Arı sokmasi yararlı olabilir
Örnek, 04 Nisan 2015 13:56
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, arı sokmasının felç ve romatizma gibi rahatsızlıklara iyi geldiğini belirterek, "Bir talihsizlik gibi görülen arı sokması, sanıldığı gibi zararlı değil, vücudun savunma mekanizmasını güçlendiren bir olaydır" dedi.
Kolaylı, yaptığı açıklamada geçmişi 9-10 bin yıl öncesine kadar uzanan Türkiye'de önemli arı ırkları bulunduğunu söyledi.
Sadece ürünlerinin değil, arının da şifa kaynağı olduğuna dikkati çeken Kolaylı, şöyle konuştu:
"Birçok insan, çeşitli nedenlere bağlı arıdan korkar oysa arı sokması esnasında vücuda giren sıvı, felç ve romatizma gibi eklem rahatsızlıklarına iyi gelerek, savunma mekanizmasını kuvvetlendiriyor. Talihsizlik gibi görülen arı sokması, sanıldığı gibi zararlı değil, vücudun savunma mekanizmasını güçlendiren bir olaydır. Dünyanın farklı ülkelerinde arıyla hizmet veren klinikler var, insanlar tedavi amaçlı kendilerini arıya teslim ediyor. Bunun, birtakım ruhsal hastalıklarla vücuttaki radyoaktif ışınların etkisini azaltma ve sinir sistemi rahatsızlıklarına iyi geldiği belirtiliyor ancak alerjisi olanlar kesinlikle arıdan uzak durmalı, kendilerini muhafaza etmelidir."
Apiterapi çalışmaları
Kolaylı, arının apiterapik etkilerinin tespiti için çalıştıklarını, bunları bilimsel veriler ışığında gün yüzüne çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Arı kovanlarındaki havanın bile tıpta alternatif tedavi yöntemi olarak kullanıldığına işaret eden Kolaylı, "Api air' denilen uygulama var, arı kovanındaki hava boru yardımıyla solunarak ciğerlere çekiliyor. Astım, alerji ve bronşit gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde bu şekilde alternatif tedavi yöntemi izleniyor. Dolayısıyla sadece arının balı, propolisi, poleni değil, başlı başına kendisi de insanlık için büyük nimet, şifa kaynağı" diye konuştu.
Kolaylı, arı zehrinin kanser hücrelerinde de etkili olduğunu düşündüğünü anlattı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) projesi kapsamında KTÜ ve Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) iş birliğiyle arı zehrinin kanser hücrelerindeki etkisini araştırdıklarını belirten Kolaylı, çalışmaların olumlu sonuçlanması halinde kanserle mücadelede arı zehrinden de söz etmenin mümkün olacağını vurguladı.
Kolaylı, Türkiye'nin zengin bitki florasından elde edilen balların diyabetik yaralar, karaciğer rahatsızlıkları ve kanser hücrelerinin oluşumunu önlediğini, bağışıklık sistemini güçlendirerek unutkanlık ve depresyona karşı etkili olduğunu sözlerine ekledi.
Örnek, 04 Nisan 2015 13:56
Yorumlar (0)