Hayatın doğal
akışı içinde, insan bedeninin en önemli aktivitesi YÜRÜMEk’tir. Yürüyememek bir
engeldir. İnsanın doğumuyla başlayan haraketliliğin en önemli kısmını yürümek
teşkil ediyor denilse abartılı olmaz.
Günümüz şehir
hayatı içinde – bir çok bahane bulunsa da - her fırsatta ve bir çok ortamda yapılabilecek
bir harekettir yürüyüş.
Yürümek, hayatın
seyri içinde sıradan bir hareket gibi algılansa da belli yaşlarda, belli
yerlerde ve mekanlarda, bir disiplin ve bir tempo içinde yapıldığında daha
verimli olup daha sağlıklı sonuçlar verecektir ve zaman içinde bir alışkanlığa
dönüşüp olumu etkileri görüldüğünde artık hayatın vazgeçilmezi olacaktır.
Köy ortamında
yürüyüş yapmak belki her hangi bir anlam yüklenen bir haraket olmaya bilir.
Fakat, şehir hayatında yürüyüşe spor anlamı yüklemek ve bir zaruret olarak
görmek mümkündür. Helede belli bir yaştan sonra insanların hayatında yürüyüş
kelimesi adeta altın bir fırsata dönüşebelir.
Yürüyüş
bedenin bir çok fonksiyonunu haraketlendirirken ruhsal yönden de insana pozitif
enerji veren bir aktivitedir. Zira, kalp ritminin dengelenmesinden bağışıklık
sistemine verdiği canlılık, kas ve kemiklerin güçlenmesini sağlamasından,
vücutta biriken zararlı atıkların temizlenmesine yardımcı olmasına kadar çok
geniş bir yelpazede yararlı olduğunu söylemeyen doktor yada uzman yoktur.
Özel bir
eğitim, özel bir beceri, özel bir yetenek gerektirmeyen yürüyüş, insanın
doğumundan ölümüne kadar geçen süre içinde her daim gerekli ve yapıldıkça da
“ben varım”, “ben yaşıyorum” diye mesaj veren bir harakettir.
Ve tabi ki,
yapılacak yürüyüşlerin belli bir düzen, ritim ve belli bir tempo içinde yapılmasının
bedenimize ve ya ruhumuza sağlayacağı
katkı daha etkili olacaktır.
Yürümenin
genel bir aktivite, daha geniş bir spor olduğunu söylesek de, kişilere özel, mekanlara
özel, ve hatta yaşa özel yürüyüş türlerinin de olabileceğini bir kez daha
hatırlatmakta yarar var.
Konuyu daha
özele indirmek için bir sonrakı yazımızı bekleyin
01 Temmuz 2020 13:16