Ey halıkını düşünen hasta kardeşim! Hastalık tıpkı sabun misali günahların kirlerini arındırıp temizler. Efendimiz (sav) şöyle buyururlar: “Ermiş ağacı silkelemekte nasıl meyveleri düşer, imanlı bir hastanın titremesi de öyle günahları silkeler."
Günahlar, hayatı ebediyete daimi hastalıklardır.
Bu hayatı dünyeviyede dahi kalp, vicdan, ruh için manevi hastalıklardır.
Eğer sen sabredip şekva etmezsen şu muvakkat kesik bir hastalık ile daimi pek çok hastalıklardan kurtulursun.
Eğer günahları düşünmüyorsan yahut ahireti bilmiyorsan veya Rahman'ı tanımıyorsan sende öyle dehşetli bir hastalık var ki milyon defa sendeki bu küçük hastalıktan daha büyüktür.
Üzülecek ve feryad edeceksen bu haline üzül ve feryad et.
Zira bütün dünyanın mevcudatıyla kalbin, ruhun ve nefsin alakadardır.
Mütemadiyen firak ve zeval ile o alakalar kesilip sende hadsiz yaralar açılır.
İşte bu yaraların ilacı
Maddi hastalığın yırttığı gaflet perdesinin altında sana gösterdiği aczin ve zaafın penceresiyle, bir Kadir'i Zülcelalin kudretini ve rahmetini teneffüs etmektir.
Evet, Allah'ı tanımayanın, dünya dolusu derdi vardır.
Allah'ı tanıyanın dünyası Nur'la ve manevi sürurla doludur.
Derecesine göre İman kuvvetiyle hisseder.
Bu imandan gelen manevi sürur ve şifa ve lezzet altında, cüzi maddi hastalıkların elemi erir, ezilir biiznillah. Üstad (r.a)'ın bu değerli sözlerini kaleme dökmeme vesile olan, değerli Mehmet Yavuz hocamızın hastalığı bizleri ziyadesiyle mahzun etmiştir.
Rabbim hastalığını günahlarına kefaret kılarak bir an önce Şafi ismi hürmetine şifa versin inşaAllah.
Yorumlar (0)