Sakın Dökme!

 

16 Temmuz 2020 11:45
Sakın Dökme!





  Ülkemizde
yılda ortalama 15 litre yağ tüketen bir
kişi, 3 litre kadar atık yağ üretiyor. Miktar olarak çok gözükmese de çevreye verdiği zarar oldukça büyük. Eğer bu yağlar uygun şekilde
bertaraf edilmezse atık sularla birlikte göllere ve denizlere karışabiliyor.
1 litre bitkisel atık yağ 1 milyon
litre temiz suyu kirletiyor.
Atık yağlar, su yüzeyini kaplayarak su ile gökyüzü arasındaki oksijen alışverişini
engelliyor. Sudaki oksijen miktarı azalınca su canlıları zarar görüyor. Toprağa sızan yağlar, toprağın verimini düşürüyor.
Lavaboya dökülen yağlar,
drenaj sistemine sıvanıyor;
borulardaki diğer atıklar da onlara yapışıyor ve kanalizasyon sistemlerinin
tıkanmasına sebep oluyor. Bu durum su arıtma tesislerine zarar veriyor, temizlik maliyetlerini artırıyor,
taşmalara neden oluyor.
Geri dönüşüm işlemi ile biyoyakıta dönüşebilen bitkisel atık yağlar, petrol bazlı
kaynaklara göre %45 oranında daha az sera gazı salımı yapıyor. Bu
nedenle, atık yağları kapalı bir kapta biriktirmek ve güvenli
bir şekilde geri dönüşüm merkezlerine ulaştırmak büyük önem taşıyor.
Ütü Alırken
Nelere Dikkat Etmeli?
Bazıları için zevk, bazıları için terapi, bazıları içinse tam
bir işkence… Haftada en az birkaç saatimizin ütü başında geçtiği bir gerçek. Bundan kaçış yok ama doğru ütüyü seçerek bu süreyi kısaltmak elbette mümkün. Nasıl mı?
Giysilerinizin daha kolay açılmasını sağlamak için watt değeri 2000-2400 olan ütüleri tercih edin.
Buhar basıncı yükseldikçe ütüleme hızı da artar.
Ütünüzün 90-150
g/dk buhar gücüne sahip olmasına dikkat edin.
Seramik taban; kumaşın yapışmaması, parlamaması ve ütünün kolayca hareket etmesi açısından en iyi ütü tabanıdır.
Çok fazla ütü yapılan evler için buhar
kazanlı ütüler kurtarıcınız olabilir.
Ülkemizde musluk suları kireçli olduğundan kireç önleyici sisteme sahip ütüler işinizi kolaylaştırabilir.
Alacağınız ütünün
anti-drip (damlamayı önleyici) özellikte olmasına dikkat
edin.

Taze
mi Bayat mı?
Sebzeler, meyveler, et ve süt ürünleri… Hayatımızın olmazsa olmazı olan bu
yiyeceklerin tazeliğine ne kadar dikkat ediyoruz? Bayatlayan gıdalardaki mikroorganizmaların ölümcül olduğunu
biliyor muyuz?
Paketli gıdaların tazeliğini son kullanma tarihlerinden anlayabilirken bazı gıdaların
tazeliğini sadece bakarak anlamak pek mümkün olmuyor. İşte size yiyeceklerin taze mi bayat
mı olduğu konusunda bazı ipuçları:
Dondurulmuş Gıdalar: Bu yiyecekler bayatlamaya
başladıkça üzerinde biriken buz tanecikleri artar. Örneğin, üzerindeki buz tanecikleri,
dondurmadaki bakteri sayısının arttığının habercisidir.
Kırmızı Et: Taze
et, canlı kırmızı renkte, kokusuz ve sert olur.
Bozulunca rengi yeşile veya sarıya döner.
Balık: Taze balığın gözleri canlı, solungaçları kırmızı olur ve
pulları hemen elinize gelmez.
Yumurta: Tazeliğini test etmek için
yumurtayı bir bardak suyun içerisine atın. Yumurtanız dibe çöküyorsa tazedir.
Ayrıca taze yumurta haşlanınca zor soyulur.
Salçanın Küflenmemesi İçin
Buzdolabınızın demirbaşlarından olan, yemeklerinizin tadına
tat katan salça küflenip tadınızı mı kaçırıyor? Canınızı sıkmayın. Öncelikle
salçanızı cam kavanozlarda almaya çalışın; olur da
teneke kutuda alırsanız küçük boy, kapaklı
kavanozlara aktarın. Böylelikle
salçanızı daha çabuk tüketmiş ve küflenmesine fırsat vermemiş olacaksınız. Salçanın çabuk küflenmesine neden olan şey hava ile temasıdır. Bunu önlemek için üzerine
zeytinyağı dökebilirsiniz.
Ayrıca daha uzun süre dayanması için salçanıza bir
miktar kaya tuzu karıştırabilirsiniz.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.