Geçici
bir vapur seferi edasıyla yaşıyoruz dünyada. Dünyaya gelmedik oysa geçip
gidiyoruz sadece sanki hiç yaşanmamışçasına! Ufak sorunlar dev dağlara
bürünürken, isyanlarımız yeri göğü sarıyor sabır gibi yüce derman varken...
Bulutlar yavaş yavaş griye dönüşüyor, omuzlarımızda nice yükler birikiyor...
Emanetler omuzlarda, keşke bir hatırlayan olsa! Güvenilir olmak
zorundasın çünkü sen Muhammed Mustafa’nın yolundasın. Müslüman bir ümmet olarak
bu yükü omuzlarından alıp kişiliğinde barındırmalısın. Düşmanları dahi malını
ona emanet ederken, o mallarını hicret ederken bile Hz. Ali’ye malları bıraktı
sahibine ver dedi Medine’ye gelmeden...
Emanetler omuzlarda, keşke bir hatırlayan olsa! Gıybet etmemek
zorundasın, kardeş eti yemez bir Müslüman sen bunun farkındasın! Beraber gıybet
yaptığın kişi ardından senin de gıybetini yapabilir. Güvendiğin dağlara kar
yağdı birer birer, Müslüman dediğin gıybet yapmaz yapılan ortamda da durmaz...
Emanetler omuzlarda, keşke bir hatırlayan olsa! Yetim hakkı
kuşatmış dört bir yanımızı, yetimler de bize emanetti, Müslüman dediğin emanete
sahip çıkmalı! Veda hutbesinde peygamber efendimizin sözlerini mektup gibi
okumamalı. Okurken yaşamalı, çevresine de yaşatmalı!
Emanetler omuzlarda, keşke bir hatırlayan olsa! Yere göğe
sığmayan bir dava var omuzlarda! Öylesine güzel, mübarek ve kutlu! İmanını
yükseltirken derecesini de yükselten... Dua ederek kazanırken seçmeler
miracımız olmalı. Dualar birikmeli avuçlarında, Allah’tan gayrı kimsenin gücü
yetmez her şeye. İnsanoğlu böyle açıkken zor olanı yapıyor inkâr etmeyi
seçiyor. Davanın hak olduğunu bile bile sırtını çevirip gidiyor karanlık
bataklıklara, işte senin emanetin omuzlarında! Küfür dört bir yanımızı sarmış
inkâr edene iman etmeyi anlatsana!
28 Temmuz 2020 14:26