Basın içerisinde yer alanların, tv dizilerine getirdiği eleştiri daha can alıcı
Hiç şüphesiz, televizyon yayınları hepimizin dikkatle takib ettiği, eleştirdiği bir alan. Televizyonlarda yayınlanan programların aile faciasına yol açtığına dair açıklamalar yapılır. Basın yayın içerisinde yer alıp da, televizyon dizilerini ve programlarını dikkate almamız gerektiğini belirten uyarılar çok daha anlamlı. İçeriden bir eleştiri, içeriden bir uyarı gözden kaçmamalı. İşte bu konuda Samsun'dan bir eleştiri var.Ramazan ayı dolayısıyla basın mensuplarına iftar yemeği verdi. Amisos Hotel’de düzenlenen iftar yemeğine Basın Yayın ve Enformasyon İl Müdürü Tahsin Bayar, Basın İlan Kurumu (BİK) Samsun Şube Başkanı Mustafa Bayraktar, 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İsmail Temiz ve basın mensupları katıldı."DİZİ İZLEYEN HANIMLAR KOCALARINDAN ŞÜPHELENİYOR"İftar yemeğinin yenmesinden sonra konuşan İl Müftüsü Öztürk, “Her sene Diyanet İşleri Başkanlığımız bir temayı gündeme taşımaktadır. Bu seneki Ramazan ayının teması ‘Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın, Bu Ramazan ve Her Zaman.’ Bu başlık altında konu ele alınmıştır. Bunlar modern yalnızlık, mülteciler, sokak çocukları, yetimler ve yaşlılardır. Samsun Müftülüğü olarak bu konuda biz de bir takım çalışmalar yapmaktayız” dedi.Modern yalnızlığın ‘California Sendromu’ olarak da adlandırıldığını, her şeyi olmasına rağmen yalnızlık çeken insanlar olduğunu belirten Öztürk, “Her şeyi elde ediyorlar ama hiçbir şeye sahip değiller. Hayatın bir anlamı olduğunu düşünmüyorlar. ‘Hayatın yaşanmaya değer bir anlamı olduğuna inanmıyorum’ deyip sonunda canlarına bile kıyabiliyorlar. Bu sorun sadece dünyanın sorunu değil, aynı zamanda ülkemizin de sorunudur. 13. katta tek başına yaşayan bir adam vardı öldü. Hiç kimse kimseye gitmediği için cesedi koktu. Öldüğü anlaşıldı ve 13 gün sonra fark edildi. Evleri yan yana dizdik, üst üste alt alta yaptık. Ama gönülleri dağlar kadar uzaklaştırdık. Asansörde bile birbirimize ‘merhaba’ demiyoruz, selam vermiyoruz. Böyle bir noktaya geldik. Samsun Müftülüğü olarak biz öncelikle aileden başlamak suretiyle çünkü bu işin temeli ailedir. Ailelerimizde de büyük problemlerimiz vardır. Çocuklarımız odalarına kapanıyorlar sabahtan akşama kadar internetin başındalar. Analar dizi izliyor. Dizi izleyen hanımlar da kocalarından şüphe ediyor. Baba maçta, futbolda, dede seccadede, nene toprakta. Böyle evler oluşmaya başladı. Biz her akşam bir ilçede meydan programları yapıyoruz. Aileyi anlatıyoruz. Aile içi şiddeti, saygıyı anlatıyoruz. Özellikle genç yaşında ve olgunluk yaşında dul kalmış hanımefendileri ve beyefendilerin evlenmelerini tavsiye ediyoruz. Dinimizin de hükmünün de bu doğrultuda olduğunu ayet ve hadislerle anlatmaya çalışıyoruz. Yalnızlık Allah’a mahsustur” diye konuştu.Peygamber efendimizin de bir yetim olduğunu ifade eden Öztürk, “Savaşın bıraktığı yetimler var. Aile içi şiddetin ve boşanmaların meydana getirdiği yetimler var. Yetimler son zamanlara doğru ülkemizde bir hayli artmaya başlamıştır. ‘Yetim’ deyip geçmemek gerekir. Peygamber efendimiz de bir yetimdi ve 1,5 milyar İslam alemi de onun eseridir. Onun için devlet yetimlere evler açıyor, yurtlar yapıyor ama saçını başını okşayamıyor. İşte biz bu yetimler konusunda bütün ilçelerimiz, köyler dahil yetimleri tespit ettik. Ailelere haber gönderiyoruz ve ‘yetimlerinize talibiz’ diyoruz. Liselerde ve okullarda okutacağız ve bütün masraflarını biz karşılayacağız. Bu yetimlere bu konuda bütün imkanlarını ve hizmetleri ayaklarının altına seriyoruz” şeklinde konuştu.
13 Temmuz 2014 10:03