Çocuk için en yıkıcı travma: Aile içi şiddet

 

03 Ağustos 2020 14:27
Çocuk için en yıkıcı travma: Aile içi şiddet





  Aile
içi şiddetin çocuk için en yıkıcı travma olduğunu belirten uzmanlar, şiddet
gören çocuklarda ruhsal problemlerin kaçınılmaz hale geldiğini vurguladı.

Şiddet gören çocuklar için ruhsal problemler kaçınılmaz hale
geliyor. Travmanın tipi ve şiddeti kadar kim tarafından oluşturulduğu da bir o
kadar önemli olduğunu belirten uzmanlar, çocuk için en yıkıcı travmanın aile
tarafından uygulanan şiddet olduğunu vurguladı.

Aile içinde şiddete maruz kalan çocuklarda görülen ruhsal
değişikliklerle ilgili bilgiler veren Çocuk-Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç.
Dr. Başak Ayık, aile içerisinde gerek çocuğun kendisine gerekse ailenin diğer
üyelerine yönelik herhangi bir şiddet türünün çocukta yaratacağı olumsuz
etkilerin oldukça fazla olacağını dile getirdi.

"Psikolojik ve fiziksel şiddet, ruhsal yapıyı derinden
sarsıyor"

"Şiddet, türü ne olursa olsun şüphesiz ki bir travmadır.
Travmalar bireyi ruhsal ve bedensel olarak olumsuz yönde etkileyen ve çaresiz
hissettiren olaylardır. Psikolojik veya fiziksel şiddetin etkileri ruhsal
yapıyı derinden sarsar." diyen Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, şöyle devam etti:

"Travmanın tipi ve şiddeti, bireyde yaratacağı etki
üzerinde ne kadar önemli bir etkiye sahipse; kimin tarafından oluşturulduğu da
o kadar önemlidir. Çocuklar için özellikle onları koruyup kollama görevine
sahip ebeveynleri ve güven bağlarının temelini oluşturan ailesi tarafından
uygulanan travmalar en yıkıcı olanlardır. Çocuk ebeveynleri ve ailesi yoluyla
hem toplumsal ve sosyal rollerini öğrenir hem de davranış kalıpları geliştirir.
Aile, temel güven duygusunun oluştuğu ve bireyin yaşam boyu kuracağı bağların
temellerinin atıldığı çok önemli bir yapıdır. Bu bilgilerden yola çıkarak aile
içi şiddetin birey üzerindeki etkilerinin hiç de az ve azımsanacak boyutta
olamayacağı fikrini çıkarabilirsiniz. Aile içerisinde gerek çocuğun kendisine
gerekse ailenin diğer üyelerine yönelik olan herhangi bir şiddet türünün
çocukta yaratacağı olumsuz etkiler oldukça fazladır."

"Çocuklarda görülen başlıca değişiklikler: Uyku ve iştah
problemleri"

Travmaya uğrayan bireylerde hem kısa hem de uzun vadede bir
takım ruhsal belirti ve sorunların görülebileceğini aktaran Ayık,
"Travmaya uğrayan çocuklarda en sık görülen değişiklikler uyku ve iştah
ile ilgili olan belirtilerdir. Uyku kalitesinde ve düzeninde bozulma, gece
kâbusları görülebilir. Sıklıkla iştahsızlık ve kilo kaybı görülür. Önemli olan
belirtilerden biri ruh halinde ani değişiklikler olmasıdır. Yani travmatik olay
sonrası çocuğun davranışları önceki döneme göre değişir. Kaygı düzeyi artar,
yeni korkular ortaya çıkabilir, anne veya babasından ayrılmak istemeyebilir.
Okul başarısında ve dikkatinde azalma olabilir. Bazı çocuklar tepkisel olarak daha
sinirli ve gergin olabilir. Daha önceden hiç yapmadığı olumsuz davranışları
sergileyebilir. Eğer çocuk psikolojik travma yanında fiziksel travmaya da maruz
kalıyorsa fiziksel gelişiminde gerilikler görülebilir." diye konuştu.

"Çocuklar, şiddeti örnek alıyor"

Çocukların şiddeti örnek aldığının altını çizen Ayık,
"Sorun çözme yöntemi olarak ebeveynlerinin seçtiği bu yöntemi modelleyerek
kendi sosyal hayatında şiddet kullanmaya başlar. Zaman içerisinde okuldan ve
bulunduğu sosyal çevrelerden şiddet davranışı ile ilgili şikâyetler gelmeye
başlar. Kendisine şiddet uygulayan ebeveynine karşı öfke duyar ve iletişimleri
olumsuz yönde ilerler. Aile içi şiddetin çocuğu olumsuz etkilemesi için sadece
çocuğa yönelik olması gerekmez. Annesine ve ailenin diğer bireylerine yönelik
uygulanan şiddet de çocuğun ruhsal dünyasında derin izler bırakır. Ebeveynler
ile olan ilişkilerinden tutun toplumsal cinsiyet rollerinde bile ciddi
sıkıntılar yaşayabilir." ifadelerini kullandı.

"Ailede sağlıklı iletişim, büyük önem taşıyor"

Ailede iletişimin ehemmiyetine değinen Ayık, "Aile dışında
fiziksel şiddet gören çocuklarda bedeninde bulunan yara izleri ailelere fikir
verebilir. Eğer şiddet uygulayan kişi çocuğu tehdit etmiş ve korkutmuşsa çocuk
bunu ailesiyle paylaşmaktan korkabilir. Ancak çocuğuyla sağlıklı iletişim kuran
ebeveynler bu bilgiyi bir şekilde onu incitmeden öğrenebilirler." dedi.

"Şiddet uygulayan her çocuk evde şiddete maruz kalıyordur
görüşü hatalıdır"

Şiddetin sadece aile içinde olmayabileceğini belirten Ayık,
"Bazı durumlarda şiddete maruz kalmamış veya aile içi şiddet davranışını
modellememiş olan çocuklarda da şiddet davranışları gözlenebilir. Yani 'Şiddet
uygulayan her çocuk evde şiddete maruz kalıyordur' görüşü hatalı bir görüştür.
Bu çocuklarda iki temel sorundan söz edebiliriz. Bunlardan birincisi 'sınır
sorunları' diğeri ise 'dürtü denetim sorunları'dır." şeklinde konuştu.

"Yanlış tutumlar, çocuklarda sınır sorununa yol
açıyor"

"Sınır sorunu olan çocuklar gereken zamanlarda
ebeveynlerinden sınırlarına dair uygun geribildirimleri alamamış
çocuklardır." diyen Ayık, düşüncelerini şu cümlelerle dile getirdi:

"Bu çocuklara kısaca 'Nerede durması gerektiğini
öğrenememiş veya öğretilmemiş' çocuklar da diyebiliriz. Baskıcı ebeveyn
tutumlarına karşı bazı anne babalar baskı ve uygun sınırlar arasındaki dengeyi
kuramayarak çocuklarını sosyal normlardan bağımsız yetiştirmektedir. Bu
sınırsız davranışların kendilerini rahat ifade eden ve özgüvenli çocuk
yetiştirmek olduğunu düşünmektedirler. Ancak her ebeveynin en temel görevlerinden
biri çocuğunu ileride sosyal olarak kabul gören, mutlu bir birey olarak
yetiştirmektir. Bunun için sosyal normlara uygun davranmayı ve diğer insanların
özgürlük alanlarına müdahale etmeyen bireyler olmayı onlara güzelce
anlatmalıdırlar."

"Dürtü denetim sorunu olan çocuklar, profesyonel destek
almalı"

Dürtü denetim sorunu olan çocukların yanlış dürtülerini
durdurmak konusunda sorun yaşadığını vurgulayan Ayık, "Yani akıllarına
gelen herhangi bir yanlış davranışı yapmadan önce kendilerini durdurmak konusunda
sorun yaşarlar. Eylemi gerçekleştirdikten sonra da pişman olurlar. Bu
çocukların bu konuda profesyonel desteğe ihtiyacı vardır. Çünkü şiddet normal
ve kabul edilebilir bir davranış değildir. Bu davranışlar çocuğun sosyal
ortamlardan dışlanmasına ve yalnız kalmasına sebep olacaktır." ifadelerini
kullandı.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.