Sirke deyince, genellikle salatalarda ve turşu yapımında kullanılan, kokusundan pek hoşlanmadığımız bir çeşni aklımıza gelir. Ayrıca, bulaşık kapları parlatmaya yaradığını ve sivrisinek ısırıklarına iyi geldiğini de çevremizden duymuşuzdur. Eğer sirke hakkında sadece bunları biliyor ve onu yalnızca salata sosu olarak kullanıyorsanız, çok şey kaybediyorsunuz. Zira sirkenin faydaları bu kadarla sınırlı değil. Onun her derde deva özelliğini ve evinizin tabiî eczanesinde önemli bir yere sahip olduğunu öğrendiğinizde çok şaşıracaksınız.
Sirke, bundan 10.000 yıl kadar önce Bâbiller tarafından keşfedilmiştir. Tıbba dair büyük eserler veren İbn-i Sînâ, sirkenin iyileştirici ve koruyucu hekimlikteki öneminden, özellikle bahsetmiştir. Ayrıca tıbbın babası diye bilinen Hipokrat da sirkeyi güçlü bir iksir, mikroplarla savaşan tabiî oluşumlu antibiyotik ve antiseptik olarak görmüştür.
İslam Peygamberl, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem de sirkeye dâir iltifat dolu ifâdeler kullanmıştır. Sirkenin, kendisinden önceki peygamberlerin katığı olduğu, sirke bulunan eve fakirlik gelmeyeceği ile ilgili hadîs-i şerîfleri olduğu bilinmektedir. Yine Mekke’nin fethinde, Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- amcası Ebu Talib’in kızı Ümmü Hânî’nin evini şereflendirmişti.
“-Yanınızda yiyecek bir şey var mı?” diye sordu.
Ümmü Hânî, mahcup bir ses ile cevap verdi:
“-Hayır, yâ Rasûlâllah! Kurumuş ekmek kırıntıları, tuz ve biraz da sirke var. Ben de, bunları Sana ikram etmekten utanırım.”
Ömr-i saâdetleri boyunca, önüne konulan hiçbir yemeği küçümsemeyen ve beğenmemezlik etmeyen Allâh’ın Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“-Getir onları!..” diyerek, o kuru ekmekleri, suyun içine ufaladılar, bir miktar tuz ilave ettikten sonra da, üzerine sirke döktüler.
Bu mütevâzı yemeği, afiyetle yiyen Efendimiz (as) Rabbine hamd duâları ettikten sonra, şöyle buyurdular:
“-Ey Ümmü Hânî! Sirke ne güzel katıktır!.. Sirkesi bulunan bir ev, katıktan mahrum sayılmaz.”
Sirke Nedir, Nasıl Yapılır?
Her tatlı meyveden sirke yapılabilir. Ama en çok kullanılanlar, elma ve üzümdür. Günlük kullanım için elme sirkesi daha uygundur. Üzüm sirkesinin asit oranı daha fazla ve keskin olduğundan bazı bireylerde mide rahatsızlıklarına sebep olabilir. Aslında sirkeyi meydana getirenler, gözle göremediğimiz bakterilerdir. Bu bakterilere Rabbimiz enzimlerle birlikte, bir fermantasyon mekanizması yükleyerek tatlı olan her meyveyi, sirkeye dönüştürme kabiliyeti vermiştir.
Sirke, mineraller, vitaminler ve aminoasitlerin yoğun bir karışımıdır. Daha geniş bir ifâdeyle elma sirkesinin bileşimi; kalsiyum, fluor, potasyum, magnezyum, sodyum, fosfor, silisyum, A vitamini, Beta-carotin, B1, B2 ve B6 vitaminleri, C vitamini, sirke asitleri, meyve asitleri, pektin, tabiî aroma maddeleridir. Birçoğumuz sirkedeki asidi, diğer asitlerle karıştırırız. Asitler genelde, yakan ve dağlayan sıvılar olarak bilinir. Temizlik ilâcı ve laboratuvar asidi için doğru olan bu bilgiler, elma sirkesindeki asetik asit için geçerli değildir. Vücudumuzun metabolizması için bu meyve asitleri (malikasit, pirüvikasit, sitrikasit), enerji ve yapıtaşı sağlamaktadır. Bağırsaklarda emilen bu asitler, hücrelerde yakılmakta veya diğer maddelere dönüştürülmektedir. Görüldüğü gibi elma sirkesi, bedenimizi içten ve dıştan tedavi edebileceğimiz, olağanüstü ve tabiî bir ilaç ve en sağlıklı sıvılardan biridir.
Sirke binlerce yıldır gıda koruyucusu ve baharat olarak kullanılmakta olup elma, armut, üzüm, çilek ve benzeri meyveler ile akçaağaç şurubu, melas, bal, hindistan cevizi, patates, pancar, peynir altı suyu, malt, tahıl gibi mayalanabilir karbonhidrat içeren her üründen yapılabilmektedir. Elma sirkesi açık sarı renkli, asiditesi yüksek olmayan ve genellikle sofralarda sık tercih edilen bir sirkedir. Sirke üretimi için en ideal elma türü şeker içeriği yüksek kış elmaları iken sirke üretimi için tercih edilmemesi gereken elma türü ise ham ve ekşi elmalardır. Sirkenin ana bileşeni asetik asittir ve elde edilen yüksek asitlik nedeniyle çok geniş bir uygulama alanına sahiptir.
Hakikî elma sirkesi, bütün hâldeki meyvelerden üretilmektedir. Buna meyvenin leziz etli kısmı ile pek çok kıymetli maddeleri ihtivâ eden kabuğu ve çekirdek yuvası da dâhildir. Zirâî ilâç, sunî gübre, hormon vs. kullanmadan üretilen elmalardan yapılan sirke, en kaliteli sirkedir.
Sirke anti bakteriyel özelliği ile bağışıklığı destekler vücudun kötü bakterilerle mücadele etme kapasitesini arttırır. Sirkenin bu anti bakteriyel özelliği dışında kan basıncını düşürmesi, kalp damar hastalıklarının riskini azaltması, antioksidan kapasitesi gibi insan sağlığı üzerine birçok olumlu etkisi vardır. Günlük düzenli sirke tüketimi mide boşalmasını geciktirir, tüketilen yiyeceklerin daha uzun süre midede kalmasını sağlar, buna bağlı olarak tokluk hissi oluşur ve sık sık acıkılmaz. Yine sirkenin mide boşalmasını geciktirici etkisi tüketilen besinlerin daha yavaş sindirilmesini, sindirilen besinlerdeki şekerin kana daha kontrollü geçmesini sağlar ve tokluk kan şekeri üzerine olumlu etki eder .Sirke glisemik indeksi düşürmek ve doygunluk hissini artırmakla ilişkili olarak gıda tüketimini azaltabilmekte ve zayıflamaya ve ideal kilonun korunmasına yardımcı olmaktadır.
Sirkenin bir başka olumlu etkisi de kan lipitleri üzerinedir. Gerek insanlar gerekse hayvanlar üzerine yapılan birçok çalışmada günlük diyete eklenen düzenli sirke tüketimi ile total kolesterol, trigliserit ve düşük dansiteli lipoprotein( LDL) yani kötü kolesterol değerlerinde düşüş yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) yani iyi kolesterol değerlerinde artış görülmüştür. Sirke kolesterol üzerindeki bu olumlu etkisi ile düzenli tüketildiğinde kalp damar hastalıklarından korunmada önemli rol oynar.
Sirke Kansere Karşı Etkili Midir?
Sirke ve kanser üzerine yapılan çeşitli çalışmalarda sirke tüketiminin kanser oluşumunu engelleyici ve kanser riskini azaltıcı etkisinin olabileceğine dair sonuçlar ortay çıkmıştır. Sirkenin kanser riskini azaltıcı etkisinin, içerisinde bol miktarda bulunan ve oksidatif stresi azaltıcı özelliği olan bitkisel polifenolerden kaynaklanabileceği düşünülmektir, sirkenin içindeki antioksidan özellikli bileşenler, iyi hücrelerin çoğalmasını desteklerken kanserojen maddelerin hücrelere verdiği hasarın tamirinde rol alır ve hücre yenilenmesini sağlar. Özellikle ev yapımı sirke önemli ölçüde yararlı probiyotik bakteriler içerir ve sirke bu probiyotik özelliği ile barsak sağlığı üzerine de olumlu etki eder . Probiyotik bakteriler barsak dokusunun yenilenmesinde ve sağlığının sürdürülmesinde önemli rol oynayarak kabızlık ve barsak kanserine karşı koruyucu etki gösterir. Sirke günlük beslenmede öğünlerde salatalara eklenerek tüketilebileceği gibi ,taze olarak hazırlanmış sebze sularına eklenerek veya yemek önceleri 1 büyük bardak suya, limon karanfil ve zencefil ile birlikte 1 tatlı kaşığı kadar eklenerek tüketilebilir.