İstiridiye kabuğunun altındaki inci misali
Popüler Haber, 04 Ocak 2018 15:08
On sekiz bin âlemin saklı hazineleri henüz yavaş yavaş keşfedilmekte… Bir istiridye kabuğu misali, hangi yaratılmışa baksak içinden bir inci çıkıyor. Yaradan öyle güzel öyle özel öyle naif yaratmış ki, her hücresinden hikmet pınarları akıyor… Bilim adamları bunca ilerlemiş teknolojiye rağmen bir şeyleri çözmekte öylesine zorlanıyor ki, âdemoğlu âlemin çözülmemiş sırlarını merak ediyor. Çünkü insan düşünmese de henüz bilinmeyen yahut saklanan çok şey olduğunu bal gibi bilmek derler ya işte öyle biliyor…
Bundan 14 asır evvel indirilen Kur'an–ı Kerim asırlar evvel birçok şeyi açıklıyor. O zamanlar yalancı deniliyor Allah'ın biricik peygamberine… Mecnun deniyor, Kur'an'ın güzelliğini ve latifliğini kabul ettiklerinde ise yine inkâr çadırına saklanıp şair diyorlar. Nefisleri, yürekleri, bedenleri “amenna” demek için can atarken, şeytana boyun eğip set çekiyor huzur dolu bu davaya...
14 asır evvel, değil uzay gemileri hiçbir teknoloji yokken öylesine ender bilgiler veren Kur'an-ı Kerim'i batının bilim adamları ve araştırmacı profesörü dahi okuyup çözmeye çalışırken birçoğu bunu da inkâr ediyor. Neml suresi 18. Ayette “Ey karıncalar, haydin yuvalarınıza girin. Süleyman ve orduları, sizi fark etmeyerek ezip çiğnemesinler!” diye buyuran Rabbimiz karıncaların kendine has bir dili olduğunu da belirtiyor. Yapılan araştırmalarda karıncaların tuz tanesi kadar beyni olmasına rağmen her karınca yerleşkesinin kendine mahsus bir dili olduğu tespit ediliyor. Bunun yanı sıra her yerleşkenin bir kraliçe karınca tarafından yönetildiğini açıklayan profesörler, ayette geçen konuşmanın kraliçe arıya ait olduğunu gösteriyor.
“(Ey Muhammed!) Bunu (bildirdiklerimizi) biz sana ayetlerden ve hikmet dolu Kur'an'dan okuyoruz.” (Ali İmran Suresi 58. Ayet)
Rabbimiz bu ayetin bilinciyle, tefekkür edip hikmetleri yaşarken görebilenlerden eylesin…
Popüler Haber, 04 Ocak 2018 15:08
Yorumlar (0)