“Her Birimiz Şahsımıza Münhasırız ve Çok
Özeliz”
Aile
Terapisti Nazlı Özburun Hanımefendi ile ‘Şahsiyet ve Denge’ üzerine röportaj
yaptık. Her birimizin, birbirimize bazı yönlerden benzesek de onlarca farklı
özellik ve bunların kombinasyonları açısından farklı olduğumuzun altını çizer
Nazlı Hanım; “Ömrümüz boyunca kendimizi, kâinatı, olayları, insanları,
duygularımızı ve kitapları okuyarak, gerçek manasıyla insan olabiliriz.” diyor.
Sizleri
röportajımızla baş başa bırakıyor; keyifli okumalar diliyoruz…
“BİZDEN BİR TANE DAHA YOK”
Nazlı Hanım öncelikle şahsiyet
kavramı üzerinde biraz duralım istiyorum. Bu kavram sizce ne ifade ediyor?
İnsanın
en ayırt edici özelliği onun şahsiyettir. Şahsiyet kavramı psikolojide
‘kişilik’ olarak tanımlanır ve onlarca kişilik kuramı, insanı tanıma noktasında
belli teorilerden hareket ederek insanı tanımaya, anlamaya ve davranışlarını
öngörmeye çalışır… Her birimiz şahsımıza münhasırız ve çok özeliz. Bizden bir
tane daha yok. Ve bir daha da olmayacak. Her birimiz, birbirimize bazı
yönlerden benzesek de onlarca farklı özellik ve bunların kombinasyonları
açısından farklıyız.
“ŞAHSİYETLİ İNSAN KENDİ İÇİNDE
TUTARLIDIR”
İyi bir şahsiyetin en büyük
göstergesi nedir sizce?
Bence
erdemli olmak, diğerini de en az kendin kadar değerli görmek ve onun
ihtiyaçlarını karşılık gözetmeksizin düşünebilmektir. Kendi içinde tutarlı
olmak ve düşündüğün gibi davranabilmeyi ilke edinmektir. İyi bir şahsiyet
sokaktaki kediyle de, evindeki çiçekle de, dünyanın diğer ucundaki çocukla da
ilgilenir. Çünkü her birisini yaratılmış olarak görür ve sever.
“ARADIĞIMIZ ŞEY, ÇOĞU ZAMAN ÇOK
YAKINIMIZDA”
Şahsiyetli/nitelikli bir kimlik
edinmek isteyen kimse, işe nereden başlamalı? Nerden düşmeli yola, başka bir
deyişle?
Kendisinden
başlamalı. Kendisini bilmeyen; kendisi üzerinde, duyguları üzerinde düşünmeyen
birisi, nereden başlarsa başlasın köksüz başlamış olacaktır. Aradığımız şey,
çoğu zaman çok yakınımızda. Üzerinde biraz düşünerek ve nasıl düşüneceğimizi
öğrenerek başlayabiliriz.
“İÇ DÜNYAMIZLA DIŞ GERÇEKLİK
UYUMSUZ OLDUĞUNDA, DENGE BOZULUR”
Varlıktaki/yeryüzündeki dengeyi
gözetmek suretiyle çağa göre hareket etmek, neye bağlıdır? Bu dengeyi sağlamak
nasıl mümkün olabilir?
İçinde
yaratıldığımız zamanın getirdikleriyle ve duygularımızla, düşüncelerimizle bir
denge oluşturarak davranışlarımızı şekillendirebiliriz. İç dünyamızla dış
gerçeklik uyumsuz olduğunda, denge bozulur ve biz duygularımız üzerinden
sıkılarak, mutsuz olarak, içe kapanarak bazen agresif olarak bu dengenin
bozulduğunu fark edebiliriz.
“MUTLU VE DOYUMLU BİR EVLİLİK
İÇİN DENKLİKLER GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”
Evlilikte denklik ve denge
hususu, hangi halleri/durumları kapsıyor?
Evlilikte
denklikte birçok ölçü vardır. Kişilik özellikleri, köken, ailelerin durumu,
fiziksel denklik… Ekonomik yapı, yaş, kültür seviyesi, hayat amaçları gibi.
Denklik, mutlu ve doyumlu bir evlilik için en fazla gözden geçirilmesi gereken
noktalardan birisidir. Bu konuda tecrübe sahibi büyüklerin gençlere yol
göstermeleri, ileride yaşanacak sorunların pek çoğunu, başlamadan bitirebilecek
ehemmiyettedir.
“ALTI AYDAN ÖNCE EVLİLİK KARARI
NETLEŞTİRİLMELİ”
Bireylerin eş seçiminde
özellikle dikkat etmesi gereken noktalar neler sizce?
Öncelikle
kişi kendisine “benim ihtiyaçlarım ne” ve “ben nasıl bir evlilik istiyorum”
sorularını sormalıdır. Bu sorulara verdiği cevaplar nispetinde eşini seçmeli,
en az üç ay tanımalı ve altı aydan önce de evlilik kararını netleştirmelidir.
“BAZI ÇİFTLER, AFFETMEYİ
‘ENAYİLİK’ GİBİ GÖRÜYOR”
Günümüz girift ilişkilerinin
altında yatan en belirgin sebep nedir?
Çok
hızlı başlamaları ve aynı hızda bitirmeleri… Kişilerin, karşı taraftan
beklentilerinin çok fazla olması ama aynı oranda karşı tarafın da beklentisinin
olabileceğini aklına getirmemesi… Getirse bile bu konuda gereken hassasiyette
olmaması… Ve mizaç özelliklerine göre bazı çiftlerin çok inatçı, bazılarının
ise affetmeyi ‘enayilik’ gibi görmesi…
“KİŞİ NE YAPIYORSA, SEVEREK
YAPTIĞI SÜRECE SORUN YOK”
Ev, iş ve hizmette hayatlarını
dengede tutmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?
Önceliklerini
evlerinden yana kullanmalarını tavsiye ediyorum. Eğer çocukları varsa öncelik
çocukların iyi yetiştirilmesi, iyi ana-babalık yapmak olmalı. Dengenin
sağlanabileceği işlerde, kadının evini bahane göstererek, yıllar boyu kendisini
eve kapatmaması önemlidir. İşin aslı; kişi ne yapıyorsa, severek yaptığı sürece
sorun yok. Ama bazı sorunlar çıkmaya başlamışsa; oturup ihtiyaçların ve
isteklerin yeniden gözden geçirilmesi ve durumun dengeye getirilmesi önemlidir.
Son olarak okurlarımıza neler
tavsiye edersiniz?
İlişkilerde
kişinin kendini tanıması ve ne istediğini bilmesi önemlidir. Kendinize
verdiğiniz değer oranında diğer insanlardan değer görürsünüz.
Hayatı
değerli kılacak tek şey; bakmak, görmek, üzerinde düşünmek ve doğru eylemde
bulunmaktır. İnsan ruhuna en iyi gelen şeyin öğrenme olduğunu unutmadan,
severek öğrenmenin içinde olarak yaşanan bir hayat, insanı yormaz. Sıkmaz,
hasta etmez. İlk emir ‘oku’ ile başlıyor. Biz de ömrümüz boyunca kendimizi,
kâinatı, olayları, insanları, duygularımızı ve kitapları okuyarak, gerçek
manasıyla insan olabiliriz diye düşünüyorum…
Vakit ayırdığınız için teşekkür
ederiz…
Ben
teşekkür ederim…
Röportaj: Elif Yüksek
18 Haziran 2020 10:59