Ergenin arkadaş çevresini kontrol edin

 

27 Ağustos 2014 14:05
Ergenin arkadaş çevresini kontrol edin




Arkadaş etkisinde kalan gençler madde bağımlısı olabilir


  Uyuşturucu kullananların yüzde 70’ini 15 ile 20 yaş aralığındakiler oluşturuyor. Ergenliğin madde kullanımı açısından riskli bir dönem olduğunu vurgulayan uzmanlar, çalkantılı bir dönem yaşayan ergenlerin arkadaş çevresinin önemine işaret ederek uyarıyor: “Arkadaşları arasında uyuşturucu kullananların olması, kendini o gruba ait hissetmek isteyen gençleri etkiliyor ve madde kullanma riskini artırıyor.”Ergenlik çağındakilerin merak, hayır demeyi bilmeme, kolay risk alabilme gibi sorunlar, tedbir alınmadığında madde bağımlılığı açısından önemli tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Dünyada uyuşturucu kullananların yüzde 70’ini 15 ile 20 yaş aralığındakilerin oluşturduğunu belirten uzmanlar, kolay elde edilebilen maddelerin bağımlılığının daha yaygın olduğunu hatırlatıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Bağımlılık Ünitesi sorumlusu Prof. Dr. Zehra Arıkan, esrarla ilgili ‘ottur, zararı yoktur’ şeklinde yanlış bilgiler dolaştığını hatırlatıyor ve sık karşılaştığı şu olayı anlatıyor: “Bağımlılık ünitemizde tedavi gören hastalarımıza ‘Esrar kullanmasaydın, diğer daha ağır uyuşturuculara başlar mıydın?’ diye sorduğumuzda büyük çoğunlukla ‘hayır’ cevabı alıyoruz.” diyor.Ergenlik çağındaki gençlerin ilgi ve meraklarını sanat, spor ve bilime yönlendirerek bağımlılık yapan maddelerden uzak kalmalarının sağlanması gerektiğini belirten Prof. Arıkan, ailelerin çocuklarına ‘bilgi saklamayacak kadar’ yakın davranmaları ve ‘hayır’ demeyi öğretmeleri gerektiğini ifade ediyor. Ergenlerin iyi bir arkadaş çevresi edinmelerine destek olmayı öneren Arıkan, uyuşturucuya talebi azaltmada aile, okul ve topluma önemli görevler düştüğünü söylüyor. ‘Hayır’ diyebilme becerisi olan çocuklar yetiştirmek lazım geldiğini belirten Arıkan, şunları kaydediyor: “Çocuklar için tehlike, ebeveynden bir şeyler saklamakla başlar. Anne-babalar çocuklarıyla öyle bir diyalog içinde olmalı ki çocuklar bir şey saklamasın. Anne-babalar sıkıntılarında evlatlarının yanlarında olmalı ve sorunlarını paylaşabilmeli. ‘Babama, söylersem bağırır, anneme söylersem kızar’ dememesi gerekir. Her ortamda fikirlerini kolayca söyleyebilmelerine imkan tanımak gerekiyor. Anlaşılabildiklerini düşünmeleri sağlanmalı. Böyle olduğunda sağlıklı davranma becerileri gelişir. Neyin kendilerine zarar verip, neyin vermeyeceğini bilirler.”Çocukların merak ve ilgilerinin sağlıklı alanlara yönlendirilmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Arıkan, “Ergen ve genç bireyler, kendi yaşıtları veya birkaç yaş büyüklerin sözlerini daha çok dinler, onları örnek alırlar. Çocuğumuza birkaç yaş büyük, yaşamları düzgün, kendine yeterli ve güvenli kişiler rehberlik edebilir.” diyor. Aşırı baskı ya da aşırı boş bırakmanın da risk faktörleri olduğunu söyleyen Arıkan, yazın spor, sanat ve bilim faaliyetlerinden istifade etmeleri sağlanan çocukların zararlı alışkanlık edinme riskinin daha az olduğunu sözlerine ekliyor.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.