Ramazan'a dair çocuklarda bırakılan izler
Grub Yürüyüş'ün solisti Mehmet Ali Aslan' Yeni Şafak'la ramazan özel sohbetine konuk olmuş,İlk orucunuz ve çocukluğunuzun Ramazan’ı ile ilgili olarak neleri hatırlıyorsunuz?Heyecan... Çok kardeşli bir ailem var. Haliyle sahurlarda tatlı bir telaşe olurdu. O telaşeyi hiç unutmam. Annemin hazırlıkları ve sonra oruç tutacak herkesi tek tek uyandırması... Gece uyumadan sıkı sıkı tembihlerdim annemi, ‘mutlaka uyandır’ diye. Çok küçüktüm; Allah sağlık-afiyet versin annem bazen kıyamaz, uyandırmazdı. Sinirlenir ve üzülürdüm. Yine de inadına oruç tutardım. Oruç tutan çocukların büyükler tarafından övülmesinin sunduğu motivasyon, imrenme ve tabi haliyle aileden görmenin de etkisiyle çok küçük yaşlarda oruca başladığımı hatırlıyorum. Hassaten iftar vakti çok uzaklardan duyduğumuz top sesinin ve ardından var gücümüzle sofraya koştuğumuz anların belleğimde istisnai bir yeri vardır.Bir de muziplik... İftara 2-3 dakika kala evin damına çıkar sesli bir şekilde ezan okurdum; böylece beni duyanların iftarını erken açmasını hedeflerdim. Çocukluk işte... Sizin için Ramazan?Ramazan Kur’an ve sabır ayıdır. Kendinizi yeniden vahiy merkezli olarak inşa etmek için bir fırsattır. Arınma ve muhasebe için olduğu kadar çocuklarınıza güzel sosyal örneklikler sunabilmek için mümbit bir zemin sunar. Benim için de tüm inananlar için de böyle olması için dua ediyorum.Ramazan’ı en çok hangi mekânda yaşamayı isterdiniz?Gazze’de, Kudüs’te, Halep’te, Humus’ta, Kahire’de... Çocukların hiç öldürülmediği bir dünyada belki...Sizin için en ideal iftar sofrası nasıldır?Ümmet sofrası... Genci yaşlısı, zengini fakiri, esmeri sarışını, farklı dilleri konuşsa da yürekleri bir çarpan ümmet çocuklarının kardeşliklerini daha da pekiştirecekleri ve israfa kaçmayan bir sofra...Ülkemizdeki Ramazan algısıyla ilgili olarak sizi en çok rahatsız eden şey nedir?Boyalı basının bir ay sürecek din istismarı, şatafatlı iftarlar ve adeta festival-karnaval havası andıran etkinlikler... Müslüman toplumun örfüne aykırı eğlence programlarının Ramazanın hikmetinden nasibini almadığını düşünüyorum. Elbette kastım, hassaten çocuklarımız için Ramazan ayını sevdiren, o günlere dair unutmayacakları izler bırakan ve de sorumluluklarımızı hatırlatan sosyal-kültürel etkinlikler değil; tefekkürü, arınmayı, vahiyle yeniden inşa olmayı örten projelerdir. Ramazan ayına hürmeten düzenlenen bazı etkinliklerde yozlaştırıcı misyon ifa eden kimi popçulara konser verdirilmesi nasıl bir aklın ürünü anlamak güç. Bununla birlikte başta iftar çadırları olmak üzere sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya dönük çalışmaların da takdir edilmesi gerektiğini söylemek isterim.
20 Temmuz 2014 13:30