Bitki çayı tüketirken nelere dikkat etmeli?
Halis Bilgi, 10 Ocak 2015 20:24
Havaların hızla soğuduğu, sık sık sıcaklık değişimlerinin yaşandığı içinde bulunduğumuz günler, soğuk algınlığı, nezle ve gribe de davetiye çıkarıyor. Bugünlerde insanların bu hastalıklardan korunmak için ilk başvurdukları yöntem ise bitki çayları. Şifaları bitkilerin tek tek ya da karışımlar halinde demlenerek en çok tüketildiği günleri yaşıyoruz. Soğuk havalar bitki çaylarına rağbeti artırırken, aktarlarda en çok zencefil, zerdeçal, tarçın, ıhlamur, adaçayı gibi şifalar bitkiler ile çeşitli bitkilerin bir araya getirildiği karışımlar satılıyor. Ancak, bu işin ehli olmuş aktarlar, şifalı bitkilerin sayılamayacak kadar çok yararının yanında, içerikleri nedeniyle çeşitli hastalıklarla ilgili zararları da olabileceği, dolayısıyla bilinçli kullanılması gerektiği konusunda vatandaşları uyarıyor.
BİLİNENLER DIŞINDA ÇOK ÇEŞİTLİ ŞİFALI BİTKİ VAR
Silifke Caddesi üzerinde 40 yıldır aktarlık yapan Mahmut Karadayı, bitki çaylarının faydaları ve nasıl tüketilmesi gerektiği konusunda İHA muhabirine açıklama yaptı. Kışın gelmesi ve soğukların başlamasıyla birlikte en fazla tüketilen ve halk tarafından da çok bilinen bitkilerin zencefil, tarçın, zerdeçal, papatya, hatmi çiçeği ve ebegümeci olduğunu söyledi. Özellikle zerdeçalın vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren en iyi bitkilerden biri olduğunu belirten Karadayı, bunlar dışında çoğu halk tarafından bilinmeyen çok çeşitli şifalı bitki olduğunu söyledi. Ekinezyanın vücudun bağışıklık sistemini en fazla güçlendiren bitkilerden biri olduğunu, ancak kimse tarafından bilinmediğini ifade eden Karadayı, “Hint safranı denilen zerdeçal, çoğu pek kullanmaz, bilmez ama karaciğerin en iyi ilaçlarından birisidir, en iyi kan temizleyen ve vücuda en fazla bağışıklık kazandıran, hiçbir zararı, yan etkisi olmayan bir bitkidir” dedi.
İnsanların, soğuk algınlığı, grip ve öksürükte genellikle klasikleşmiş zencefil, ıhlamur, biraz tarçın, az da karanfil karıştırarak tükettiklerini dile getiren Karadayı, “Ama tabi sadece bunlarla olmuyor. Ben şu ana kadar bitki çayı içindekileri 22’ye çıkardım özellikle bronşit için. 22 bile benim için yeterli değil, daha neler var. Benim bu karışımım Türkiye’de her tarafa ulaşır, bakanlara varana kadar gönderiyorum. Yüzde 1 milyon faydası var, kesin. 22 ayrı bitkiyi bir araya getirip, toz haline getiriyorum ve bitki çayı yapıyorum. İçinde neler olduğunu söylemem, çünkü bir sır. Mesela asla ıhlamur katmam. Tarçın da girmez, zencefil ve zerdeçal girer. 19 bitki ile 3 de ağaçlardan çıkan bitkisel sakızdan oluşuyor. Benim için bu da yeterli değil. Bunlar hepsi birbirini tamamlayan bitkiler. Mesela akciğerin o kadar sorunları var ki, bunun tüberkülozu, veremi, kronik bronşiti var, astımı var, KOAH var. Bunlar çok detaylı hastalıklar ve çok teferruatlı ilaçları var. Bunların hepsi bir araya gelince anca ortadan kaldırabiliyor” diye konuştu.
EHİL İNSANLARA GİTMEK LAZIM
Bazen klasiğin dışına çıkmak, arayışta olmak da gerektiğini vurgulayan Karadayı, ancak şifalı bitkilerin sayılamayacak kadar çok faydasının yanında, içerdikleri maddeler nedeniyle zararları da olabileceği uyarısında bulundu. Özellikle bitki karışımlarında dikkatli olunmasını isteyen Karadayı, “Bu işi ehline vermek lazım. Televizyonda izliyorum, bu bitkilerde 4-5’i geçen yok. Oysa o kadar keşfedilmemiş bitki var ki. Biz bunu da halktan öğreniyoruz. Tecrübelerimizle 40 yıldır bu işi yapıyorum ben. Onun için ehil insanlara gidilirse daha iyi olur. Bu işi kullanan da çok, sahtekarı da çok. Fazla racon da keserler, buna da inanmamak lazım. Yazıktır, günahtır, halk avamdır, bunlara en ucuz, en faydalı, hiç zararı olmayan bitkilerden verilirse hem müşteri memnun olur hem de bizim aldığımız para helali hoş olur. Bunu dürüstçe yapmak benim şiarım” şeklinde konuştu.
Halis Bilgi, 10 Ocak 2015 20:24
Yorumlar (0)