Yüzümüze dokunmamak neden çok zor?

 

30 Mayıs 2020 13:33
Yüzümüze dokunmamak neden çok zor?





  Koronavirüs uyarılarından biri de ellerimizi yüzümüze
götürmemek. Ancak bu çok da kolay değil.
Uzmanlara göre bu, çocuk yaştan beri farkında olmadan yaptığımız temel bir alışkanlık. Üstelik sürekli “yüzünüze dokunmayın” uyarısı sonucu, daha fazla kaygıya kapılıp ellerimizi istemeden daha çok yüzümüze
götürebiliyoruz.Koronavirüse karşı
korunmanın en temel yollarından biri elleri sabunla yıkamak
ve yüzümüze dokunmamak. Ancak insanların ellerini yüzlerine,
gözlerine ve ağızlarına götürmekten kaçınmaları o kadar
da kolay değil.

2015’te American Journal of Infection Control
dergisinde yayımlanan bir araştırma, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi
konusunda eğitim gören tıp öğrencilerinin bir saatlik ders sırasında ortalama 23 kez yüzlerine
dokunduklarını ortaya koyuyor.

Leipzig Üniversitesi ruhbilimcilerinden Martin
Grunwald, kendine dokunmanın iletişim amacı taşımayan
bir eylem olduğunu, bunun tüm bilişsel ve duygusal süreçlerde
kilit rol oynadığını belirtiyor.

Kaliforniya Üniversitesi’nden Dacher Keltner’e
göre de yüzümüze dokunmak bir tür kendi kendini yatıştırma işlevini
görüyor. Dokunmanın sakinleştirici
ve gerginliği azaltıcı oksitosin hormonunun salgılanmasına yol
açtığı yönünde bilimsel kanıtlar olduğuna
dikkat çeken Keltner, bunun dışında insanların kur
yapmak ya da “tıpkı bir tiyatro perdesi gibi toplumsal bir dram sahnesinden bir
başkasına geçmek” amacıyla da ellerini yüzlerine götürdüklerini belirtiyor.

Peki, insanların yüzlerine dokunmaktan
kaçınmaları neden öylesine güç? ABD’deki Kentucky Kaygı ve Kaygı Bağlantılı
Bozukluklar Merkezi ruhbilim uzmanlarından Kevin Chapman, “Ellerin
yüze götürülmesi gerçekte insanların farkında
olmadan yineledikleri en temel alışkanlıklarından biri” diyor.

KÜÇÜK YAŞTA ÖĞRETİLİYOR

İster
makyaj yaparken ister dişleri fırçalarken
ya da saçları tararken olsun, insanlara küçük yaşlardan
başlayarak sürekli
yüzlerine dokunmaları öğretiliyor. Her gün
düzenli uygulanan tüm
bu alışkanlıkları
kimi zaman mikropların kol gezdiği bir bakkal ya da markette gözleri
kaşımak gibi, istem dışı birtakım davranışlara
da yol açabiliyor.

Chapman’a göre, insanlardaki bu eğilim, sürekli
yinelenen alışkanlıkların
bir sonucu olmanın yanı
sıra bir diğer
faktör daha var. O da toplumda dış görünüşe verilen önem.
İnsanlar toplum içine
çıktıklarında
nasıl göründüklerini
önemserler. Ağzın
kenarında yiyecek kırıntılarının
kalmış olması
bir kişinin pasaklı
olduğunun ve dış görünüşüne özen göstermediğinin bir işareti
olarak algılanabiliyor.

Öyle ki yüze dokunmak insanların dış görünüşlerine çekidüzen
vermelerine olanak tanıdığı
gibi, başkalarına
aklı başında
ve davranışlarının
bilincinde olduklarını
kanıtlamalarının
da bir yolu.

STRES TOPU EDİNMEK DE BİR YOL

İnsanların
otomatik pilota bağlandıkları
bu içgüdüsel
alışkanlıktan
vazgeçmelerini sağlayacak
kesin bir yol olmamakla birlikte uzmanlar, bu bağlamda
en önemli unsurun farkındalık
olduğuna dikkat çekiyor.

Böyle bir farkındalık oluştuğunda
da insanların ellerini yüzlerine
götürmeye kalkıştıklarında
bunu bir yere not etmelerinin, ya da stres topu, yoğrulabilir silgi gibi şeylerle
elleri oyalamanın yüze
dokunma dürtüsünü
gidermeye yardımcı
olabileceğini belirtiyorlar.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.