Zaman mefhumu

 

06 Eylul 2020 12:00
Zaman mefhumu





  Zaman; dün, bugün, yarın veya az önce, şimdi, birazdan
kavramlarının birbirini bir döngü halinde izlediği süreçtir. 

Öyle ki, aynı saatte aynı akrep ve  yelkovanın aynı saniye
ve dakikalarla birbirini kovaladığı, ayrı iki kişi için ya 'ağır çekim' ya da
'su gibi' kavramlarla nitelenir bu süreç.

İlginçtir ki, hüzünlüyken başka türlü sevinçliyken başka türlü
ilerler zaman. Aynı zaman dilimini bulunduğumuz ruh haline nispeten ya kısa ya
da çok uzun yaşarız.

Mesela, hastanede yoğun bakım ünitesinde bir yakını için
belirsizlikler içerisinde iyi-kötü bir haber bekleyen kişi için 'geçmek bilmeyen'
bir süreçse zaman, aynı saatte çok yakın bir dostuyla sohbetin dibine vurmuş
bir başka kişi için ise 'nasıl geçtiğinin farkına bile varmadan' ilerleyen kısa
bir süredir.

Aynı zamanda, mesuliyetlerimizin meşguliyetiyle ilerleyen
zamanın nasıl geçtiği anlaşılmazken, mesuliyetlerimizi boş verdiğimiz ve bunun
adına 'boş vakit' dediğimiz zamansa ağır aksak almaktadır.

Peki bize bağlı olmayan; fakat her yönüyle bizi etkisi altına
aldığı zamanı nasıl değerlendirmeliyiz.??

Bir örnekle açıklamak gerekirse: Günümüzde gençliğe ve gelecek
nesile zamanın nasıl öldürülmesi gerektiği hakkında birçok fikir ve fırsatlar
verilmektedir. Bunlardan yalnızca biri sanal ortama (TV, internet)
yerleştirilen, gençleri ve çocukları cezbedecek programların olduğu aşikârdır.

Zamanı diriltmek adına sanal ortam konusunda çok titiz davranıp,
seçici olmalıyız. Bu seçicilikle oluşan boşluğu kitap okuyarak doldurabiliriz.

Kitap okumayı alışkanlık haline getirmeye çalıştığımız ilk
günlerde bunun için ayırdığımız zamanın sanal ortama girdiğimiz zamana nazaran
daha ağır ilerlediğini görürüz. Fakat zamanın bize ayak uydurmasıyla, kitap
okumanın  bizde alışkanlık haline geldiğine şahitlik eder ve hatta zamanın
tıpkı sanal ortamdaki gibi nasıl geçtiğini dahi anlamayız.

Aynı zamanda, bize nimet olarak verilen zamanın ahirette
hesabının sorulacağının bilincindeyiz. Nitekim Allah Resulü  (s.a.v) bir
hadisi şeriflerinde "Kıyamet günü dört şeyden sual edilmedikçe kul,
Rabb`inin huzurunda ayrılmaz; ömrünü ve gençliğini nerede geçirdiğinden, malını
nerede kazanıp nerede harcadığından ve ilmi ile amel edip etmediğinden"
diye buyururken zamana ve ona yüklenen değere işaret etmektedir.

Rabbimiz zamanımızı Rıza-i ilahi doğrultusunda  harcamayı
nasip eylesin.

Selametle..                                                                                                                 



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.