Ayaklarda oluşan yaralar özellikle diyabet hastalar için tehlike oluşturabilir
Dünyada ve ülkemizde obezite oranların artması beraberinde diyabet hastalığının da yaygınlığını arttırıyor. Gelişmiş ülkelerde sağlığa yatırılan bütçenin önemli bir kısmı, diyabet hastalığı ve bu hastalığın beraberinde getirdiği körlük, böbrek yetmezliği, kalp hastalıkları gibi ek sağlık problemlerine harcanıyor. Diyabetik ayak da bu problemlerden biri ve diyabetik hastalardaki ciddi sakatlıkların önemli bir sebebi olarak öne çıkıyor. KÖKLÜ DAMAR TIKANIKLIĞI RİSKİ VAR Diyabetik ayak’ı diyabet hastalığına bağlı olarak ayaklara uzanan sinir ve damarların bozulması ve bağışıklık sisteminin bozulması sonucu ayaklarda iyileşmeyen açık yaraların, kangrenlerin ve ciddi mikrobik enfeksiyonların ortaya çıkması olarak tanımlayan Başkent Üniversitesi Özel Başkent Uygulama ve Araştırma Merkezi Ortopedi Bölümü doktorlarından Uzman Dr. Mustafa Çağrı Avcı, “Diyabetik ayağın önlenmesi için ilk yapılması gereken kan şekerinin kontrol altında tutulmasıdır. Yeterli tedavi ve kontrol edilmeyen hastalarda sinir ve damarlardaki hasarlar artacak, körlük ve damar tıkanıklığı riski artacaktır” diye konuştu. AYAKLARDAKİ YARALAR KONTROL EDİLMELİ Diyabet hastalarının ayaklarındaki kesik, sıyrık, yanık gibi yaraları en az bir kez kontrol etmeleri gerektiğini kaydeden Uzm. Dr. Çağrı Avcı, “ Eğer hastanın gözleri yeterli görmüyorsa başka biri tarafından kontrol edilmelidir. Diyabet hastalarında cilt problemleri normalden daha fazla görülür. Bu nedenle diyabetik hastaların kişisel bakımı ve temizliği önemlidir. Hastalar ayaklarını günde en az bir kez yıkamalı ve tamamen kurulamalılar. Ayak cildinin kuruması ve çatlamasını engellemek için ayaklara nemlendirici uygulanmalıdır” dedi. ÇIPLAK AYAKLA DOLAŞMAYIN Diyabet hastalarının ayaklarındaki hislerin sinir hasarına bağlı olarak zamanla kaybolacağı için ayaklarında oluşan yaraları hissetmemeye başladıklarını kaydeden Avcı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu nedenle diyabet hastaları çıplak ayak veya ayaklarını korumayan terliklerle yürümemelidirler. Ayakkabı seçimlerini ayaklarını rahatsız etmeyecek iç kısmı yumuşak, ergonomik ayakkabılar arasında yapmalı ve yeni aldıkları ayakkabıları giydiklerinde sık sık ayaklarda su toplama veya kızarıklıklar olup olmadığını kontrol etmelidirler. Ayakkabıları giymeden içlerinde her hangi bir yabancı cisim olmadığından emin olunmalıdır. Ayaklar üşüdüğünde ayaklar asla sıcak bir cisme dokundurulmamalıdır. Ayaklar çorapla korunmalıdır. Ayaklarda oluşan nasırlara ve yaralara hastalar kendi müdahale etmemelidirler. Ayaklarına hiçbir şekilde tahriş edici ilaç ve karışımlar, asit içeren nasır ilaçları sürülmemelidir.” AYAK ŞEKLİ DEĞİŞİRSE VAKİT KAYBETMEYİN Ayaklarda oluşan yaralar ve renk değişikliklerinin önemli olduğunu vurgulayan Avcı, konuşmasının sonunda, Her hangi bir yara oluşmaya başladığı zaman veya yara şekil değiştirirse, kötü kokulu akıntılar oluşursa vakit kaybedilmeden tedaviye başlanmalıdır” şeklinde konuştu.
26 Ağustos 2014 14:45