Dikkat! Somurtkan çocuk yetiştiriyoruz
Halis Çocuk, 04 Ocak 2018 13:29
Gülümsediğinde güzelleşmeyen yüz gördünüz mü? Hele bu yüz çocuk yüzüyse. İçten bir tebessüm, içten bir gülücük insanı ne kadar da sevimli hale getiriyor. En gergin olduğumuz zamanlarda bile bize sunulan tatlı bir tebessüm, bahar çiçekleri gibi rahatlatıcı duygular hissettiriyor. Güler yüzlü olmak insanı insan yapan değerlerdendir.
Psikolojik açıdan baktığımızda iki insan arasında ki en yakın mesafe tebessümdür. Tebessüm, alanı da vereni de zora sokmayan bir süreçtir. Ne güzel söylemiş Sezai Karakoç “gülümseme, yüzün zekatıdır.” Çok haklı. Gülümseme, yan etkisi olmayan ilaçtır. Evet, gülümsemenin ve tebessümünün faydalarını saymakla bitiremeyiz. Bu nedenle güler yüzlü çocuk yetiştirmek için özel bir çaba sarf etmemiz gerektiğine inanıyorum.
Kaşları çatık, yüzünden nefret fışkıran insanlarla iletişime geçebilir misiniz? Geçemezsiniz. Bu insanlar çevreye gerginlik dağıtır. Endişe uyandırır. İnsan kendini sorgulayıcı duygular içerisine girer. İşte günümüz çocukları bu şekilde. Somurtan ve asık suratlı. Gülmeyi inşa etmiş bu çocuklara biz ne yapıyoruz da somurtkan hale geliyorlar?
Bakalım çocuklar neden somurtkan oluyormuş. Eğitim dediğimiz süreç, çocuklarımızın içinden gelen hisleriyle, dış alem arasında dengeli iletişimi kurmalarına yardımcı olmaktır. İçten gelen önemlidir. İçten geleni dış aleme uygun şekilde dillendirilmesi daha önemlidir. Dünyanın kuralı budur. Herhangi bir olaya, herhangi bir tepki vermeden elverişli zamanı beklemek, tepki miktarını ayarlamak gerekir. Tüm hayatta bu kanun geçerlidir.
Tüm bunların somurtkanlıkla ne lakası var diye düşünüyorsunuz değil mi? Çok ilgisi var. Somurtkanlık, en çok öfke ve öfkeye neden olan duygunun aktarılmasına engel olunduğunda ortaya çıkar. Çocuktan bir şey isteriz. Yerine getirmek istemediğini izah etmeye çalışır. Bu izahı yok sayar ve dayatmaya devam ederiz. Ağzına lafı tıkarız, kızarız. Çocuğun da en masum itiraz şekli “somurtkanlık” olur. Çünkü o surat asılmadığında bizler ne demek istediğini anlamıyoruz. O surat asılmadığında içine biriktirdiği cümleleri göremiyoruz. Ne zaman surat asılıyor o zaman soruyoruz: “Ne oldu?” diye. Doğru soru ama yanlış zaman olduğunu fark etmeden…
Halis Çocuk, 04 Ocak 2018 13:29
Yorumlar (0)