Engelleri huzurla aşabiliriz
Şifa Bahçesi, 23 Mayıs 2014 20:31
Bir çocuğun bir aileye getirdiği mutluluk, tartışılmaz. Bununla beraber çocuk sahibi olmanın getirdiği zorluklar da var.
Fakat çocuk gelişip konuşmaya, yürümeye başlayıp ilk alışkanlıklarını kazandıkça yavaş yavaş bu zorluklar aşılmaya, çocuğun anne-babasıyla paylaşımları artmaya başlar. Bununla beraber her anne-baba bu güzellikleri aynı şekilde ve aynı tempoda yaşayamıyor.
Geçirilen kazalar, hastalıklar veya kalıtımsal nedenler bazı çocukların gelişimini çok yavaşlatır. Otizm, down sendromu, çocuk felci, epilepsi, kafa veya beyin travmaları gibi sağlık sorunları çocuğun pek çok fonksiyonunu olumsuz etkiler. Bundan dolayı engelli anne-babası kadar engellinin diğer yakınları da çocuğun bakımının getirdiği zorluklardan etkilenir. Engelli çocuklar bir yerden bir yere gitmek, yemek yemek su içmek gibi sıradan işler için bile anne-baba veya yakınların ilgi ve desteğine muhtaçtır. Bu da engelin derecesine göre ailenin bir üyesinin; genelde annenin zamanının çoğunu çocuğuyla geçirmesi anlamına geliyor. Tedavi ve rehabilitasyon çalışmaları çeşitli sağlık kuruluşlarına gitmeyi, tıpta ve ilgili diğer bilim dallarındaki gelişmeleri takip etmeyi gerektiriyor. Anne-babanın, zamanının çoğunu engelli çocuğuyla geçirmek zorunda kalması, çoğu zaman sosyal hayattan kopmasına da yol açıyor. Yetişkin olduktan sonra engelli olan bireyler de var. Bu durumda ise eş ve çocuklar etkileniyor. Bu gibi sebeplerden engellinin anne-baba, kardeşler, eş ve çocuklarında da stres yoğunluğu ve zorlanma sebebiyle bazı psikolojik veya organik sorunlar görülebiliyor. Bunlar tedavi edilmezse engellinin de gelişimini olumsuz etkiliyor. Bu sebeple engelli ailesinin diğer ailelerden daha çok desteğe ihtiyacı vardır. Bununla beraber aile üyelerinden birinin engelli olması duygusal travma oluştursa da duygusal travmayla karşılaşan herkes psikolojik sorun yaşamaz. Psikolojide bu durum için ‘travma sonrası büyüme’ yani olgunlaşma terimi kullanılır. Bu tür birey ya da ailelerde travma sonrası stres bozukluğu yaşansa da engelli ailesinde daha sonraki aylar veya yıllar içinde insan ilişkilerinde iyimser olma, aile içi dayanışma, dinî duygularda artış gibi olumlu gelişmeler de görülebiliyor. Bu durum engelli ile daha çok beraber olan annelerde, babalara göre daha çok görülüyor. Travmanın getirdiği zorluğun derecesi de kişilere ve ailelere göre değişiklik gösterir. Ailede başka yardıma muhtaç kişinin bulunup bulunmaması, problem konusunda bilgi sahibi olup olmamak, ekonomik durumun iyi olup olmaması, engelli yakınının kişiliği, mücadeleci oluşu ve çözüm arayışı bu noktada önemli. Eğitim ve kültür seviyesi de bunlardan biri. Engelli ile meşgul olan kişinin psikolojik sağlığı da engellinin sağlıklı gelişimi ve hayata uyumu açısından önemli. Psikolojik sağlığı daha önce bozulmamış kişiler engellinin durumundan daha az etkilenir. Yine manevî duyguların güçlü olması sevgi, şefkat ve merhamet de engelli ile ilişkilerin sağlıklı olmasını kolaylaştırır.
Şifa Bahçesi, 23 Mayıs 2014 20:31
Yorumlar (0)