Nedir
bu acele, nedir bu iksir arayışı anlaşılır gibi değil! Tabii ki herkes sağlıklı
bir hayat yaşamak ister. Ama hiç düşündünüz mü, toplum olarak sağlığımızı
olumsuz yönde etkileyen ve “Bir şey olmaz bir kereden, biraz daha yesen, azıcık
tadına baksan, bu diziyi seyretmeden kesinlikle yatamam vb.” sözlerle kendimizi
kolayca aldatarak sürekli yaptığımız öyle çok yanlış şey var ki… Toplum olarak
bu konuya ciddi anlamda kafa yormamız gerekiyor. Çünkü bir umursamazlık almış
başını gidiyor.
Beden
sağlığı, ruh sağlığı ve zihin sağlığı olmadan tam bir sağlıktan söz edilemez.
Ve ruhunuzu etkileyen şeyler, bedeninize yansır. Vücut fizyolojinizi etkileyen
şeyler de hem zihin, hem de ruh sağlığınızı etkiler. Yani kısaca, hepsi
birbiriyle karşılıklı derin bir etkileşim içindedir. Gerek sosyal medyada
gerekse seminerlerimizde hep vurguladığımız gibi, vücudumuzun bu özel ve
mucizevi yapısını, işleyişini öğrenmeden, buna kafa yormadan sağlıklı yaşamak
mümkün değildir. Çünkü seçimlerinizi yapan sizsiniz. Neyi yiyeceksiniz, neyi
içeceksiniz, saat kaçta uyuyacaksınız, neyi izleyeceksiniz, kimlerle neleri
konuşacaksınız, hangi kitapları okuyacaksınız, sabah kaçta kalkacaksınız,
sorumlu olduğunuz kişilerle nasıl ve ne şekilde ilgileneceksiniz vb… Bir
davranışı doğru bilgilere dayanarak, anlayarak ve bilerek yapmak, hayatınızda
bu davranışın kuvvetle yerleşmesini sağlar. Bu sebeple, yaşarken, okurken,
öğrenirken sorgulayıcı ve temelini anlamaya yönelik bir metot izlemek ve buna
göre olumlu seçimler yapmak her anlamda fayda sağlar. Yani seçmek için önce
bilmek gerekir. Ama toplum olarak maalesef ‘’bilmek’’ kısmına pek kafa yormadan
yaşamayı seçiyoruz. Belki de işin daha vahim tarafı bunu seviyoruz.
Sağlık
konusunda bu yöntem maalesef çok da iyi sonuçlar vermiyor. Kısa yoldan sağlıklı
olmak diye bir şey yok yani. Emek vermek, kafa yormak ve gayret etmek
gerekiyor. Eş dost arasında “Bak bana çok iyi geldi, bir kullandım mucize gibi,
sen de dene mutlaka” veya “yine istediklerimi yiyorum ama bu tableti de
kullanıyorum yağlarımı yakıyorum” veya “günde 3 defa bu yeşil sıvıdan bir
bardak iç, bak nasıl bir ayda incecik oluyorsun” ve benzeri can-ı gönülden
yapılan tavsiyelerin kurbanı olan çok kişi var.
Her
gün kaç saat dizi seyretmekten, komşu toplantılarından, saatlerce sosyal
medyada vakit geçirmekten, saatlerce maç izlemekten ve devamında saatlerce
yorum yapmaktan önemli görmüyoruz sağlığımızla ilgilenmeyi ve bu konuda
öğrenmeyi, bilmeyi ve tabii ki uygulamayı (burada önemli bir nokta, magazinle
gerçek bilgiyi ayırt etmektir). Ama ne zamana kadar? Tabii ki ciddi sağlık problemleriyle
karşılaşıp iyice canımız yanana kadar… Bunu aynı şu örneğe benzetebiliriz.
Gözünüzde canlandırın lütfen. Son model ve çok güzel bir arabanız var. Deposu
da dolu verildi size. Siz canınız istediği gibi bu arabayı kullanıyorsunuz ve
bazen hız limitlerini de aşarak gidiyorsunuz. Ama ne bakım yaptırıyorsunuz, ne
de depoya benzin koyuyorsunuz. Sadece kullanıyorsunuz ve bunun zevkini yaşıyorsunuz.
Ve bir gün arabanız lastik havaları için uyarı veriyor, başka bir gün motor
yağı için uyarı, daha sonra elektrik düzeneği ile ilgili uyarı ve derken bir
gün benzin uyarı lambası yanıyor. Bütün bu uyarılar olurken, siz sadece gaza
basıp yol alıyorsunuz. ‘’Sonra benzin alırım, lastiklere sonra baktırırım şimdi
acelem var, yoğun çalışıyorum araba lazım serviste bekletemem’’ vb. gibi bir
sürü bahaneniz var. Ama işte o an geldi ve benzin bitti, lastiğin biri indi vs.
vs!! Ve siz uzun bir yolculukta ıssız bir tepe virajında kalakaldınız. Ama
Allah korudu da bu hızla kaza yapmadınız.
Şimdi
ne mi olacak? Konu araba olunca ve kaza durumu da yoksa elbette yapılacaklar bu
aşamada çok can sıkıcı da olsa, yine de telafi edilebilir.
Ama
konu sağlık olunca, telafi her zaman kolay olmuyor ve acı verici süreçler
yaşanabiliyor. Vücudumuz, hücrelerimiz, organlarımız bizi hayatta tutmak ve
hayattan zevk almamızı sağlamak için her saniye, her dakika en iyi şekilde
görevlerini aksatmadan yapıyor. Hem de sizden bir ücret istemeden… Sindirim
sisteminiz ona gönderdiğiniz her ne varsa, saatlerce hazmetmeye ve size faydalı
hale getirmeye çalışıyor. Karaciğerinizde dakikada 1,5 litre kan işlemden geçiyor.
Akciğerleriniz, kalbiniz ve böbrekleriniz hepsi ayrı ayrı sizin için çalışıyor.
Peki siz onlar için ne yapıyorsunuz? 120 günde bir yenilenen kan hücreleriniz
için, 6 ayda bir yenilenen karaciğeriniz ve 4-5 günde bir yenilenen bağırsak
hücreleriniz için ne yaptınız?
Kısaca
söyleyecek olursak, vücudunuzun verdiği uyarıları dikkate almak ve iş işten
geçip hayatınızı, işlerinizi gerçekten ertelemek zorunda kalmadan artık
harekete geçmek için beklediğiniz o gün, bugün olsun. Unutmayın, erteledikçe
vücudunuzun size sunduğu kredileri tüketiyorsunuz. Ve bu krediler kesinlikle
sonsuz değil!!!
23 Haziran 2020 20:17