Bir mübarek
Ramazan ayına daha kavuştuk çok şükür. İnşallah hayırlar getirir, güzel ve iyi
gelişmelere vesile olur.
Aslında yılın
en uzun ve en sıcak günlerinde oruca başladık. Diğer şehirlerimizi tam
bilmiyorum ama İstanbul’da havalar serin ve son derece oruca müsait.
Ramazan
gerçekten ibadet, huzur, mutluluk, kardeşlik, dayanışma ayı olduğu kadar sağlık
ayıdır da. Tabii hakkıyla orucumuzu tuttuysak, yeme ve içmede aşırıya
kaçmadıysak bunu her bakımdan hissedebiliriz.
Bu ayda
hakkını vererek oruç tutanlardan fazla kilosu olan zayıflar, kötü
alışkanlıkları olup da gayret edenler bundan kurtulur. Bedenimiz adeta yenilenir,
toksik maddelerden arınır. Bu yüzden Ramazanda aşırı yemekten kaçınmamız,
bilhassa sahuru hafif yapmamız gerekiyor.
Elbette
Ramazanda orucu Rabbimizin rızasını kazanmak için tutarız. Ancak tuttuğumuz
oruç sağlığımıza da pek çok faydalar sağlar.
Bu mucizevî
ibadet üzerinde araştırma yapan bilim ve tıp insanları her geçen gün orucun
yeni faydalarını keşfediyor; sağlığımıza, toplum hayatına ve alışkanlıklarımız
üzerine olan müspet etkileri karşısında hayranlıklarını gizleyemiyorlar.
Aslında
bedenimiz iki öğün yeme üzerine ayarlanmıştır. Atalarımız ve kadim bilgeler hep
bunu yapmış, bunu söylemişlerdir. Ancak modern dünya nedense bunu üç öğüne
çıkarmıştır. Böylelikle daha çok yer olduk ve obezite, şeker hastalığı gibi
beslenme rahatsızlıkları çok artış gösterdi. Kilolarımızdan, bedenlerimizden,
sağlığımızdan memnun değiliz.
İşte oruç,
kendimizle ve insani yönlerimizle yeniden bağlantıya geçmemizi sağlayacaktır.
Yalnızca kilo vermenin değil, uzun ve sağlıklı bir hayat sürmenin de
yollarından biridir.
Oruç tutan:
*Sık sık
rasgele yemekten kendini alıkoyar. Üstelik bunu zorlanarak değil Rabbimizin
emrine uymanın hazzı ile yapar.
*Aç kaldığı
sürece sıkıntı duymaz. İşin ilginci bedensel gücü de azalmaz.
*Açlığın
konsantrasyonunu bozmadığını, aksine zihnini ve duyularını keskinleştirdiğini
görür. Oruç ile beyin korunur.
*Bağışıklık
sistemimizi güçlendirir, hücrelerimizi yeniler.
*Az yiyen ve
kalori kısıtlamasına gidenlerde kalp hastalığı, kanser, felç, diyabet ve
Alzheimer gibi rahatsızlıklar daha seyrektir. Bunun için kan şekerini yükselten
unlu ve şekerli gıdalardan, fast food ve işlenmiş yiyeceklerden uzak durmak
gerekir.
*Oruç tutan
Ramazan dışında da az ve kısıtlı yemeye alışır, fazla yemekten kaçınır. Bunu
yaşam şekli haline getirdiğinde ise sağlıklı beslenmiş demektir.
Gerçekten
Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi, “Oruç tutan sıhhat bulur.”
TOPLU İFTARLAR
YOK
Geçen yıl
Ramazanın neredeyse tüm iftarlarını davetlerde yaptım. Aslında dostlarla
görüşüp beraber iftarı açmak, selâmlaşmak ve kısa da olsa sohbetler yapmak çok
da güzel oluyordu.
Ancak
madalyonun bir de diğer yönü vardı. Maalesef bu iftarlar mütevazı ve Ramazana
uygun olmuyor, tam bir mükellef ziyafeti andırıyordu. Yok yoktu adeta.
Meselâ birinde
bayağı üzülmüştüm. Şöyle ki Boğaz kıyısında pahalı bir lokantada iftara
çağrılmıştım. Bizzat iftarı veren dostum telefonda arayınca kıramadım. Önce
geniş bir iftariyelik tabağı geldi. İçinde çeşitli yiyecekler vardı. İnanın
onunla doyduğumu hissettim. Bedenim artık yemememi söylüyordu. Daha sonra nefis
bir et yemeği ve iç pilav, patates püresi derken tatlılar. Tabii yanında salata
ve değişik içecekler. Kısacası ziyafette bir kuş sütü eksikti.
Misafirler
gelen yiyeceklerden bir miktar alıyor, kalanı tabaklarda bırakıyorlardı. Tabii
merak ettim, herhalde kalanlar düzgünce toplanır ve ihtiyacı olan yoksullara
verilir diye. Ancak iki görevli geldi, birinin elinde büyük poşet vardı, diğeri
bütün kalanları ona boşaltıyordu. Yani güzelim yiyecekler belli ki çöpe
gidecekti.
O zaman
verilen bu nimetlere biz Müslümanlar olarak saygı göstermez ve kıymetini
bilmezsek Rabbim elimizden alır diye düşünmüş ve üzülmüştüm.
Bu yıl toplu iftarların
yasaklanması aklıma o iftarları getirdi. İşte şimdi isteseniz de ne
düzenleyebilirsiniz ne de gidebilirsiniz.
Biz verilen
nimetlerin şükrünü eda edemezsek elimizden gider ve bizi daha zor, daha
sıkıntılı günler bekler. Bunu bilelim.Prof. Dr Sefa Saygılı
25 Nisan 2020 19:55