özellikleri benzerdir. Ancak her insan
mutlaka saf safravi, demevi, balgami veya sevdavi olmayabilir. Kişinin
bedeninde birden fazla hılt baskın olabilir. Bu tiplere karışık mizaç denir.
Böyle bir kişi baskın olan iki veya daha fazla hıltın karma özelliklerini
gösterecektir.

İnsanda dört hıltın optimal dengesinin bozulmasına hastalık denir. Tedavi
usulleri arasında en göze çarpanlar müshil, lavman, kusturma, hamam, masaj,
egzersiz, kan alma (hacamat, phlebotomy), sülük (hirudoterapi), beslenme tarzı
değişikliği ve tıbbi bitkilerdir. Bütün bu uygulamalarda ana fikir
detoks’tur.  Bozukluğu tespit edilen
hıltların bedenden uzaklaştırılması amaçlanmaktadır. Bedenin çalışma
yeteneğinin önünde engel teşkil eden toksinler vücuttan uzaklaştırılınca beden
kendini yeniden restore etme yeteneğine sahip olur.

Bazı tıbbi bitkiler bozuk hıltları vücuttan boşaltmaya yararken, bazı
bitkiler doku ve organların restorasyonunda kullanılır. Kullanılan her bir
bitki, yiyecek ve içeceğin de bir mizacı vardır. Kimi ısıtıcı, kimi soğutucu,
kimi nemlendirici, kimi kurutucudur. Hastanın ve hastalığın mizacına uygun
bitkiler seçilerek terkipler hazırlanır.

Örnekler:

Şahtere (Fumaria officinalis): (1.derece soğuk, 2.derece kuru): Vücuttaki
bozuk hıltları söker atar. Karaciğerdeki tıkanıklığı açar. Kanı temizler.
Antitoksin olarak çalışır. Modern fitoterapide de safra yolları
rahatsızlıkları, safra taşları, safra kesesi kistleri için kullanılır. Safra
akışını düzenleyici, kan temizleyici, tonik ( vücudu kuvvetlendirici),
antimikrobik etkileri de kayıtlıdır.

Yabani hindiba (Cichorium intybus): (1.derece soğuk, 2.derece nemli): Sarı
safranın nitelik ve nicelik olarak bozukluklarında ve karaciğerin sıcak
hastalıklarında kullanılır. Modern fitoterapide de, safra yolları
rahatsızlıkları, bilirubin metabolizma sorunları için kullanılır. Karaciğer
hücrelerini koruyucu etkisi kayıtlıdır.

Her iki bitkide klasik ve modern bilgilerin birbiriyle örtüştüğü
görülmektedir.

Dr. Erkan Tanalel

 

 

  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.