Çalışan annelerin, streslerinin azaltılmasına yönelik tavsiyeler
Ülkemizde kadınlar aldıkları eğitim doğrultusunda arzuladıkları kariyere ulaşmak ya da aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla çalışmaktadır. Bununla beraber eğitim düzeyinden bağımsız olarak aile düzeninde bir sorun veya değişiklik olduğunda işi bırakan taraf kadınlar olmaktadır. Evlilik ve hamilelik kadının işinden ayrılmasındaki en önemli faktörlerdendir. Eşlerinden destek görmeyen anneler yorgun ve stresli oluyorÇalışan kadınların iş yoğunluklarının yanı sıra ev işleri, market alışverişi, yemek yapmak, çocuklarıyla ve eşleriyle ilgilenmek gibi pek çok sorumluluğu vardır. Bunların gerçekleşmesinde eşlerinden destek göremiyorlarsa, yapılması gereken işleri aralarında paylaşamıyorlarsa ve bütün sorumlulukları tek başlarına üstlenmek zorunda kalıyorlarsa, annelerin yorgun, stresli, gergin ve kaygılı olmaları sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Annelerin çocuklara uyguladıkları baskı psikolojiyi bozuyorÇalışan anneler ile ilgili yapılan araştırmalarda pek çok farklı sonuç ortaya çıkmıştır. Bazı araştırmacılar annenin çalışıyor olması sonucunda çocuğun gerekli eğitimi ve ilgiyi alamadığını öne sürerken, bazı çalışmalarda ise çalışmayan annelerin çocuklarına uyguladıkları baskı nedeniyle psikolojik sorunların ortaya çıktığı iddia edilmektedir. Bunların yanı sıra yapılan bazı araştırmalar; annenin çocuğuna karşı tutumu ve onunla geçirdiği kaliteli zamanın önemli olduğuna değinmiştir. Mecburiyetten çalışan anneler kendilerini bitkin hissederMecbur olduğu için çalışan ya da istemediği bir işi yapan anneler sıklıkla işi bırakmak istediklerinden bahsederler. Kendilerini yorgun ve bitkin hissederler. Eşlerinden ve çocuklarından sürekli ev işleri ile ilgili yardım talep ederler. Çocuklarından yaşlarına uygun olmayan görevleri yapmalarını beklerler. Her fırsatta memnuniyetsizliklerini dile getirirler. İş ve ev yaşamında memnun olmayan bu anneler çocukları ile daha sık problem yaşarlar ve daha sık tartışırlar. Çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramayan anneler kendilerini suçlu hissederÇalışan annelerin bir kısmı ise çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramadığı için kendilerini suçlu hissederler. Zamanının çoğunu bunu telafi etmeye çalışarak geçirirler ve bunun sonucunda çocuklarının üzerine fazlasıyla düşerler. Çocuklarının her istediklerini yaparlar, sınır koymaya çalışmazlar, çocuklarının yapması gereken işleri onun yerine yaparlar ve aşırı korumacı olurlar. Bazı annelerin kariyeri hayatının odak noktasıdırBir diğer grup anne ise mesleklerini, kariyerlerini hayatlarının odak noktasına koyar. Ev hayatı, eşleri ve çocukları ikinci plandadır. İş yerindeki sorunlarının sebebini çocukları ve ev hayatı olarak görebilirler. Kariyerlerinde oldukça başarılıdırlar, yüksek statüye sahiptirler ve çocuklarından da benzer beklentiler içine girerler. Çocuklarını sınav ve başarı odaklı değerlendirler. Yüksek notlar almalarını ve performanslarını sürekli yüksek tutmalarını beklerler. Annelerin davranışları çocukları olumlu olumsuz etkilemektedirBu davranış ve düşünce şekillerinin hepsi çocuklar için faydalı olmamaktadır. Bazı çocuklar anneye bağımlı, hassas ve çekingen olabilirken bazı çocuklar ise aşırı stresli, tartışma ve kavga etmeye daha fazla eğilimli olabilirler. Suçluluk duygusu annenin davranışlarına yansırBurada bahsettiğimiz pek çok olası senaryoyu yaşamamak, ev hayatı ve iş hayatını bir arada sürdürmek için kadınların iyi planlamalar yapması gerekmektedir. Sıklıkla annelerin akıllarına gelen ilk soru doğumdan sonra ne zaman işe geri dönmeliyim olur. Bunun kanıtlanmış net bir cevabı olmamakla beraber araştırmaların sonucunda tavsiye edilen çocuğun 3 yaşına gelmesini beklemektir. Ancak bu herkes için mümkün olan bir durum değildir. Bu durum annelerde sıklıkla suçluluk duygusuna neden olmaktadır. Suçluluk duygusunun annenin davranış ve düşüncelerine yansımasıyla beraber sorunlar da beraberinde büyüyebilmektedir. Anne eve geldiği zaman, çocuğunun üzerine aşırı düşebilir, sıklıkla hediyeler almaya başlayabilir. Çocuğuna eskisine göre oldukça az sıklıkta hayır demeye başlayabilir. Böyle durumlarda fazla baskıya maruz kalan ya da sınır alamayan çocuklarda, psikolojik ve davranışsal problemler gözlemlenmeye başlanır. Bakıcının anne ve babanın kurduğu düzeni devam ettirmesi gerekmektedirÖncelikle doğum sonrasındaki izin döneminde anne eşi ile beraber tekrar çalışmaya başlama dönemini belirlemelidir. Çalışma dönemi başlamadan bebeğe bakacak kişi mutlaka belirlenmiş olmalıdır. Bir bakıcı bulunamadığı takdirde ücretsiz izin olanaklarından faydalanılmalı, anneanne, babaanne ya da teyze gibi aile bireylerinden yardım alınmalıdır. Burada en önemli nokta; çocuğa bakacak olan kişinin anne ve babanın kurduğu düzeni, koyduğu kuralları aynı şekilde sürdürmesidir. Anneler çok yorgun olsa bile çocuğuna zaman ayırmalıdırYukarıda saydığımız tüm aşırı davranışlar yerine, anneler çocuklarının gelişimine destek vermeli, onun bağımsızlığını kazanmasına yardımcı olmalı, çok yorgun olsa bile ona zaman ayırmalı, çocuklarının günlük aktivitelerini ve sıkıntıları dinlemeli, ilgi ve şefkat göstermelidir. İşten dönen anne mutlaka çocuğunu takip etmeliAnnenin olmadığı zamanlarda, çocukla beraber vakit geçirecek, çocuğun da güvendiği bir yetişkinin bulunması sağlanmalıdır. Okul dönüşünde derslerine yardımcı olacak biri mutlaka olmalıdır. Aynı zamanda okul ve ödev desteğini veren biri olsa bile anne işten döndükten sonra mutlaka takip etmeli, destek vermeli ve ilgilenmelidir. Psikolog Beliz Naz İşeri
04 Ekim 2014 11:43