Türkiye'de kızlar 16-17 yaşına, erkekler ise 18-19 yaşına kadar büyüme gösteriyor
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, yazılı açıklamasında, çocukların büyüme ve gelişmelerinin normal olup olmadığını anlamak için çeşitli değerlendirmeler ve testler yaptıklarını aktararak, çocukların ve gençlerin, boy-kilo ölçümünü değerlendirirken o ülkenin büyüme eğrilerinin dikkate alınması gerektiğini ifade etti.Türk insanının ortalama boy değerlerinin değiştiğini, bu nedenle çocukların 30 yıl önceki büyüme standartlarına göre değerlendirilemeyeceğini belirten Semiz, günün erişkin ortalama boy değerlerinin, Türk erkeği için 176,5 cm, Türk kadını için ise 162 cm olarak olarak belirlendiğini kaydetti.Ailelerin çocuklarının boy ve kilo ölçüleri konusunda endişelere kapıldığını aktaran Semiz, çocukların kilo alımındaki yetersizliklerin hangi durumlarda görüldüğüyle ilgili şu bilgileri verdi:"Kilo alımındaki yetersizlik, çocuğun yaşına uygun yeterli kaloriyi alamadığını gösterir. Kilo almadaki yetersizlik, aynı zamanda çocuğun sağlığı ile ilgili bir sorunu olabileceğinin işareti olabilir. Anne sütü alan bebek aylık kontrollerde yeterli kilo alamıyorsa, anne sütünün yetersiz kaldığı akla gelmelidir. Ek gıdalara başlama döneminden sonra, özellikle tahıl içeren gıdalara başlandıktan sonra büyümedeki yavaşlama, çölyak hastalığını aklımıza getirmelidir. İlk yaşlarda büyümeyi yavaşlatan değişik sorunlar olabilir. Bunlar, inek sütü proteini alerjisi, reflü, demir eksikliği anemisi gibi nedenlerdir. 6 ay - 2 yaş arası demir eksikliğine bağlı kansızlığın ortaya çıkabileceği bir dönemdir."Sık tekrarlayan enfeksiyonlarından özellikle sessiz idrar yolu enfeksiyonlarının çocukların iştahını bozup kilo alamamasına yol açabildiğine değinen Semiz, çok veya az yemenin, yeme davranış bozukluğuyla ilişkili olduğunu vurguladı.Bu kanıya varmadan önce gerekli incelemelerin yapılması gerektiğine işaret eden Semiz, ergenlik döneminde kişinin beden algısını bozan anoreksiya, nervoza ve bulumia hastalıklarına karşı dikkatli olunmasında fayda bulunduğunu kaydetti.Bu durumlarda psikolojik destek gerektiğinin altını çizen Semiz, şöyle devam etti:"Günlük kalori gereksinimi yaş, cinsiyete ve egzersiz durumuna göre değişir. Herkesin metabolik programlanması farklıdır. Genetik özellikler önemli ölçüde belirleyicidir. Kilo almaktaki yetersizliklerin dışında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezite vakalarının hızla artması endişe veriyor. Obezite ile ergenlik yaşı arasında ilişki var. Obezite özellikle kız çocuklarında erken ergenliğe zemin hazırlıyor. Aileler çocukları hızlı büyüdüğü zaman mutlu oluyorlar. Ancak erken ergenlik, büyüme plaklarının erken kapanmasına ve boy kısalığına neden oluyor.Bu patolojik olmayan boy kısalığı grubunda yer alan bir durumdur. Ergenliği geciken çocuğun, anne ve babasında da aynı durum yaşanmış olabilir. Ergenliğin gecikmesi büyüme hamlesinde de gecikmeye neden olur. Geç ergenliğe giren, çocuk akranlarına göre belirgin geri kalır. Bu çocukların kemik yaşları geri olduğu için, gecikmiş büyüme sıçraması ile büyümeyi yakalar ve genetik potansiyele uygun final boya ulaşırlar."Ergenliğin başında el ve ayakların büyüdüğünü anlatan Prof. Dr. Semiz, ergenliğin çok geç kalması halinde cinsiyet hormonlarındaki yetersizlik ve büyüme plaklarının kapanamaması nedeniyle kol ve bacakların uzamaya devam edeceğini, gövdenin ise kısa kalacağını ifade etti.Semiz, ergenliği geciken çocuklarda oranlar bozulsa da ergenlik başladıktan sonra düzeleceğini hatırlatarak, ergenlik tamamlandıktan sonra büyüme temposunun yavaşladığını, yıllık büyüme hızının 1 cm ve altında olduğunda final boya ulaşıldığını anlattı.
28 Ağustos 2014 13:58