Ümid varsa yaşam vardır
Halis Bilgi, 09 Şubat 2019 14:27
Modern dünyamızın kronik hastalıklarından biri “deprasyon”dur. Deprasyonun sebebleri farklılık gösterse de ana sebebin psikolojik olduğu, günlük stres, umut/ümit’in yerine karamsar düşüncelerin oluşması gibi nedenler olduğunu biliyoruz.
Biz inanan insanlarda ümid ile iman ilişkisinin güçlü olması gerekmektedir. Umutlar tükenmiş ise hedeflerimize ulaşma arzusuda kalmamış demektir. Yaşama azmimimiz de tükenmiş demektir. Oysa inanç sahiblerinde ümid hiç bir zaman bitmez, umut her daim canlıdır. Canlı olması gerekmektedir. Ümidin olmadığı zaman imanın da yok olduğunu söyler yüce peygamberimiz. Aşağıda elzade adlı bir internet sitesinde umutla ilgili güzel bir yazıyı da sizlerhe paylaşmak istiyoruz.
Umut, yaşamımıza ekleyeceğimiz tüm yatırımların gerçekleşmesini temin eder. Yarının ne getireceği hakkında umutlanır ve heyecanlanırsak hayatımıza maddi ve manevi daha çok yatırım yapar ve güçlüklerin ardındaki kârları görmemiz mümkün olur.
Son zamanlarda yapılan incelemeler umutlu olan kişilerin dört ortak özeliğe sahip olduğunu ortaya koyuyor;
• Gelecek bugünden daha güzel olacak.
• Bunu yapabilmek için gerekli yeterliliğe sahibim.
• Amaçlarımı gerçekleştirmenin tek bir yöntemi yok birçok yöntemi mevcut.
• Her evrede sorunlarla karşı karşıya kalabilirim.
Umut bünyesinde sevinç ve coşku gibi birçok duyguyu barındırır. Umut yalnızca iyi hisler duymak anlamına gelmez. Umut zihninizle yüreğinizin ahengidir. Dolayısıyla umut mevzu olduğunda ihtiras ve akıl beraber hareket eder.
Umut ayrıca bulaşıcıdır. Toplumsal çevreniz, çok yakın arkadaşlarınız, idolleriniz, yaşanmış tatlı öyküler tamamı sizin umutlu olma halini etkiler. Aynı şekilde art arda kötü haberler, değişiklikler ve rahatsızlıklar işittiğinizde umutlanmak için zorlanabilirsiniz. Esasında onlardan doğru mesajları çıkarmanız amacıyla orada mevcuttur. Ve bu zor dönemlerde umutlu olmak etkin değişiklikleri elde edebilmeniz için önemlidir.
O halde, şimdi gelecek için umutlanmak gayesi ile ne yapmalı? Her yerde anı yaşamanın gerekliliğinden söz ediliyor. Araştırmalar uyanık kaldığımız anların % 40 ında gelecek kaygısı ve alışkanlıklarla kendimizde ya da çevremizde neler olduğunun bilincinde olmadığımızı ortaya koyuyor. İngilizcesi “Mindfullness” olan “Farkındalık” kelimesi, içinde bulunduğunuz anı fikirleriniz, hisleriniz, vücut algılarınız ve etrafınızdaki çevre şartları ile bulunduğu gibi deneyimlemek, tüm dikkatini o ana çevirmek ve o ana odaklanmak manasına geliyor. Bu kelimeyi iş, ilişki ve ebeveynlik gibi yaşamınızın tüm safhalarında taşıdığınızda gelecek hakkında endişe duymanın yanı sıra bu anın gerekliliklerini yerine getirip gelecek için daha çok umutlanmanız mümkün. Pekâlâ, bunu ne şekilde yapacaksınız?
İşte An’a konsantre olmanın Özellikleri;
Entemelfarkındalık adımı, nefes alış verişinize özen göstermek. Bilhassa korku ve kaygı gibi sık duygulara maruz kaldığınızda soluğunuza dikkat edin.
• Yalnızca fark edin. Şimdi neler duyumsuyorsunuz? Görüntüler, sesler ve kokular. Onların ne işe yaradığının farkına varın.
• Bedeninizde şimdi neler hissettiğinize konsantre olun. Baştan aşağı tüm bedeninizdeki hisleri duymaya çalışın.
• Şimdi duygularınız neler? Saadet, üzüntü, endişe ve hiddet gibi duygularınızı umursamadan, reddetmeden, yargılamadan ve bilinçaltına atmadan fark edin ve özgür bırakın.
An’ı yaşamanın Faydaları;
Son senelerde yaşamın her safhasında tesiri araştırılan ve çok pozitif sonuçlar kazanılan farkındalık çalışmaları insanların;
• Otomatik ve dürtüsel verdikleri tepkileri fark etmelerini, kontrol etmelerini ve durdurmalarını
• Güç ve kompleks durumlara daha etkin cevaplar vermelerini
• Olayları daha net fark etmelerini
• Daha üretken olabilmelerini
• İş ve özel yaşam arasında daha güzel bir denge kurmalarını sağlar.
Halis Bilgi, 09 Şubat 2019 14:27
Yorumlar (0)