Ramazan ayının ilk 10 gününü geride bıraktık. Peygamberimizin
deyişiyle: ‘Başı rahmet, ortası mağfiret sonu ise Cehennemden azatlık’ olan bu
mübarek ayda bir yıllık yol azığımızı toplamamız gerekir. Yani manevi bir
birikim elde etmeliyiz.
Normalde her kardeşimizin günde 5 sayfa meali ile beraber
Kur’an-ı Kerim okuması gerekiyor. Birçok hayırlı işimizde ihmallerimiz var;
Kur’an-ı Kerim okumada da ihmallerimiz vardı. İşte bu Ramazan Ayı, Kur’an-ı
ihmal ettiğimiz günlerin telafisine vesile olmalıdır.
Allah yolunda infak verme, kazancından Allah için infak ayırma,
her ay hakkıyla yapamadığımız bir ameldir. İşte bu Ramazan ayı, infak
vermediğimiz aylar için veya infak verdiğimiz halde hakkıyla vermediğimiz,
eksik verdiğimiz infakların telafisini yapmamız gereken bir aydır. Yani, zekât
verecek bir imkanımız varsa fazla fazla vermekten korkmayalım. Allah’a verilen
zayi olmaz.
Özellikle hayır işlerine vesile olan, insanların zekâtlarını
fakir fukaraya götüren, aracı olan; rabbani alimler, Salih kimseler her ramazan
ayında zekât ibadetinin, fitre ibadetinin ifası için çalışıyorlar. Malumunuz bu
yıl, insanlar işlerinde çalışamıyorlar. Bütçe daralmış. Belki birçok kişi iki
aydır maaş bile alamıyor. Yani
muhtaç durumdadır. Ama her yıl zekât veren, sadaka veren, infak eden bir
Müslüman’dır. Şimdi bu durumda ne yapmak lazımdır? Bu Müslüman’a bu zekâtı,
infakı, fitreyi hatırlatmalı mıyız? Yoksa bu sene adam dardadır, böyle şeylerle
yanına gitmek abes olur deyip Allah yolunda vermesi gerektiğini hatırlatmamalı
mıyız?
El-Cevap: Bakın, Allah resulü, Tebük
savaşına gidecek. Ordusu için yardım topluyor. Bazı sahabeler, özellikle
Ashab-ı Suffa diye bildiğimiz sahabeler çok fakirdirler. Hatta o dönemler,
gerek savaşların etkisiyle gerek Müşriklerin ambargosu Müslümanların çok
fakirlik çekmesine neden olmuştu. ‘Ey Allah’ın resulü açım!’ deyip açlığını
bastırmak için karnına bağladığı taşı gösteren sahabeye Allah resulü karnına
bağladığı iki taşı göstererek ‘Ben de açım!’ Dediği günler… Evet, Allah resulü
ve ashabı çok açlık çekmişlerdi. İşte açlığın ve yokluğun Müslümanları
kavurduğu bir dönemde yeryüzünün en güçlü devleti ile savaşa gidecek bir
Peygamber vardı. ‘Herkes infak etsin.’ Deyince bir sahabe geldi. İnfakların
toplandığı yere geldi. Bu sahabe çok zayıftı. Belli ki açlık ve fakirlik belini
bükmüştü. Elinde bir hurma vardı. Allah resulüne selam verdi. Ve elindeki
hurmayı göstererek :’Ya Rasulallah! Çok açım, ama bu hurmanın yarısını da olsa
infak etmek istiyorum. Olur mu?’ Allah için bir düşünün. Çok açsınız. Hiçbir
şeyiniz yok. Elinizde bir tek hurma var. Ve Allah resulünün yanına gittiniz.
‘Bunun yarısını infak edeyim mi?’ diye soruyorsunuz. Önünüzde de Müslümanların
verdiği infaklardan oluşan bir yığın hurma var. Bu sahabeye Allah resulü nasıl
cevap vermiştir sizce? Bizi gerçekten de hayrette bırakan bir sahnedir.
Aklımıza hocalarımız geliyor veya talebelerimiz geliyor. Böyle bir durumda biz
ne cevap verirdik acep? Evet, birçoğumuz; ’O hurmayı ye! Ve şu birikmiş hurma
yığınından da bir avuç daha al!’ derdik herhalde. Bilmiyorum aklımıza bundan
başka cevap gelmiyor. Ama Allah resulü gayet ciddi bir şekilde: ’Yarısını ye,
kalan yarısını da infak et!’ deyince sahabe yarısını yedi ve kalan yarısını da
birikmiş hurma yığınına attı. Bunu gören münafıklar, gülerek kendi aralarında:
’Kendisi açlığından ölecek, Muhammed’in ordusuna yarım hurma ile yardım
ediyor!’ deyip alay ettiler. İşte bu olay üzerine infak ile ilgili ayetler indi
ve Allah resulü de hepimizin duyduğu şu meşhur hadisi söyledi: ’Yarım
hurmayla dahi olsa kendinizi ateşten kurtarın.’
İşte, Allah’a ve ahiret gününe olan
iman, yarım hurmayla dahi Allah’ın davasına yardım etme şuuru veriyor.
Kapitalistlerin, dünyaperestlerin ahlakları bize bulaşmasın. Asıl bu zor
dönemde infak edeceğiz. İnsanları infak etmeye, zekât vermeye asıl bu zor
dönemde teşvik edeceğiz. Beled Sûresini bir okuyun, orada zor bir yokuşu
insanların aşamadığından bahseder. Ve zor yokuşun ne olduğunu açıklayarak Allah
yolunda infak etmeye teşvik eder. İşte, bu süreçte Müminun sûresinde geçtiği
gibi; ‘Onlar zekâtın verilmesi için çalışırlar’ sırrınca çalışalım. İnsanların
ALLAH İÇİN VERMELERİNE VESİLE OLMA DİLEĞİYLE…
06 Mayıs 2020 11:50