“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar
olan ateşten koruyun.” (Tahrim /6)
Anne,
baba ve çocuklardan müteşekkil olan aile, insanlar için huzur ve sükûnet
kaynağıdır. Gündüz değişik alanlarda meşgul olan aile bireyleri, işleri
bittiğinde huzur kaynağı olan aile ortamına döner, ailedeki sevgi ve muhabbet
ikliminde sıkıntı ve yorgunluklarından kurtulmaya çalışırlar. Bu yönüyle de
toplumsal huzurun kaynağı olan aileyi korumak, dinî ve de insanî sorumluluğumuzdur.
Bunun yolu, aile fertlerini; zihni, fikri, bedeni ve manevi yönden geliştirmek,
müfsitlerin ifsat çabalarını etkisiz hale getirmekten geçmektedir.
Ailenin
büyük tehlikelerle karşı karşıya bulunduğu, sıkıntılar yaşadığı ve birçok
ailenin huzurunun kaçtığı bir dönemi yaşıyoruz.
Birkaç
yıl önce farklı kanalların yayınlamaya başladığı, iffetsizliği ve ahlaksızlığı
esas alan diziler, toplumda gayr-ı ahlakî ve yoz münasebetlerin oluşmasına
sebep olmaktaydı. Bu durum günümüzde de devam etmektedir. Üstelik bu tesir,
dizilerin diğer İslam ülkelerine de pazarlanması ve ne yazık ki rağbet de
görmesiyle birlikte, uluslararası bir hüviyet kazanmaya başladı. Bütün bu
ifsada yönelik çabaların karşısında ıslaha yönelik çalışmalar sönük kalmakta ve
beklenen etkiyi gösterememektedir.
Son
zamanlarda yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Türkiye’de günlük ortalama TV
izleme süresi dört saati bulmaktadır. Bu durumda her insan bir yılda 1460
saatini, toplamda yılın altmış gününü televizyonun önünde geçirmektedir. En fazla çocuklarımızı etkileyen bu durum, gerekli hassasiyeti
göstermediğimiz taktirde, İslami ruh ve bilinçle büyütmek için ortaya
koyduğumuz bütün çabalarımızı akim bırakacaktır.
İslami
hedefleri olmayan ve toplumu ıslah gibi bir çaba içerisinde bulunmayan TV kanalları,
İslami düşünce ve hayattan koparmanın en önemli aletlerine dönüşmüştür. Zira
bunlar, insanları robot haline getirmekte, yeme, içme, ev eşyaları, alışveriş,
seyahat gibi bütün hayatlarını şekillendirmekte ve başkalarının istediği
mecraya doğru kaymalarına neden olmaktadırlar.
İnsanları
İslam’a davette ve ıslahta öncü ve örnek olması gereken ailelerde de kimi film
ve dizilerin izlenmeye başlanması, tehlikenin ulaştığı boyutu haber
vermektedir. Bu
durumdaki ailelerde açıkça iffetsizliğe ve ahlaksızlığa davet eden diziler
izlenmezse bile, kimi tarihi dizilerin izlenmesi, tehlikenin bir başka şekliyle
aileleri de kuşatmakta olduğunu ortaya koymaktadır.
Tarihi
şahsiyetleri konu alan filmlerde oynayan karakterlerin birbirleriyle
ilişkileri, kadınların tesettürsüz oluşu, rol icabı mahrem olmayan kadın ve
erkeklerin karı koca gibi bir davranış sergilemeleri, İslam’ın haram kıldığı
davranışların normalleştirilmeye ve sıradanlaştırılmaya çalışıldığını ortaya
koymaktadır. Bu gibi dizilerin önünde saatlerini harcayan insanlarımız, zamanla
İslami olmayan bu davranışları normal görmektedir. Hele hele bunları izleyen
çocuklar, haram ve helal sınırlarını yeterince bilmediklerinden bütünüyle
etkilenmekte, haramları meşru ve normal olarak görebilmektedirler.
İslami
bir amaç için yapılmayan ve sahnelerde İslam’a aykırı giyim, tutum ve
davranışların sergilendiği filmler, aile ortamlarımıza girmemeli ve
izlenmemelidir. Bu gibi film ve diziler zamanla haramları meşrulaştırırken,
adım adım dönüşüme ve bozulmalara sebep olmaktadır.
Çocukların
ilk ve en önemli okulları evleri, öğretmenleri de anne ve babalarıdır. Çocuk
evde neyi görse ve ne ile karşılaşırsa ona alışır. Evde programsız şekilde
televizyonun önüne bırakılan çocuk, zamanla buna alışacak ve etkilenecektir.
Çocukların
farklı kanallarda izledikleri her çizgi filmin ya da animasyonun, zararsız ve
masum olduğu düşünülmemelidir. Zira bunların çoğu, alıştırarak ve eğiterek
çocuğu şekillendirmekte ve ileride nasıl bir insan olması isteniyorsa o tarafa
doğru yönlendirmektedir.
Film
ve dizilere karşı en savunmasız kesimi çocuklar oluşturur. Anne ve babalar,
bebeklikten itibaren çocuklarını televizyonun önüne bırakıp televizyonla
susturmaya çalışıyorlarsa; masum yavrularını kendi elleriyle büyük bir
tehlikeye teslim ediyorlar demektir. Televizyon bağımlısı çocuklar, izledikleri
film ve çizgi filmlerden çokça etkilenmekte, buralarda yayınlanan her şeyi
olduğu gibi almaktadırlar. Ahlakları bunlarla şekillenmekte, zihinleri
körelmekte ve zihinsel tembelliğe maruz kalmaktadırlar.
Değerli
anneler, özellikle size sesleniyoruz!
Büyük
bir irade ortaya koyarak evinizdeki televizyonun kontrolünü ele almalısınız.
Yüzde yüz emin olmadığınız film ve dizilerin aile ortamında izlenmesine müsaade
etmemelisiniz. Çocuğunuzu kontrolsüz şekilde ve rastgele çizgi filmlere
yönlendirmemelisiniz. Çocuklarınızın saatlerce televizyon seyretmesine izin
vermemelisiniz. Evinizdeki huzur ve sükûneti muhafaza etmeli, akşam
saatlerindeki değerli vakitleri eşinizle ve çocuklarınızla eğitici programlar yaparak,
kitap okuyarak, akraba ve komşuları ziyaret ederek geçirmelisiniz. Akşamları
saatlerce devam eden dizilerin aile ortamınıza girmesine müsaade etmemelisiniz.
Kimi
dizilerde İslam’a aykırı manzaralar bulunmasa bile, önemli bir fayda
içermiyorsa zamanımızı bunların önünde heba etmenin bir anlamı yoktur. Zamanın
büyük bir hazine olduğunu bilerek hareket etmeli, Allah Teâlâ’nın bize
bağışladığı zaman nimetini güzel amellerle değerlendirmeliyiz. Attığımız her
adımın ve yaptığımız her amelin bir gün hesabının sorulacağını unutmamalıyız.
Aile
içerisindeki iletişimi güçlendirmeli, aile ortamımızı huzur ve sükûnet yuvasına
çevirmeliyiz. Aile içerisindeki iletişimsizlik çocukların daha fazla televizyon
izlemesine, etkisinde kalmasına ve zihinsel karmaşıklığa neden olmaktadır. O
nedenle iletişimi sıkı tutmalı ve güçlendirmeli, çocuklarımızı bu sıcak ortamın
ikliminde büyütmeliyiz.
Televizyonu
çocuklarımızı susturma ve oyalama aracı olarak kullanmaktan kaçınmalıyız. Zira
bununla bir anlık susmalarını sağlarken, diğer taraftan adım adım menfi olarak
etkilenmelerine neden oluruz.
İslami
ve ahlaki yönden gelişmelerine yardımcı olacağına inandığımız faydalı film,
dizi ya da çizgi filmleri açarken bunu kontrollü yapmalıyız. Çocuklarımızın
saatlerce televizyonun önünde oturmalarına müsaade etmemeli, zamanlarını daha
verimli ve faydalı işlerle geçirmelerini sağlamalıyız.
18 Haziran 2020 20:06