Doğum öncesi ve sonrası ruhsal sorun riski nedir
Halis Bilgi, 09 Mayıs 2016 18:50
Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Kurt, yaklaşık her 5 kadından birinin gebelik ya da sonrasında bir ruhsal rahatsızlık yaşayabildiğini söyledi.
Anne Ruh Sağlığı Farkındalık Günü kapsamında Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesinde düzenlenen basın toplantısı, Bakırköy Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Kadriye Kart Yaşar'ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, gebelik ve doğum sonrası dönemde görülen sorunların en çok bilineninin depresyon olduğunu ifade ederek, bunun yanı sıra, psikoz denilen gerçeği değerlendirmenin bozulduğu tablolarla ve obsesif kompülsif bozuklukların gündeme gelebildiğini söyledi.
Bazı hastaların, sorunu önemsemediğini, farkına varmadığını, gizlediğini ya da önüne tedavi arayışı konusunda birtakım engeller çıktığını aktaran Kurt, şöyle devam etti:
"Yaklaşık her 5 kadından birisi gebelik ya da sonrasında bir ruhsal rahatsızlık yaşayabiliyor ama maalesef durumun bu kadar farkına varıldığını, üzerinde durulduğunu söyleyemeyiz. Tedavi olmadığında bu durum sadece anneyi değil, hem hamilelik hem de doğum sonrası olmak üzere başta bebeği, babayı ve tüm aileyi etkiliyor. Çocuklarda gelişme geriliği ortaya çıkabiliyor. Erken doğumlar meydana gelebiliyor ve öğrenmeyle ilgili birtakım sorunlar yaşanabiliyor. Bu durum çocukların hayatlarının ileri evrelerinde de birtakım sorunlar yaşamasına neden oluyor. Toplum, anne, aileler, hatta eğitimli kesimler ve sağlık profesyonellerinin bile bu konuda yeterli bilgiye ve bilince sahip olduğunu söylemeyiz. Elimizdeki imkanlarla artık biz gebelik ve doğum sonrası dönemde anneleri bebeğe zarar vermeksizin, istisnalar hariç olmak üzere tedavi edebiliyoruz. Ancak hala yaygın biçimde bu konuda yanlış bilgilenme, algı ve değerlendirme var. Dolasıyla tedaviden kaçınma konusunda yaygın bir tutum var. Depresyon kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülüyor. Bu maalesef büyük oranda gözden kaçan bir durum. Bu duruma bir de gebelik ve sonrası dönemin şiddeti eklendiğinde karşımıza çıkan tabloyu daha ciddi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor."
"Bu kadınlar tedavi olabilirler"
Uzm. Dr. Gökşen Yüksel Yalçın da medyada takip ettikleri haberler arasında toplumu ve kendilerini en çok çocuk ölümlerinin etkilediğini dile getirerek, "Çocuğun ölümüne sebep olan anne canilikle suçlanıyor ama gerçekten anne cani mi yoksa psikiyatrik bir hastalığı mı var bunun muhakkak değerlendirilmiş olması gerekiyor." dedi.
Yalçın, bu konuda yapılan birçok çalışma bulunduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İstanbul Adli Tıp Kurumunda yapılan bir çalışma var. Değerlendirilen çocuğunu öldüren 74 annenin yarısında psikiyatrik bir rahatsızlık olduğu ve bu neticede bu acı olayın gerçekleştiği ortaya konulmuş. Cani olarak yaftalanan, tamam cezai müeyyidelerden bir şekilde korunabiliyor bu kişiler ama bir ömür boyu bunun vicdan azabıyla yaşamak durumunda olan anneler var. Bu kadınlar tedavi edilebilirler, bu sorunlar önlenebilir. Destek aldıklarında tedavi olma şansları var. Tedavi edilebilir bir sebepten ötürü çocukların hayatını kaybetmesini istemiyoruz. İstenmeyen gebeliklerin risk faktörü olduğunu unutmayalım. Cinsel istismar veya travma sonrası stres bozuklukları da bazen bu durumlara sebep olabilir. Anne adayında bir zeka problemi varsa onun da risk faktörü olduğunu unutmayalım."
Halis Bilgi, 09 Mayıs 2016 18:50
Yorumlar (0)