70 yaşında bir kadın… Yaşamını sürdürdüğü tek odalı evinde yalnız ve mazbut bir hayat sürüyor. Bir ay önce elektriği ve suyu kesilmiş. Kömür alamadığı için sobasını yakamıyor, yaşlı bedenine sardığı battaniyeyi işaret ediyor ve “kışı bununla çıkaracağım” diyor. Mahallenin muhtarı birkaç duyarlı insanla birlikte kapısını çaldığında önce seviniyor sonra olduğu yere yığılıyor ve yalvarmaya başlıyor:
“Biliyorum beni huzurevine götüreceksiniz ama ben bunu istemiyorum. Hatıralarımı sakladığım bu gecekonduda yaşamak ve burada ölmek istiyorum” Mahallenin muhtarı yaşlı kadını ikna edebilmek için eğiliyor ve “Bak teyze orada yemeğin önüne gelecek, ortam sıcak, arkadaşların olacak, bu soğuk evde nasıl yaşayacaksın” diyor. Kadın gözlerini başını kaldırıyor ve masum bir çocuk edasıyla yalvarmaya devam ediyor: “Evladım benim bu evde kırk yıllık hatıralarım var. İki oğlumu burada büyüttüm. Ama hayırsız çıktılar, biri Rus bir kadınla evlendi orada kaldı diğeri bir arkadaşıyla kalıyor beni arayıp sormuyor. Ama yine de ben onları seviyorum, onlara kimseye laf dedirtmem. Kocamla güzel günler geçirdik burada. Onu ahirete buradan uğurladım. Çocuklarım küçükken kocam hamallık yapar akşam elleri dolu gelirdi. Sobayı yakardım, sofrayı kurardım ve hep beraber otururduk. Şimdi ne eşim var ne de çocuklarım. Yapayalnız kaldım. Ama onların hatıraları beni ayakta tutuyor. İşte çayımızı şurada içerdik, kocam şu köşeye otururdu, çocuklar sobanın etrafında olurlardı. En büyük hayalim onları okutmak meslek sahibi yapmaktı. Ama okumak istemediler. Ama adam olmak her şeyden daha önemliymiş evladım. Ben annemi babamı hiç incitmedim ama onlar beni terk ettiler. Şimdiki çocuklar zaten anne babayı dinlemiyorlar…
Yaşlı kadın uzun zamandır kimseyle konuşmamış gibiydi. Uzun uzun sohbet etmek ve içini dökmek istiyordu. Muhtar araya girdi.
Ama bak burada soğukta kalıyorsun, elektriğini suyun da kesilmiş. Dedi. Yaşlı kadın ise tavrını hiç değiştirmedi: “Olsun evladım, zaten sevdiklerim beni terk ettiler bir de evimden koparmayın. Onların hatıraları ile burada yaşamak ve ölmek istiyorum. Gitmem başka yere…” diye karşılık verdi.
Mahallenin hayırseverleri, kadını dikkatlice dinlediler ve iyilik yapmak istiyoruz ama reddediyor burada da yaşanmaz ki diye fısıldaşmaya başladılar. Fakat onu anlamaya çalışan muhtar daha fazla konuşulmasına izin vermedi, elini tuttu ve “korkma teyze seni evinden koparmayacağız, istediğin şartları burada oluşturmaya çalışacağız” dedi. Sonra insanlara döndü ve burası onun kendini güvende hissettiği tek yer. Onu bu ortamdan koparmak büyük kötülük olur, fakat ortamı iyileştirebiliriz dedi. Bu ifadeler yaşlı kadını rahatlatmıştı. Çünkü ev onun kendini iyi hissettiği tek yerdi.
Yorumlar (0)